PKK’nın Avrupa sorumlusu ve Oslo sürecinin kilit isimlerinden Zübeyir Aydar’la yaptığım röportajın en ilginç yanı, çizdiği “Türkiye” tasavvurunun, Ak Parti’deki bazı isimlerin vizyonuyla örtüşmesiydi.
Söz ettiğim Ortadoğu’ya açılan, bölgesel liderliğe oynayan bir Türkiye.
Hükümet yetkilileri, hele de Kürt meselesinde çözüm isteyenler, son yıllarda özel sohbetlerde sık sık “Türkiye ya büyüyecek ya küçülecek” ifadesini kullanıyor. “Büyüme”den kastedilen, tabii ki başka ülke topraklarını ilhak etmek, at üstünde fethetmek değil. Ahmet Davutoğlu gibi Ortadoğu’ya açılımı savunan isimlerin hayalindeki, Kürt meselesini çözen bir Türkiye’nin siyasi ve ekonomik nüfus alanını, başta Kuzey Irak olmak üzere Suriye ve Türkiye’nin güney komşularını da kapsayacak şekilde genişletmesi.
Bu yüzden, Zübeyir Aydar da Türkiye’nin Ortadoğu’da ‘liderlik’ potansiyelinden söz edince şaşırmadım desem yalan olur. Aydar, Türkiye’nin önce “Türkçe bilen Kürtlerle” barışması gerektiğini, ardından Ortadoğu’da güçlü bir Türk-Kürt ittifakından söz etti.
Suriye’deki PYD güçleri Ceylanpınar’da muhaliflerle çatıştı. Neden PYD muhalefete katılmadı?
- Türkiye’nin Suriye politikasında iki sıkıntı var. Birincisi Kürtler bir şeye sahip olmasın istiyor; ikinci olarak da mezhepsel yaklaşıyor. AKP ideolojik olarak kendini Müslüman Kardeşler’e yakın hissediyor. Muhalefette Kürtler olsun ama PYD olmasın bakışı var. Bunu en net Serikani’de (Ceylanpınar ya da Resulayn) gördük. Resulayn’deki çatışmada Türkiye, PYD karşısında el-Kaide bağlantılı Nusra Cephesi, Tevhid ve el-Şam gibi radikal İslamcı grupları destekledi. PYD karşısında silah, malzeme, ateş gücüyle destekledi. Oysa bu grupların çoğu Suriyeli değil.
PYD, PKK’ya mı bağlı?
- PYD PKK değildir. Lider olarak Öcalan’ı ideolojik önder kabul ediyorlar. PKK’nın bir parçası değil ama diğer örgütlerden daha yakın.
Ama PYD halk savunma birliklerinin PKK’lılardan oluştuğu söyleniyor...
- Hepsi oradaki halktan. Geçmişte PKK içinde yer almış kesimler de olabilir ama hepsi Suriyeli Kürtler. Bu şu anlamına gelmez tabii; başka bir bölgedeki Kürt isterse dayanışma için gelebilir.
Türkiye’nin PYD’yle diyalog kurmasını telkin ediyor musunuz?
- Biz Türkiye ile anlaşmadan hiçbir Kürt örgütüne arabulucu olmayız. İlişki yürütmelerine karşı değiliz ama hepsini de Türkiye konusunda duyarlı olmaları için uyarıyoruz. Türkiye’nin kendi Kürt’üyle anlaşmadan diğer bütün Kürtlerle kurduğu ilişki, Kürtleri bölmeye yöneliktir. Ama biz görüşmüyoruz diye başka Kürt örgütlerinin görüşmesini engellemeyiz.
Suriyeli muhalifler, rejimle iş tuttuğu gerekçesiyle PYD’ye tepkili. PYD neden Esad rejimine karşı çıkmadı?
- Karşı çıktı ama silahlı mücadeleye katılmadı. Zaten silahlı gruplar devreye girmesiydi, Esad çoktan yıkılmış olacaktı. Günde 500 bin kişinin katıldığı gösterilere daha fazla dayanamazdı.
Ama o gösterilerde ateş açılıyordu. Günde 30-40 kişi ölmeye başladığı için insanlar meşru müdafaa yöntemini seçti.
- Bu Esad’ın ömrünü uzattı. Bugün iktidarda olmayabilirdi. Silahlı gruplar halk nezdinde de tereddüt yarattı. İnsanlar Esad’a karşı ama olan bitenden, radikalleşmeden de tedirgin.
PKK, Beşar Esad’ın devrilmesinden yana mı?
- Esad ve Baas rejimi bizim açımızdan bir diktatörlüktür. Gitmesi lazım. Ama bunun alternatifi Taliban benzeri bir rejim olamaz. Arzumuz, Suriye’de etnik, dini, mezhepsel ayrımın olmadığı Araplar, Kürtler, Çerkezler, Hıristiyanlar, Asuriler, Sünni ve Alevilerin eşit haklarla yaşayabileceği demokratik bir yapı.
PKK’yla müzakere süreci dursa da, Türkiye Kuzey Iraklı Kürt gruplara çok yakın.
- Türkiye Kürt meselesini ancak Türkçe bilen Kürtlerle halledebilir. Gerisi kolay. Kürtlerle Türkler, geniş demokratik bir ittifak kurmalıdır bu bölgede. O zaman 1500’lerin, Osmanlı’nın Ortadoğu’ya açıldığı dönemi anımsatır. Türk-Kürt ittifakı Türkiye’yi bu bölgede lider konumuna çıkarır.
Yani Türk-Kürt ittifakı üzerinden yeni bir Ortadoğu tanımlıyorsunuz...
- 30 yılı aşan bir çatışma. Hepimiz kaybediyoruz. Bütün bu enerjiyi kalkınma ve dostluk için harcayabilirdik. Birbirimizi kırmak için harcıyoruz. Üzülüyoruz. Türkiye’nin büyümesi lazım. Bunun için de Kürtleriyle barışması lazım. Serikani de (Ceylanpınar) Suriye’yle sınır aslında bir tren hattı. Böyle saçma sapan sınır mı olur! Mayınlarla, tellerle bu sınırlar kutsal gibi gösterildi. Halklar arasında sınır olmamalı. Binlerce insan o sınırlarda akrabalarını görmek için öldü. Aslında Suriye’nin Kürt bölgesi de, Musul ve Kerkük gibi Misak-ı Milli sınırları içinde. Bunları tartışmalıyız. Türkiye’nin Kürtlerle büyümesi lazım. Ekonomik ve siyasi olarak. Bunlar bir anda hallolabilecek şeyler. O kadar çekingen, şoven ve milliyetçi temelde yaklaşıyorlar ki...
Irak’ta Barzani güçleri ve Maliki arasında büyük gerilim var. PKK’nın tavrı ne?
- Endişeyle izliyoruz. Irak’taki konu, nihayetinde bölgemizde diyalog kültürünün zayıf olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca iktidarı ele geçiren, hemen tek adamlığa oynuyor. Maliki başbakanlığı bir daha bırakmamak üzere zemin oluşturuyor. Endişeyle izliyoruz ve uzlaşmaya teşvik ediyoruz. Ama Irak’ta yeni bir çatışma süreci yaşanırsa, biz Kürt tarafıyız...
Milliyet
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.