Osmanlıca belgenin çevirisi (Belge 2 sütun halinde olduğundan, “1. Sahife 1. Sütun”, “1. Sahife 2. Sütun şeklinde çevrilmiştir)
TAHRİFAT: 3
Evet, ileri görüşlülüğüyle müstakbelde Kürtler için hazırlanmış “darbe-i müdhişe”ye vakıf Bediüzzaman’ın, sırf onları kurtarmak, maddi-manevi terakkiye sevketmek ve onlara refah yollarını göstermek, komşu halklarla, din kardeşleriyle müsavi şartlarda huzur, sükûnet ve vahdet içinde yaşamalarını temin etmek maksadıyla ellerine verdiği bu rehber kitabı (Münazarat’ı) hangi hakka binaen ve hangi salahiyete istinaden tahrif ve tahribe tabi tuttunuz? Ehl- Kitap dahi kendi kitaplarında bu kadar tahrifata cüret etmişler midir acaba! Bıraksaydınız da orijinal haliyle kalsaydı; şayet muhtevası hoşunuza gitmiyor idiyse, okumazdınız; olur biterdi...
Acaba yaşanılan bunca acıların ve ıstırapların yaşanmasında bu tahrifatçı güruhun da payı yok mudur? Kürtlerin de Türklerin de dökülen her damla kanında bu tahrifatçıların payı yoktur denilebilir mi? Başkasını bilmem, ama kendi adıma “yoktur” diyemiyorum. Zira Bediüzzaman’ın Münazarat’ı (Kürt Reçetesi) zamanında yetkililerin ellerine yetiştirilseydi, mamur memleketimiz bu denli viraneye dönmezdi ve aşiyanelerimizde bülbüller yerine baykuşlar ötmezdi. Bin yılı aşkın bir süredir aynı coğrafyada birlik ve beraberlik şiarıyla yaşayan iki Müslüman kardeş topluluğu (Türkler-Kürtler), günümüzde birbirinin saldırtan, boğazlattıran, sırtlanlar gibi birbirine parçalattırmaya azmeden ırkçı ve kafatasçı azınlık, bu ülkedeki tüm zenginlikleri, tüm değerleri, tüm renkleri, tüm sesleri bastırmak, sindirmek ve gerekirse yok etmek üzere iş başında icra-yı faaliyet ederlerken, birilerin de bunların ekmeğine yağ sürercesine Kürt ve Kürdistan ifadelerine karşı hınçlarını bir başka kulvarda icraya kalkışmaları bu günkü felaketimizin yegâne sebebi değil de nedir? Tek kelimeyle, bu iş, ateşe odun taşımak değil midir?
Çalışma yeni belgelerle devam edecek...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.