• BIST 9884.07
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • İstanbul 10 °C
  • Diyarbakır 5 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 10 °C
  • Berlin 5 °C

Teröre teslim olmayalım

Nuray Mert

“Teröre teslim olmayalım”, kuru lafta kalmamalı, gereği yapılmalı. Asıl mesele ise “gereği”nin ne olduğu. Gereği sadece güvenlik tedbirlerini artırmak değil, gereği mevcut “terörle mücadele” kafasını değiştirmek. Güvenlik, bilhassa can güveliği, zaten devletin vatandaşlarına karşı en büyük sorumluluğu, ama ötesi var. Güvenlik, teknik tedbirlerden ibaret bir mesele değil, onun ötesinde siyasi ve toplumsal bir mesele. Hani, “terörün kaynağını kurutmak” deniliyor ya tam da o. Hiç kuşkunuz olmasın, terörün kaynağını kurutmanın yolu daha fazla demokrasi, tersi değil. Yani terör gerekçesi ile özgürlükleri kısıtlamak, otoriter tedbirleri artırmak değil. 

Aklı demokratik yöntemlere değil, şiddet ve teröre yatanlara, demokrasiden ödün vererek cevap vermenin hiçbir karşılığı yok. Nitekim, bugüne kadar olanlar, çözümün bu olmadığının en büyük ispatı. Otoriter yöntem, teröre “Hodri meydan, elinizden geleni ardınıza koymayın” demek, öyle olduğu için ortalığı savaş alanına çeviriyor. Teslim olmamanın en sağlam yolu, “Siz neyaparsanız yapın, demokrasiden, hak ve hukuktan vazgeçmeyeceğiz, amacınızı gerçekleştiremeyeceksiniz” demek. 

Teröre karşı birlik” çağrısının gereği, siyasi ve toplumsal barışı merkeze alan bir siyaset çizgisi izlemek. Muhalefet partilerini ve dahi iktidara muhalefet eden herkesi susturmak, “terörist” ithamı ile hapse tıkmak, işinden atmak, canından bezdirmek değil. Türkiye’de halihazırda tam tersi yapılıyor, müthiş bir baskı ve sindirme politikası ile toplumsal barış zedeleniyor ve bunun terörü engellemeye hiçbir faydası olmadığı, tam tersine ak ve karanın seçilemediği puslu bir ortam yarattığı bir türlü görülemiyor, görülmek istenmiyor. O puslu ortamda, hiçbir fani vatandaşın kavrayamadığı işler oluyor. 

Otoriter siyasetin tırmanışını “terörle mücadele” gerekçesi ile meşrulaştırmanın anlamsızlığı, haksızlığı, hukukuzluğunun en yakın örneği, bizim gazetenin başına gelenler; tutuklanan gazeteci arkadaşlarımız... Ne alakası var, bunların terörle mücadele ile? Sahiden, gazeteci arkadaşlarımızın terörle alakası olduğuna inanan var mı, varsa nasıl bir akıl bu? “Terör amacına ulaşmasın” diyenlerin önce, “terörle mücadele”yi muhalefetin sindirilmesine gerekçe yapmaktan vazgeçmesi lazım, yoksa terör amacına ulaşıyor, toplumsal barışı bozuyor, kafaları karıştırıyor. 

Siyasetin daha da otoriterleşmesi, demokrasinin zayıflamasına en büyük hizmeti terör, şiddet yolu ile iktidarı devirmeyi, zayıflatmayı hedefleyenler yapıyor, orası malum. Ama madem hedef Türkiye, demokrasi, istikrar, o halde terörle mücadele adına yapılanların da habire bu amacın gerçekleştirilmesine alan açtığını görmek lazım. Son terör saldırısının, Yeni anayasanın Meclis’e sunulmasına denk gelmesi tam bir facia. Böyle yöntemler ile siyasi gidişini etkilemeye çalışanların eseri ise, bunlar sadece gaddar, cani değil, kuş beyinli olmalı. Zira, bu yöntemler olsa olsa, “Yeni Türkiye’nin inşası” adına otoriter bir rejime gidişi meşrulaştırıp hızlandıracak. Kaos yaratarak Türkiye’yi bir felakete sürüklemek isteyen her kimlerse hiç kuşkusuz amaçlarına ulaşıyorlar. 

Teröre teslim olmayalım, demokrasiden vazgeçmeyelim, yeni bir rejim inşası adına toplumsal barışı kurban etmeyelim. Terörle mücadelenin yolunun daha fazla otoriterleşme olduğunu düşünmek, iktidarın aklının buna yatması, kimsenin hayrına olmayacak. Tam tersine bu ülkeyi felakete götürecek, götürüyor. Böylesi, terörün amacına ulaşmasından başka bir sonuç vermeyecek, teröre teslim olmayalım.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89