Türkiye geçen haftadan itibaren şiddetli bir türbülansa girdi. Dolayısıyla bundan sonra ne olacağı sorusu her zamankinden daha önemli hale geldi.
Sistem şimdi bütün bileşenleriyle hem ciddi sarsıntılar geçiriyor hem de hızla irtifa kaybediyor.
Geri dönüş artık mümkün olamayacağına göre Türkiye türbülanstan ya yere çakılarak ya da onulmaz hasarlar alarak çıkacaktır.
Yani nasıl çıkarsa çıksın hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Türkiye’nin 80 yıl süren ırkçı ve imhacı Kemalist dönemi gibi; Kemalizmin yeşili on küsur yıllık yağmacı ve talancı Ilımlı İslam dönemi de kapanmaktadır.
Yakın erimde önümüzde bundan çok farklı bir Türkiye olacaktır.
Devlet krizi şimdi dibe vurmak üzeredir. Bu krize mevcut dengeler içinde bir çözüm bulmak artık mümkün değildir.
İngilizlerin kurduğu tampon devlet döneminin de, küresel sisteme bağımlı kukla hükümetler dönemin de sonuna gelinmiştir.
Türkiye, rejiminin ve sınırlarının değişeceği; her şeyin sil baştan düzenleneceği bir döneme girmiştir.
Bundan sonrası artık zaman meselesidir.
Bundan sonrasına da örgütlü olanlar ve gücünü halktan alanlar yön verecektir. Geleceği halkların örgütlülük düzeyi ve kendi aralarındaki ilişkileri belirleyecektir.
Ya Kürtlerin, İslamcıların ve ulusalcıların (Gülen hareketi bunlarla birliktedir) başını çektiği güçler özgür ve ortak bir gelecek etrafında birleşecek; demokrasi ve özgürlükler temelinde barış içinde birarada yaşanası bir gelecek inşa edeceklerdir ya da Kürtler kendi yollarında yürüyecek, Türkler de kendi aralarında bölüneceklerdir.
Önümüzdeki yıllar bu açıdan oldukça sert geçecektir. Kim ne derse desin 100 yıllık “Lozan projesi” iflas etmiştir.
Lozan’da belirlenen istikamet doğrultusunda içerde halkları kırımdan geçiren ve soyup soğana çeviren, dışarıda ise küresel sisteme bekçilik hizmeti veren devlet bitmiştir.
Bittiği içindir ki yeni bir devlet ve sistem amacıyla bugün ölümüne bir savaş verilmektedir. Bunu görmeyen; buna uygun bir politika üretemeyen hiçbir varlık gösteremeyecektir. Gösteremediği gibi kaderini -100 yıl öncesi olduğu gibi- başkalarının insafına terk edecektir.
Bu nedenle Kürt hareketinin de yeni gelişmelere uygun yeni değerlendirmeler yapması gereklidir.
Kürt hareketi ödediği bedel ve izlediği doğru strateji sayesinde önemli bir güç haline gelmiştir. Geleceğin anahtarı şimdi Kürtlerin elindedir. Kürdistan’da özyönetim şimdi kuvveden fiile geçmektedir. Kürt halkının demokratik iradesinin Kürdistan’da kurumlaşacağı günler yakınımıza gelmiştir.
Bu da yepyeni bir süreçtir ve bir yanıyla Kürt halkının kendi ülkesinde özgürce yaşaması, diğer yanıyla da yeni Türkiye’nin kuruluşuna etkin bir biçimde katılması anlamına gelecektir.
Bunun için Kürt hareketinin örgütlülüğünü daha da geliştirmesi; siyasi, askeri, kültürel ve ekonomik birikimlerini nicel ve nitel açıdan güçlendirmesi gerekmektedir.
Günün görevi hem Kürdistan’ın bütün parçalarında “ulusal cephenin” inşa edilmesi hem de Türkiye halklarıyla ortak örgütlenmelerin güçlendirilmesidir. Kürt halkının temel çıkarlarını korumanın yolu şimdi buradan geçmektedir. Küresel sistemin Cemaat+CHP bloku üzerinden sürdüğü Türkiye’deki iç çatışmanın sonucunu Kürt hareketinin alacağı tavrın belirleyeceği bilinmektedir. Daha önce yazdığım gibi Kürt hareketi (Çözüm süreci) bu savaşın en stratejik mevzisidir.
Cemaat’in ve CHP’nin son günlerde Kürt hareketine heyet üzerine heyet göndermesi, Erdoğan’ın gidici olduğuna dair güvenceler vermesi ve ittifaklar önermesi Kürtlerin belirleyeci gücünü göstermektedir.
Aynı şekilde AKP ve bileşinlerinin her gün Kürtlerin kapısını çalmaları da bu yüzdendir.
İçeride ve dışarıda birçok gücün Kürtlerin kapısını çaldığı bir süreç yaşanıyor. Ne de olsa Kürtlerin desteğini sağlamadan kimsenin sonuç alması mümkün görünmüyor.
Bu da Kürt hareketine önemli fırsatlar sunuyor.
Bu fırsatları değerlendirmenin yoluysa çok uluslu, çok kültürlü, ademi merkeziyetçi, özgür ve demokratik yeni bir ülkenin inşasına öncülük etmekten geçiyor. Türkiye’nin şiddetli bir türbülansa girdiği günümüzde Kürt hareketinin halklarımıza alternatifsiz olmadıklarını göstermesi gerekiyor...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.