Bakın, AKP iktidara geldiğinden beri darbe girişimleri, planları, hazırlıkları bitmiyor.
Neden?
Birincisi, AKP devleti değiştiriyor, demokratlaştırıyor, sınıfsal ilişkileri yeni bir denkleme oturtuyor, bu gelişmeler “egemen güçleri” çıldırtıyor ve AKP’yi devirmek istiyorlar.
Bunların siyasetteki temsilcileri olan CHP ile MHP’nin de gücü AKP’yi sandıkta devirmeye yetmiyor, bugünkü şartlarda bin defa seçime gitseler, her seferinde AKP bu partileri eze eze yener.
AKP’den çeşitli nedenlerle nefret eden, bu partiden hoşlanmayan “değişik görüşten” insanlar da, aslında darbeci olmasalar da, çaresizlikten “hastalanıp” darbe destekçisi haline geliyorlar.
Şimdi darbeci generallerle yargıçları bir kenara koyup, AKP’den nefret eden sıradan ve samimi insanlardan konuşalım.
Bu insanların, darbeyi, orduyu destekleyen birer zavallı haline gelmesinin temel nedenlerinden biri “gerçekleri” görmekten hoşlanmamaları bence.
AKP’nin yaptığı “doğru” işlerin söylenmesine bile tahammül edemiyorlar.
Bu partinin neden seçimleri kazandığını asla gerçekçi bir şekilde analiz etmiyorlar.
Fevkalade sığ ve anlamsız bir “aptal halk” aldatmacasıyla, halkın “din” lafının peşine takıldığı “klişesinin” esiri olmayı, aralarında hep bu lafları tekrarlamayı seviyorlar.
Siyasette AKP’nin önüne geçebilmek için gerçekleri görmek lazım.
AKP’nin neleri doğru yaptığını, hatalarının nerelerde olduğunu saptamak lazım.
Neden Türkiye’deki tek “ulusal” partinin AKP olduğunu, neden CHP’nin, MHP’nin, BDP’nin “yerel” partiler halinde kaldığını anlamak lazım.
Şimdi size izninizle basit bir soru sorayım.
Siz, CHP’den ya da MHP’den, AKP’nin dış politikası konusunda ciddi bir eleştiri, manalı bir analiz duydunuz mu?
Her açılıma, her hamleye karşı çıkıyorlar ama bir öneri getirmiyorlar.
AKP düşmanları bunu duymaktan nefret edecek ama bence Cumhuriyet tarihinin en müthiş “dış politikasını” AKP izliyor, Türkiye, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde dünyada şu anda güçlü olduğu kadar güçlü olmadı.
Eğer “nefretiniz” bu gerçeği kabul etmenize engel olursa, sizin AKP’yi yenme şansınız hiç olmaz, çünkü gerçekle bağınızı kopartırsınız.
Türkiye, bütün komşularıyla “anlaşmazlıklarını” bitiriyor, düşmanlığın yerine dostluğu yerleştiriyor, ülkenin gücü komşularıyla kavgaya harcanmıyor, tam aksine komşularıyla ticaretini yoğunlaştırarak gücünü ve etkisini arttırıyor.
Enerji hatlarının bölgedeki “kavşağı” oluyor.
Herkese ait enerji, Türkiye’deki borulardan akmaya başladığında Türkiye’nin güvenliği herkesin ortak güvenliği haline geliyor.
Bunun yanı sıra, gittikçe daha çok “şahinleşen”, çözümü reddeden ve dünyada yalnızlaşan İsrail’e karşı aldığı tavırla Türkiye Ortadoğu’da ciddi bir ağırlık oluşturuyor.
Bu ağırlık onun Batı’yla yaptığı pazarlıkta elini kuvvetlendiriyor.
Türkiye’nin başbakanı Erdoğan, dünyanın neresine giderse gitsin “önemli bir lider” olarak karşılanıyor, çok ciddi dergilerde “dünyanın en etkili siyaset adamları” arasında gösteriliyor.
Bu bir tesadüf değil.
İki gün önce Rusya’yla büyük anlaşmalar imzalayan Türkiye dün de Yunanistan’la yeni bir dönemin kapısını açtı.
Diğer siyasi partilerin bu konulardaki fikirleri, önerileri, eleştirileri ne?
Yok.
Halbuki bu büyük siyasi manevra içinde bazı ciddi hatalar da yapılıyor.
Cengiz Çandar’la Ferai Tınç da yazdılar, yapılan yeni anlaşmalarla Türkiye enerji ihtiyacının yüzde yetmişini Rusya’dan sağlayacağı bir yapılanma oluşturuyor; bu, dikkatle bakılması gereken bir gelişme, çünkü bir ülkenin tek bir kaynağa böylesine bağımlı olması büyük bir tehlike oluşturuyor.
Bir ülkenin tek bir kaynaktan, enerji ihtiyacının yüzde otuz beşinden fazlasını sağlamaması gerekiyor.
Aksi takdirde “bağımlı” bir ülke haline gelir
Şimdi siz siyaset sahnesinde AKP’yi yenmek istiyorsanız, onun dış politikalarındaki başarılarını görmeli, kabul etmeli, ondan daha iyisini nasıl yapacağınızı bulmalı ve bu partinin Rusya’yla Ermenistan konusundaki hatalarına dikkati çekerek, neleri düzeltmesi gerektiğini söylemelisiniz.
Sadece dış politikada değil, sağlık politikasında, eğitim politikasında, ulaşım politikasında AKP’nin başarılarını ve eksiklerini iyi değerlendirmelisiniz.
Bunların hiçbirini yapmadan, zihinsel bir tembelliğin içine devrilip yatarak AKP düşmanlığı ederseniz, sonunda kendinizi, ordu ve darbe yandaşı bir zavallı haline getirirsiniz.
Bugünkü darbe yandaşlarının çoğunun çaresizliği de zaten “kötülüklerinden” ziyade bu “tembelliklerinden” kaynaklanıyor.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.