TBMM’deki yolsuzluk soruşturma komisyonu raporunun görüşülmesi sona erdi. Çoğunluk ilgili bakanların Yüce Divan’a gönderilmesine gerek görmedi.
Bu, beklenen bir sonuçtu.
Ancak bu sonuç tartışılacaktır.
Meclis'in siyasi yapısı, milletvekillerinin parti görüşü etrafından hareket ihtimali ve hali her zaman sıkıntılar taşımıştır, yine taşımaktadır. Sözünü ettiğimiz genel tablodur. Zira blok oyla aklama ile blok oyla suçlama aynı oranda sıkıntı taşıyan siyasi davranışlardır.
Ve bu, iki yönlü bir sıkıntıdır.
Bir kere şeffaflık, denetim açısından siyasi koşullara, faydaya, dengeye tabi olduğu oranda etkili bir sistem değildir.
Öte yandan gerek siyaset kurumunu gerek adı geçen bakanları ucu açık, siyasi söylem ve iddiaya teslim eden bir şekilde töhmet altında bırakmaktadır.
Yüce Divan’a gönderilmeyen bir iktidar partisi bakanı suçlu olsa da suçsuz olsa da töhmet altında kalmaktadır. Bu durum siyasi iktidar ya da ilgili siyasi parti için de geçerlidir.
Hakedilmeyen aklamalar, hakedilmeyen suçlamalar ve töhmet altında kalışlar siyaset kurumunu örselemektedir.
Nitekim son durumda tam da böyle bir tablo oluşmuştur.
Türkiye önümüzdeki dönem yeni bir anayasa hazırlayacak.
Bu meselenin hazırlanacak anayasada dikkatle ve yeni bir yolla ele alınması gerekmektedir. Fezlekelerin doğrudan doğruya yüksek bir mahkemenin ilgili bir komisyonunda incelenmesi, Yüce Divan kararının buna bağlı kılınması çok daha gerçekçi olur. Nitekim Türkiye Yüce Divan’da yargılanarak ceza alan ve aklanan pek çok siyasetçiye tanık olmuştur. Esas olan bu yargı mekanizmasıdır.
Yolsuzluk iddiaları dünyanın her yerinde, tüm hukuk devletlerinde, demokratik düzenlerde sık karşılaşılan, sistemlerin üzerinde hassasiyetle durduğu, ağır yaptırımlara tabi tuttuğu durumlardır.
Tükiye bu tür durumlarla daha sonra da karşılaşacaktır.
Önemli olan yolsuzluklar karşısında sistemin etkili araçlara sahip olmasıdır.
Şu ayrıntının da altını çizmek gerek:
Yapılan oylama sonucu AK Parti’nin kimi milletvekillerinin eski bakanların Yüce Divan'a gönderilmesi yönünde oy kullandığı görüldü.
Bu, her şeye rağmen çoğunlukculuk baskısının delinmesidir ve sistem açısından hayırlı olmuştur.
Ayrıca (iki yönlü oy kullananlar ya da blok oy kullanmayanlar onlar olduğuna göre) AK Partililerden hareketle bakılacak olursa, yolsuzluk iddialarından bir darbe girişimi üretmek ne denli gerçek bir durumsa, kimi milletvekilleri için ve Türkiye kamuoyunun bir bölümü için kimi bakanların yolsuzluk yaptığı da o denli gerçek bir algıdır.
Bir dosya kapanmıştır.
Ancak siyasi iktidarın imajı üzerine olumsuz etkilerde bulunarak kapanmıştır.
17 ve 25 Aralık darbe girişimleri konusunda sonuna kadar haklı olan ve haklı olduğu her geçen gün biraz daha ortaya çıkan AK Parti’nin inandırıcılığını arttırması, yolsuzluk iddalarından arınması ancak kendi içine yönelik daha açık, titiz ve şeffaf davranmasıyla mümkün olabilir.
Başbakanlık’tan Dink’e
Son derece önemli bir metin, Başbakanlığın internet sitesinde yayınlanan Başbakan’ın Hrant Dink’in ölüm yıldönümü vesilesiyle yaptığı açklama yolsuzluk tartışması ve oylamalarının gölgesinde kaldı.
Bu metin hem Dink’le ilgisi hem geçen yıl 24 Nisan’da devletin 1915’le ilgili taziyesinin bir devamı olması bakımından ve Türkiye’nin 1915’in 100. yılındaki devlet refleksinin ne olacağını ortaya koyması bakımından son derece önemlidir. Önümüzdeki yazılarda bu konuyu ve metni özellikle ele alacağız.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.