Bugün herhangi bir OsmanlıcaTürkçe sözlüğü açsak, “müellif” kelimesinin karşılığına baksak, şu minvalde bir tanım buluruz karşımızda: “Kitap yazan, bir eserin sahibi olan kimse.” Lakin, dikkatlice düşünürsek şayet, “yazar” ile “müellif” aynı şey değiller. Ne de belki aynı insan. Temel farklılıklar mevcut arada. Yazar (writer) ile author (müellif) bambaşka kişilikler; yahut tek insanın içinde derin bir kişilik bölünmesinin adları, yansımaları... Yazar ekseriya kovuğuna çekilir, kabuğunda salyangoz misali, mağarasında münzevi; bir hayal âleminde yaşar, zihninde hikâyeler.
Gerçek dünyadan, günlük hayattan ya kopuktur ya fersah fersah uzak. Asosyaldir, kendi kendine konuşur, kimse ona “deli” demez; çünkü etrafında kimse yoktur; fazla sosyalleşmez. İstese bile beceremez. Âşık olmaya kalkar, eline yüzüne bulaştırır. Yapısı, fıtratı izin vermez. Yalnızlıktan beslenir. Saatler, günler, haftalar, aylar, seneler boyu ufacık bir ayrıntı üzerinde uğraşabilir, didinebilir; durmadan, usanmadan. Bu arada dışarıda hercai bir bahar başlar, ağaçlar tomurcuklanır, güller olur katmer katmer, insanlar sevdalanır, sevdalılar ayrılır; saçlara ak düşer, bebekler diş çıkarır; yaş günleri kutlanır, evlilik yıldönümleri; peş peşe partiler, etkinlikler düzenlenir; sofralar donatılır, kadehler tokuşturulur... Bizimki, garibim, bunların hepsini atlar iki cümle daha fazla yazacağım diye. Gençliğini yaşayamadan yaşlanır. Hayatta hep ama hep bir şeyleri kaçırır. Kimse bilmez ama içinde daima bir şeyler ukde kalır. # Bir de müellif vardır. Onun mizacı alabildiğine farklıdır.
Yazarın derisi ne kadar inceyse, müellifin derisi de o kadar kalındır. Müellif kitabı sahiplenmeyi sever, kendini saklamaz, imza günlerinde binlerce kitap imzalar, söyleşiler yapar, anlatır, sorular cevaplar. Her müellif birbirine benzemez tabii. Kimi müellif ona buna cevap yetiştirir, kimi kimseye sataşmaz. Kimi müellif panellere katılır, televizyonlara çıkar; kimisi sadece edebiyat konuşur; kimisi politikayla ilgilidir, oralara dalar; kimi müellif etrafında çömezler ya da hayranlar ordusuyla dolaşmayı sever ve tarih boyunca da öyle olmuştur. Hiçbir yazar birbirine benzemediği gibi, hiçbir yazarın içindeki müellifler de birbirlerinin aynı olmamıştır. Kimi müellif, partilerin adamı ya da kadınıdır. Sosyal hayata bağımlıdır. Ah o renkler, o sohbetler, kalabalıkların insanıdır.
Michel Foucault der ki: “Her müellif yazardır, ama her yazar müellif değildir.” Çok sevdiğim ve biraz da kıskandığım romancı David Mitchell de söyleşilerinde büyük bir samimiyetle içindeki yazar ile müellifin devamlı didiştiğini anlatır. “Ama” diye ekler hemen: “Biri ötekine ihtiyaç duyar var olabilmek için, ayakta kalabilmek için.” Bugün yere göğe sığdıramadığımız Balzac, kalabalık ortamları hep sevmiş, bol bol sosyalleşmiştir. Salman Rüşdi gündüz yazıp gece partilere katılanlardan. Çok sevdiğim Doris Lessing kendi halindedir. Bunda sufizmin de etkisi olduğunu yazılarında hissettirir. Arundhati Roy son derece politiktir. Farklı farklı yazarlık halleri var. Kimine uyar kimine uymaz. Kimseden bir başkasına benzemesini beklemeye hakkımız yok, mademki bunca farklı insan, bunca yazarlık hali ve yöntemi var. Yazar ile müellif arasındaki bölünmeyi hemen hemen hiç yaşamayan edebiyatçılar da var. Ben, naçizane, bölünmüşlerdenim. Yazar hanım ile müellif hanım bazen girerler birbirlerine, ayırana kadar uğraşırım. Bendeki yazar cesurdur, delidir, içine kapanıktır, hikâyelere müptela, harflere âşıktır. O yazarken katiyen karışmam, bırakırım nasıl isterse, gönlü ne yana akarsa yazsın.
Bendeki müellif insanlarla diyalog kurmayı sever. Lakin bazen yazar, müellifi zorda bırakır. Bazen de yazar, müellifi. “Ben olmasam sen hiçbir şey yapamazsın” der yazar. “Ben o romanları yazayım, eşek gibi çalışayım, sen çık lak lak konuş haklarında, imza at bol bol, halbuki her şeyin dayanağı benim.” “Olabilir” der müellif, bozuntuya vermeden. “Lakin ben olmasam sen zor ayakta durursun. Çünkü ben senin yazdıklarını okurlar ile buluştururum. Oradan alırsın nice kez ilhamını. O kalpten kalbe bağlar olmasa daha güzel, daha yeni kitaplar yazmak için itkiyi, enerjiyi nereden bulursun?” “Sen fazla sosyalsin” der yazar. “Edebiyat yalnızlık sever.” “Sen de fazla asosyalsin” der müellif. “Edebiyat kendini tekrar etmeye gelmez, hayattan kopmaya gelmez. Sana bıraksam kendi kendini kurutursun.” Bu ikisi anlamaz birbirlerinin halinden. Seneler geçse de çocuk gibi küserler. Ben kalırım arada, arafta...
- BIST 9379.83
- Altın 3707.979
- Dolar 37.8409
- Euro 41.3004
- İstanbul 11 °C
- Diyarbakır 14 °C
- Ankara 11 °C
- İzmir 16 °C
- Berlin 7 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Yazar ve ben

Elif Şafak / Yazar - Habertürk
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Rüya24 Eylül 2012 Pazartesi 07:57
- Türkiye demokrasiyi sevmezse23 Mart 2012 Cuma 06:51
- Kürtçe âşık olmak10 Mart 2012 Cumartesi 07:30
- Babasız çocuklar ülkesi Türkiye22 Kasım 2011 Salı 02:57
- Miyazaki San’ın anısına...13 Kasım 2011 Pazar 00:15
- Zihinlerdeki enkaz30 Ekim 2011 Pazar 12:28
- Yeni bir Anayasa, yeni bir başlangıç09 Ekim 2011 Pazar 02:53
- Barışı unutanlar barışın unuttukları25 Eylül 2011 Pazar 09:30
- Endişe28 Ağustos 2011 Pazar 04:13
- Başkasının hüznünü iliklerinde hissetmek21 Ağustos 2011 Pazar 12:07
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.