Yazıklar olsun İsrail’in katliamlarına sessiz kalan, teşvik eden, destek çıkan ülkelere... İnsanlığa savaş açan İsrail, yavrucakları yani masumiyeti öldürüyor. Sadece kaygı, üzüntü, esef bildiren, hala orantısız güç kullanılmaması gerektiği ezberini tekrar eden sözümona çağdaş batıya yazıklar olsun. İleride bir İsrailli’nin burnu kanayabilir kaygısıyla yüzlerce Filistinli masumun öldürülmesine sessiz kalan bir zihniyet insanlıktan, dürüstlükten, adaletten, haktan, hukuktan bahsedebilir mi? İnsanlar bundan sonra size inanır mı? Sizin demokrasi nutuklarınıza, insan hakkı söylevlerinize, çevre duyarlılığınıza, hukukun üstünlüğü beyanlarınıza kim niçin inansın?
ABD, Avrupa ve BM inandırıcılığını hızla kaybetmektedir. Bunun dünya halkları üzerinde üreteceği travmayı kimse göğüsleyemez.
Batı, Mısır darbesinde demokratlığını kaybetmiştir.
Batı, Suriye’de zalim diktatöre hayat öpücüğü vererek samimiyetini kaybetmiştir.
Batı, Irak’ta ülkeyi iç savaşa sürükleyen yönetime destek vererek dürüstlüğünü kaybetmiştir.
Batı, İsrail’de insanlık katliamına sessiz kalarak barışçı yüzünü kaybetmiştir.
Kendini üstün ırk herkesi hayvan gören akıl hastası bir hükümet, dünyayı topyekün uçuruma sürüklüyor. Dirayetsiz, korkak ve ufuksuz devlet adamları İsrail karşısında sadece kendilerini anlamsızlaştırmış oluyorlar.
Eleştiriye alışacaklar!
HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş’ın etrafında bir dokunulmazlık ve kutsallık halesi örülmeye çalışılıyor. Onlar herkesi yerden yere vurma hakkına sahipler ama siz onları eleştirdiğinizde öyle bir yaygara yapıyorlar ki, yer gök inliyor. Meğer HDP adayı eleştirilemez ve sorgulanamaz beyaz Türk sınıfına çoktan dahil olmuş. Tebeşirle kendisini beyazlaştırmaya çalışan bazı kifayetsiz muhterisler de onun adına hemen kılıç sallamaya başladılar.
Bizim geçen haftaki “Demirtaş, Demokratik Özerkliği rafa kaldırmış, Kürt meselesinin kapsamlı çözümünü ise unutmuş... Neredeyse Kürt demekten çekinen HDP başkanının daha adayken kendine yabancılaşmaya başlaması çok hazindir” sözümüzden fena alınmışlar. Peki yalan mı? Daha adayken kendisine yabancılaşan bir kişi seçilse kimbilir neler yapmaz?
Daha düne kadar ayrılıkçı etnik milliyetçiliğin hamasi söylemlerinde bulunan ve özerklik/bağımsızlık uçlarında gezinen bir kişinin sistemi kabullenmesi önemli bir durumdur ve devam eden çözüm sürecinin başarısıdır. HDP’nin Türkiyelileşmesi veya HDP’lilerin ılımlı ve kuşatıcı bir görünüme bürünmesi büyük bir kazanım olur. Birkaç günlük söyleme böyle köklü dönüşüm muamelesi yapmak doğru olmasa da bunun olumlu bir izlenim uyandırdığı söylenebilir. Bizim eleştirdiğimiz bu değil.
Bazı anlama özürlüler, Demirtaş’ın ılımlı söylemini ve barışçıl politikasını eleştirdiğimizi iddia ediyorlar. Keşke Demirtaş böyle bir söyleme kavuşsa... Biz bu şahsın tutarsızlıklarını ve hangi oyunlara alet olduğunu siyaseten ve ahlak ölçüleri içinde eleştiri konusu yapıyoruz. Ama onun adına cevap veren terbiye yoksunları açık hakaretlerde ve tehditlerde bulunuyorlar.
Bir hafta önce başbakana en ağır hakaretleri yağdıran bir kişi bir hafta sonra Polyannacılık oynuyorsa bu elbette eleştiri konusu olur. Dün ayrılıkçı Kürt milliyetçiliğinin militanı gibi konuşan bugün milli birliğin sembolü gibi görüntü veriyorsa bu elbette sorgulanır. Bunun sorgulanması olumlu gidişatın önünü kesmek için değil, göstermelik bir değişimin kalıcıya dönüşmesi içindir.
Ayrıca, kampanya sloganında rakibine hırsız diyen bir kişi ılımlı ve kucaklayıcı bir dil mi kullanmış oluyor?
Gezicilerin, paralellerin, çözüm sürecini sabote eden statükocuların diliyle hükümete yüklenen bir kişi barışçı bir dil mi kullanmış oluyor?
Erdoğan karşıtı cephenin alkışları ve destekleriyle yelkenini şişirmeye çalışan bir kişi siyasi açılım mı yapmış oluyor?
CNNTürk’te başka Sterk-TV’de başka, Diyarbakır’da başka İstanbul’da başka konuşan bir kişinin tutarsızlığı vurgulanmamalı mı?
Anlaşılan Demirtaş adına hakaret yağdıran HDP sözcüleri demokratik siyasetin eleştirel boyutuna alışık değiller. Hemencecik tehdide ve küfre başvuruyorlar. Ama alışacaklar...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.