KCK Davası Tutuklularından Hatip Dicle:
Önce Odatv, ardından Ergenekon ve Balyoz. En son Şike davası. Kamuoyunu meşgul eden bu davaların tümünde Anayasa Mahkemesi ve yerel mahkemeler hak ihlali ve yeniden yargılama kararları verdi. Hükümlü ve tutuklular tahliye edildi. Cezaevlerinde kalabalık sanıklı davalardan geriye sadece KCK davaları kaldı.
Dün Diyarbakır Cezaevi’nde Kürt siyasi hareketinin önde gelen isimlerinden Hatip Dicle ile görüştük. 24 Aralık 2009’dan bu yana tutuklu olan Dicle, Anayasa Mahkemesi kararları ve gündemdeki yeniden yargılamalar konusunda şu değerlendirmeleri yaptı:
‘KCK de yeniden yargılanmalı’
“Bu kararlarla özel yetkili mahkemelerin adil yargılama yapmadığı bir kez daha en üst seviyede tescil edilmiş oldu. Odatv, Ergenekon, Balyoz ve Şike... Hepsinde adil yargılama eksikliği görüldü. O zaman bizim de yeniden yargılanmamız lazım. KCK davalarından 8 bin kişi yargılandı. Bunların 2-3 bini halihazırda hükümlü statüsünde. Yargıtay’dan hâlâ onama kararları çıkıyor. KCK davalarında da yeniden yargılama yolu açılmalıdır. Bu toplumsal barışa katkı sağlayacak bir adım olacaktır.”
‘Hükümlünün çıkışı bir ilk’
“Balyoz’da hükmü kesinleşen insanların elini kolunu sallayarak dışarı çıkması Türkiye’de bir ilktir. Çok tarihidir. Birdenbire bu insanlar tertemiz dışarı çıkıyor. Bunun artık sonucu belli. Nedir o? O dalga bitti, geçti demek.”
‘Burada da kumpas var’
“Sadece Ergenekon, Balyoz değil, KCK davası da komplolarla dolu. Balyoz davasında nasıl sahte dijital deliller varsa bizim davalarımızda da sayısız vahim hata var. ‘Bu telefon bana ait değil’ diyorsun. Ama hâkim inceletmiyor, ‘En son karar vereceğiz’ deyip bekletiyor. Ama şimdi inceletse hukuksuzluk ortaya çıkacak. Balyoz’daki kumpasın aynısı burada da yapıldı.”
Avcı da ‘çıkmalılar’ dedi
“Yargılananlar hep siyasi faaliyetlerinden ceza aldılar. Genelde BDP’nin seçimle gelmiş yerel yöneticileri, il ve ilçe yöneticileri. Yürüyüşlerden, bildirilerden, basın açıklamalarından yargılandılar ve ceza aldılar. Bakın Hanefi Avcı çıkınca ‘KCK davasında yargılananlar da çıkmalı. Onlar seçilmiş siyasetçiler’ dedi. Diyarbakır’da polis şefliği yaptı, bu bölgeyi iyi biliyor.”
‘Anayasa Mahkemesi’nde de ayrımcılık’
“Ben 4 buçuk yıldır tutukluyum. Mahkemeye uzun tutukluluk nedeniyle şubatta başvurdum. ‘Acil’ diye başvuruyoruz yine de bir şey çıkmıyor. Orada da ayrımcılık var. Her ay itiraz dilekçesi veriyor avukatlarımız, her birimiz için. Ama tek sayfa karar veriyorlar elimize. Hani kanun çıkmıştı? O kararlar basmakalıp olmayacaktı hani? Kaçma ve delil karartma şüphesi diyorlar. Hiçbirimiz kaçmadık. Batman Belediye Başkanı’nı makamından aldılar.”
‘Çözüm sürecinin rehineleriyiz’
“Biz de burada rehineyiz. PKK ile ilgili. Çözüm süreci için bizi rehine tutuyorlar. (Balyoz’da yargılanan subayların ‘PKK yüzünden rehin tutuluyoruz’ şeklindeki değerlendirmelerini anımsattığımızda) Bence onlar şimdi bu fikirlerini bir daha gözden geçirsinler.”
