1996'da Lise 2'deydim. Yaşadığım ilçede, tüm dershaneler, başarı potansiyeli yüksek olan öğrencileri bünyelerine katmak için sınav, ödül, etüt, kamp türü aktiviteler düzenliyordu. Fethullahçıların kentte açtıkları dershane de aralarında olduğum bir grup öğrenciye 15 günlük ücretsiz eğitim kampı teklif etmişti. Kabul etmiştim. Daha ilk gün etüt bitmiş, yemek vakti gelmişken dershanenin Matematik Hocası yanıma geldi ve benden bir ricası olduğunu söyledi. Bir şey taşınacak zannedip “Tabii...” dedim. