• BIST 9477.14
  • Altın 3673.334
  • Dolar 37.9702
  • Euro 41.9045
  • İstanbul 5 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 7 °C
  • Berlin 5 °C

Yutkunma Tarihi

Ece Temelkuran

"İstenende yalnızlık ve bin meşakkat, böylesinde bir kalabalık, bir hay huy ve işte denklik, herkesle bir olma vardı." Şule Gürbüz- Coşkuyla Ölmek (İletişim Yayınları) 
***
Nihayet ben kimim ki! Kürt çocuklar için, eşitlik, adalet ve özgürlük için kalbini ve aklını yormuş biri. Oysa ne bedeller ödendi. Roboski'yi yazdım diye ödediğim bedel ne ki! Hiçbir şey. Çocuklar öldü, kadınlar ağladı, nesillerin kalbi kömür edildi. Nice kanlı tülbent yere çalındı da kavga bitmedi. O yüzden "Ben bu barışı istemem, başka barış getirin" diyecek değilim. Hadsizlik olur.

Ama şaşkınlıkla tiksinti arası bu tuhaf ve kırgın duyguyu hissetmeye hakkımız var, değil mi? Daha düne kadar "Tek bayrak tek millet" sloganı altında toplananların bugün iktidarın bir emriyle, bir folklorik hoşluk olarak barış işareti yapmasını, Kürtlerin de konjonktür gereği hoş tuttuğu yeni "vicdan prenslerini/prenseslerini", Yıldırım Türker'e, Nuray Mert'e ve bana "Kandil muhibi" deyip hakkımızda operasyon başlatanların bugün en coşkulu Kürt-dostları olmasını, olayların Nihat Doğan eksenine kaymasını, bir tane bile işkenceden geçmiş Kürt çocuğu görmemiş olanların bugün Kürt çocuklarının gözlerinden bahsetmesini, gönderilen manidar selamları, "Elhamdürillah barışı getiriyoruz" ambiansını, kurulmakta olan ittifakları, bu yeni ittifakların fabrikasyon barış söylemlerini, bölgesel değişim planı çerçevesinde imal edilen barışı, hasılı bu "hayhuyu" izlerken, hiç değilse sessizce tiksinme hakkımız var değil mi? "Biraz daha susarsak barış gelecek" mutabakatı sağlandı. Ben o mutabakata tek kelam etmem, merak etmeyin. Kan duracaksa eyvallah. Nihayetinde Türkiye tarihi bir "Yutkunma Tarihi" tarihidir.

Acı tat

Fakat birinden söz etmeme izin verin...

Diyarbakır Newroz alanında biri vardı, gördüm. "Mektup" okunurken gözleri doluyor ve durmadan yutkunuyordu. Durmadan bir şey yutuyordu. Gözyaşı akmayınca, geri yutulunca genizden tuzlu, ılık, acı bir tat geçer. Onun da genzinden böyle bir tat geçiyordu. 70'leri yutuyordu. Çırılçıplak edilen köylüleri. 80'leri yutuyordu, Diyarbakır Cezaevi'ni, JİTEM'i, asit kuyularına atılan insanları, köpek Jo'yu, ezberletilen marşları, Musa Anter'i, 90'ları yutuyordu, evinden alıp götürülüp bir daha getirilmeyen onca insanı, panzerleri, tüfekleri yutuyordu. 2000'leri yutuyordu, atılan taşları, akrepleri, gözyaşartıcı bombaları, Orhan Doğan'ı, çocuklara yapılan işkenceleri. Durmadan yutuyordu. Muktedirin gönderdiği yeni "vicdan elçileri" protokolde oturuyordu. O protokolde asıl oturması gerekenlerin hepsinin ya ölü ya -her iki tarafça- susturulmuş olduğunu biliyor, bu bilgisini yutuyordu. Çünkü artık silahlar susacaktı. Terazinin bu tarafında kan, beri tarafında genzindeki o tuzlu, acı tat vardı. O zaman elbette ki, tıpkı daha önce yüzlerce kez yaptığı gibi, yutkunacaktı. Ben işte o Kürt kardeşimin genzindeki tadı hissediyorum. Daha söyletmeyin beni.

Sustum gitti

Devir değişti. Daha da değişecek. Ortadoğu gül bahçesi olacak, altından petrol boru hatları geçecek. Sünniler Şiileri yenecek. Bu "hayhuy" içinde işte, Başbakan haklı, "Artık Kürt sorunu yok". Sadece yoksul Kürtlerin sorunu var. Pek geçer akçe değil bugünlerde biliyorum. Umurumda da değil. Ama ben onların tarafındayım. Yoksulların ve yutkunanların. Onlar bugün savaşın ve kanın durması için bütün bildiklerini yutma olgunluğunu gösteriyorlarsa... Ben kimim ki! Elbet ben de yutarım. Yuttum gitti. Sustum gitti.

  • Yorumlar 12
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Mehmet Yılmaz26 Mart 2013 Salı 09:23Her Dönemin İnsanı Farklıdır

      Çok zor dönemler vardır. Bu D önemi götüren zor ve korkusuz insanlardır. Bu dönem ilgilenenler ağır bedeller öder. Bu insanlar bedel ödemekten çekinmezler ve öderler. Ağır bedel ödeyen insanlar kolay dönemleri sevmezler. Kolay dönem meyve toplama dönemidir. Bir şey yapmadan yaltaklanma dönemidir. O zaman sahne değişir yeni kişiler gelir. Onların işi o. Siz iyi ki zor dönemlerin insanısınız. Boş verin gerisini herkes kendi döneminde sahneye çıkar. sahne sırası onlarda. Sizi seviyoruz...

      Yanıtla (0) (0)
    • vahap doğan26 Mart 2013 Salı 10:27bende ece temelkuranın tarafındayım

      teşekürler ece taraf önemli değil yapılan zülmü görmek önemli israile özür diletmek kadar kendi halkım deyip sonrada savaş uçaklarıyla bombaladıkları roboski halkından özür dilemek önemli ece gerçeklerden yana olduğun için sana teşekürlerimi sunarım

      Yanıtla (0) (0)
    • imran adsay26 Mart 2013 Salı 11:12müsterih ol sevgili ECE

      kürt halkı kadir şinastır emin olun ece hanım.bizi zor günlerde kimin yanımızda olduğunu kimin kin ve düşmanlık ettiğini hem hafızamıza kayt etmişiz hem de tarihe dipnot düşmüşüz.biz tecrubeli bir halkız 12 eylül un karanlık döneminde evren yalakalığında yarışan gazetecilerin,12 eylül ruhu dağıldığında nasıl da demokrasi havarileri kesildikleri henüz hafızalarda tazeliğini koruyor. oradanda tecrubeli olduğumuzu bilmeni isteriz.ama bu tartışmalın yeni başladığı önderliğin bildirisinin etkisinin tartışıldığı dönemde cıkıp bunlarla tartışmanın bir yararını olmadığını asıl tartışmayı gölgelemek.

      Yanıtla (0) (0)
    • METİN26 Mart 2013 Salı 11:18METİN

      Editörün Notu: Değerli yorumcumuz, Büyük harflerle yazılan yorumları yayınlayamıyoruz. Kriterlerimize uygun olarak yeniden yorum yazmanızı diler, ilginize teşekkür ederiz...

      Yanıtla (0) (0)
    • METİN METİN26 Mart 2013 Salı 11:25KONUŞ

      konuş bugün konuşmayan enin olunki yarın vijdan ları onları çok rahat sız edecek

      Yanıtla (0) (0)
    • mardin mardin26 Mart 2013 Salı 11:44menderi

      gölünü ferah tut ece abla seni unuturmuyuz hiç. senin yazıların tarihin kadim sayflarında herkesin aradığı raflardaki yerini aldı. sen gönüllerdesin.

      Yanıtla (0) (0)
    • imran adsay26 Mart 2013 Salı 12:32eklenmiştir

      bu yazıya yorum eklenmemiştir.yazısına yorumum eklenmeştir.diyorum Editörün Notu: Sayın yorumcu, yorumları onaylamakta zaman zaman gecikmeler olabilmektedir

      Yanıtla (0) (0)
    • tewfiq KAYA26 Mart 2013 Salı 14:53SUSMAK BARIŞI GETİRECEKSE...

      Ece hanım onurlu ve dik duruşunuza her zaman saygı duymuşumdur bu yazınızın altına da izin verirseniz imzamı koymak istiyorum çünkü düşüncelerinize katılıyorum.Zalime karşı susmamış insanlar olarak milyonların barış düşü gerçekleşecekse yutkunmaya ve susmaya razı olacağız..saygılarımla başarılarınızın devamını diliyorum...

      Yanıtla (0) (0)
    • Yarımada26 Mart 2013 Salı 16:13Sen sus gözlerin konuşsun ECE

      Merak etme son yutkunan iyi yutkunacak. Şu an insanların genzini yakanların bir genzi bile olmayacak o zaman. İnsanların canını bedenini kendine siper eden sözde barış havarileri günü geldiğinde riyakarlıklarının cezasını çekecekler

      Yanıtla (0) (0)
    • semsur-i26 Mart 2013 Salı 16:46zamanın getirdikleri...

      tamamda kardeşim yukarda yazdığın tüm o hakaret ve işkenceleri yapanlara maddi manevi destek veren çevrlerde sen çalışmıyormuydun, o çevrelerle sen içli dışlı değilmiydin, Allah'u alem o gün onların hoşuna giden şeyler yazardın, bu gün ortalık süt liman olunca takiyeci gibi doğruluktan yana gözüküyun, o faili meçhuller işkenceler yapılırken neredeydiniz, gıkınız çıkmıyordu.

      Yanıtla (0) (0)
    • diyar licelim26 Mart 2013 Salı 18:36sen susamazsın

      sevgil ece sen susamazsın yutkunamazsın neden çünkü sende mangal gibi yürek ve cesaret var aynı zamanda VİCDAN VAR iki tane kendini bilmez eleştirdi diye bırakamazsın bak h cemalın yazılarına son verdiler ama kandile gitti seni susturmaya çalıştılar ama susmadın neden cesaretin ve vicdanın var eleştiri insanı olgunlaştırır seni seviyoruz ve cesaretli adımlarını destekliyoruz her zaman yanındayız

      Yanıtla (0) (0)
    • Firat dicle26 Mart 2013 Salı 19:27Ece

      Bir önceki yazini yutkun once

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89