‘Siyasi yumuşama bizi de etkilemeli’
“En önemli mesele ülkemizde kan akmaması. Kan akan silahlar konuşan bir ortamda çözüm olmaz. Dilerim bu politik yumuşama içerideki KCK’lilerin durumunu da etkiler.”
‘Lice’de konsensus sağlandı’
“Devletin en büyük hatası KCK operasyonlarıdır. Hatalı oldu, çözüme hizmet etmedi. Yetişmiş siyasi kadrolarımıza öyle bir darbe indirdi ki basın açıklaması yapacak arkadaş bile kalmadı illerde. Siyasette olgunlaşan isimleri cezaevlerine doldurunca, yerlerini onlar kadar usta olmayan isimler dolduruyor. Onlar da demokratik eylemlerin dozunu ayarlayamıyor. Gençlerin önderleri içeride. Yerlerini doldurmaya kalkanlar ise ölçüyü kaçırıyor. Lice’de yaşanan budur. Ama KCK karar aldı, Öcalan devreye girdi. Ve konsensus sağlandı. Bayrak olayı ise karanlık bir olay. Hâlâ yakalanamamış olması ilginç.”
On gün içinde adım bekleniyor
Görüşmede Dicle ile çözüm sürecini de konuştuk. Yaklaşık 5 yıldır demir parmaklıklar arkasında olmasına karşın sürecin dinamiklerini yakından takip ediyor. Önceki gece örgütün Avrupa’daki temsilcileri Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal’ın yaptıkları açıklamaların önemine işaret ederek şu değerlendirmeleri yaptı: “Bir hafta, on gün içinde adım beklentisi var. Bu yönde hazırlıklar da var. Ama hükümet sağlam adım atma konusunda çok ürkek. Şimdi bu adımların Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde mi yoksa sonrasında mı atılacağını merak ediyoruz hepimiz. Taraflar karşılıklı olarak sorumluluklarını yerine getirmeli. Çözüm sürecinde on yıllardır ilk defa çift taraflı ateşkes hali var. Silah patlamaması çözüme ilgiyi ve desteği artırıyor. Bunu önemli bir zemin olarak görmek, buradan geri gitmemek lazım. Türkiye toplumunun çıkarına olan budur.”
Hasta tutuklulara acil tahliye
Dicle, birkaç ay önce yaptığımız ilk görüşmede “cezaevindeki hasta tutukluların” durumunun kamuoyuna anlatılması için yardım rica etmişti. Dünkü görüşmemizde, hasta tutukluların durumunda en ufak bir iyileşme olmadığını vurgulayarak, hükümete bir kez daha bu tutukluların tahliyesi çağrısında bulundu.
‘Biz gündem olamıyoruz’
KCK davaları hakkında bilgi aldığımız BDP yöneticisi Meral Danış Beştaş da şu bilgileri verdi: “Yaklaşık 8 bin kişi yargılandı ve yargılanmakta. Bunların bir bölümü tutuklu. Bir bölümü hüküm giydi. Bir bölümünün hükümleri Yargıtay’da onandı. Yargı paketleri ile çıkanlar da oldu. Aziz Yıldırım kararı çok isabetli bir karar. Adil yargılama yapılmadığı ortaya çıktı. Bu durumda ÖYM’lerdeki tüm dosyaların ele alınması lazım. Devam eden davalarda tahliye kararı verilmesi lazım. Balyoz’da ise kesinleşen hüküm olduğu halde durdu. Hukuken zor bir durum söz konusu. Kesinleşen hüküm vardı. Ama yerel mahkeme infazı durdurdu. Yargılama yenilendi. Ama Kürt siyasetçilerin yargılandığı benzer davalar bir türlü gündem olamıyor. Biz de aynı ÖYM derdinden mustaribiz.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.