• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 17 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 3 °C

Vakit varken

Mesut Yeğen

Dile kolay: Çoluk, çocuk; genç, yaşlı; kadın erkek, binlerce Kürd günlerdir muhasara altındaki şehirlerinde evlerinden çıkamıyor. Her gün komşularından, akrabalarından, evlerinden birilerini vatandaşı olduğu devletin tanklarının, toplarının ateşine kurban veriyor. Kurban verdiklerini defnedemiyor, yaralısını, yaşlısını, çocuğunu hastaneye götüremiyor. Vatandaşı olduğu devlet böyle takdir ettiği için, vatandaşı olduğu devletin milyonlarca başka vatandaşının gözü önünde... 

Birkaç haftadır Kürd şehirlerinde olan bitenin özeti bu: Devlet, dindarıyla seküleriyle makbul vatandaşlarının gözleri önünde, sözde vatandaşlarını muhasara etmiş, her gün birkaçının hayatına son veriyor. Giderek alışıyoruz ama durum bu ve hakikaten vahim. 

Ancak daha cehenneme düşmüş de değiliz. Ve hatta işlerin son bir haftalık seyri cehennemin eşiğinde asılıp kaldığımızı gösteriyor. Tanklarıyla, toplarıyla şehirleri kuşatanlar, bir yandan epey bir eziyet edip, her gün birkaç Kürdü öldürürken, tankla topla yapabileceklerinin tamamını yapmaktan da uzak duruyor; en azından şimdilik. İki muhtemel sebebi olabilir bu eşikte kalma halinin. Ya bu işlere karar verenler, bu işleri yürütenler nihayet PKK’yi, YDG-H’yi şehirlerden sökmenin ancak Dersim gibi, Zilan gibi bir katliamla mümkün olduğunu anladılar ve bundan uzak durmak istiyorlar. Ya da tankla topla şehirleri kuşatmanın yaratacağı eziyetin faturasının PKK’ye, YDG-H’ye kesileceğini hesap edip, Kürdlerin PKK’ye, YDG-H’ye müzahir olmanın maliyetinden korkacaklarını, devletlerine ‘döneceklerini’ düşünüyorlar. Umalım ki, sözünü ettiğim eşikte kalma halinin ardındaki esas sebep ilk hesap olsun. Umalım ki, devlet PKK’yi, YDG-H’yi şehirlerden sökmenin ancak Dersim gibi, Zilan gibi bir katliamla mümkün olduğunu anlamış ve bundan uzak durmak istemiş olsun. 

Çünkü, sözünü ettiğim tereddüdün ardında ikinci hesap varsa eğer, birileri bu işlere karar verenlere, bu işleri yürütenlere haber verse iyi olur: Durum, bekledikleri gibi değil, aksi istikamette gelişiyor. Kürd şehirlerinin muhasarası sürdükçe, Kürdler bu eziyeti çektikçe, bu muhasara, bu eziyet niye başladı sorusunun bir hükmü kalmıyor Kürdlerin nazarında. Muhasara sürdükçe, Kürdlerin büyük kısmının kapıldığı “çatışmaya dönmek, hendek siyaseti pek de iyi olmadı” hissiyatı giderek zayıflıyor, manasızlaşıyor. Muhasara sürdükçe, çatışmaya dönülmüş olması, hendekler unutuluyor, devletin açık zulmüne duyulan öfke büyüyor. Muhasara sürdükçe, Kürdlerin nazarından hendekler çıkıyor, bütün çıplaklığıyla devlet ve muhasara kalıyor. 

Bu hal, devletin bu işlere başlarken heves ettiğinin tam aksi bir durumun oluşmakta olduğunu gösteriyor. Kürd hareketinin gücünü kırmak, Kürdlerin seçimler ve Rojava üzerinden şekillenen iradesini sınırlandırmak için girişilen bu işlerin sonunda daha kuvvetli bir Kürd iradesi, PKK’ye daha fazla müzahir bir Kürdlük ortaya çıkıyor. Dolayısıyla da devlet bir kısır döngüye hapsolmuş görünüyor. PKK’yi sınırlamak, Kürdlerin iradesini yumuşatmak için yapılanlar PKK’yi büyütmeye, Kürdlerin iradesini kuvvetlendirmeye yarıyor. 

Bu kısır döngüden çıkmak için vakit de var imkan da. Basit bir formül üzerinden müzakereler dönmek bu kısır döngüye son verebilir. Şartlar, bu basit formülün bugün için şu olabileceğini gösteriyor: “Ver müzakereyi, al hendeği” ya da “Ver hendeği, al müzakereyi”. Bu yapılmaz da bugün için geçerli olan ve müzakereye dönüşü imkansız kılan “Ver silahı/çık ülke dışına, al müzakereyi” formülünde ısrar edilirse söz konusu kısır döngü katmerlenerek devam edecek görünüyor. (Basnews)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89