Saba Melikesi’nin ülkesi, Yahudi tarihinde müstesna yeri olan diyar.. Arap ülkesi ama bir o kadar Afrika Boynuzu’ndan etkilenmiş, Soğuk Savaş’ta Kuzey/ Güney diye bölünmüş, benzersiz bir mimarinin gölgesinde, herkesin ‘gat’ denilen bir uyuşturucu ot çiğnediği, erkeklerin belde hançerle dolaştığı egzotik, biraz ürkütücü, Sinbad’ın ‘gezip dolaştığı’ memleket. Şimdi korkunç bir masalın içine çekiliyor.
Yeni ‘şahin’ Suudi kralı Salman, Yemen’e ‘Kararlı Fırtına’ operasyonu başlattı. 4’ü Körfez (BAE, Kuveyt, Katar, Bahreyn), 5’i Sünni ülkeler (Ürdün, Mısır, Sudan, Fas-Pakistan geri adım attı), Türkiye’yi de eklersek 10 ülkenin desteğini aldı. Gerekçeleri İran’ın artan nüfuzuyla ‘kırmızı çizgilerine’ basması. Hedefleri ‘meşru’ Başkan Mansur Hadi’ye koltuğunu iade etmek.
Tek adaylı seçim
Hadi dediğimiz, Arap isyanları sürecinde 2012’de Ali Abdullah Salih’ten devraldığı başkanlık koltuğunu, tek aday olarak girdiği seçimle ‘meşrulaştırmış’, nüfusu yüzde 35-40’ını oluşturan Husilerin de yer aldığı Ulusal Diyalog Konferansı’nda başarısız olup kasımda kendi partisi Genel Halk Kongresi’nce liderlikten atılmış isim. Şimdi kontrolü ele alan Husiler karşısında Riyad’a sığındı.
Yemen dediğimiz karmaşık siyasi, sosyal, coğrafi gruplaşmaların olduğu, salt mezhep değil aşiret ayrımları hafsalamızı zorlayacak bir yer. Misal, 2010’da Suudi desteğiyle Husileri bombalamış Salih, bugün Husilerin ‘ortağı’. Salih’i deviren isyanda Husiler önemli rol oynadı. Salih’e bağlı birlikler bugün Hadi’ye karşı savaşıyor. Salih de Husiler gibi Zeydi ama Suud vaktiyle baş destekçisiydi. Resme ABD, Arabistan El Kaidesi ve en son Sanaa’da 142 kişiyi öldüren IŞİD’ı eklemeli.
Üç benzemezler
İşte Suudi Arabistan bu tabloyu dizayna soyundu. İşi kolay değil. Koalisyon birbirine diş bileyenlerden kurulu. Riyad, bölgede İhvan’ı gömen güç, Abdülfettah El Sisi’li Mısır’ın sponsoru. Ama Suud’un, Mısır’ın yeniden Arap liderliğine soyunur kaygısı eksik değil. Kahire, İhvancıların toplaştığı Suriye Ulusal Koalisyonu’nu dışlayıp muhalefeti buluşturuyor, Suriye ordusunun muhafazası ve Esad’ın akıbetini ‘açık bırakan’ politikayı alttan alta zorluyor. Diğer yanda el Sisi’nin Mısır askeri yetkilileriyle Suud’u ‘yolunacak kaz’ gördüğünü gösteren ses kayıtları var. Ama şimdilik Mısır’ın mali ipleri Riyad’da.
Katar, Türkiye ile birlikte İhvan’ı bölgede şişirip ‘boyuna bosuna’ bakmadan Suudi hanedanlığını kızdıran ülke. Suudiler geçen yıl aylarca diplomatik tecritle Doha’ya dersini verdi. Sonunda Katar’la Mısır’a ‘kardeşlik’ tazeletti ama Mısır yargısı İhvancılara ‘ölüm cezaları’, Kahire de Katar için ‘terör sponsoru’ sesleri çıkarmaya devam ediyor. Yine de şimdi kimsenin İhvan mihvan dinleyecek hali yok.
Türkiye’nin umudu
Yemen’e geçen yıl Türkiye’den yollanan bisküvi kutularındaki silahlar kime gitti bilmiyorum lakin Suud’un derdi İran olduğundan Ankara’ya ihtiyacı var. Mezhepçi rengini çoktan belli etmiş Türkiye, derhal bu ‘ilkeli’ koalisyona destek sundu. Zira Ortadoğu projesi İhvan’la birlikte çöktü ama Riyad’dan mali beklentileri çok. Suudiler asıl başarıyı Ankara ile Kahire’yi buluşturursa elde eder. ‘Değerli yalnızlık’ böylece manidar biçimde sona erer.
Ömer El Beşir’in Sudan’ı, Suudi uzantısı Ürdün Kralı’na, Fas’a girmeye gerek yok.
Sorun şu ki bu temeli çatlak koalisyon hava saldırılarıyla yetinse mesele, yetinmese mesele. Husiler Suud hava saldırısını 2010’da yaşadı. Riyad’ın Yemen’le bir ara İsrail’in yap-tığı gibi duvar örmeye giriştiği 1800 km’lik sınır var. 150 bin asker yığdığı karadan girse batağa saplanabilir. Bu işten Yemen el Kaidesi ve IŞİD kârlı çıkarsa, Suud’un eşiğinde Şii tsunamisi görürsek şaşırmamalı.
ABD’nin vurguları
ABD bunları bilecek denli uzun süredir Yemen’de. El Kaide ile İHA savaşını burada yürüttüler. Talihin azizliği El Kaide ile açıkça savaşan diğer güç Husiler. Suudi saldırısına lojistik ve istihbarat desteği veren ABD, baştan çizgisini ‘müzakereli siyasi çözüm’ olarak çekti. 2 yıldır Obama İran siyasetiyle Suud’un gözünde ‘lanetlenecek’ şahsa dönmüştü. Petrol vanasının başında oturup piyasaları belirleyen Suudileri topyekün çöpe atacak halleri yoktu. Ana ticaret yolu Aden Körfezi de varken. ABD için bu operasyon İran’la nükleer anlaşma eli kulağındayken, hasmını ‘sıkıştıran’ bir unsur. Ama Suudi pilotları denizden toplayan Amerikalılar şimdiden ‘operasyonun ucu açık olmamalı’ diyor. Obama da Kral Salman’a ‘Yemen’de müzakereli siyasi çözüm’ vurgusu yaptı. AB baştan bu tavrı koydu.
Asıl hedef İran’a gelince... İran soğukkanlı durdu, Yemen’e asla müdahaleyi dışladı. ABD’nin İran’ı bölgede ‘rasyonel oyuncu’ görmesi boşuna değil. Irak savaşıyla başlayan süreç bize Tahran için intikamın ‘soğuk yenilen bir yemek’ olduğunu gösterdi. Olur da nükleer anlaşma yapılırsa İran bu krizden bölgesel güvenlik mimarisinde önemli ve sorumlu bir oyuncu olarak çıkabilir. İran’a karşı dengeleri gütme becerisini diklenmek sananların durumu da çarşamba köşe yazısına... (Cumhuriyet)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.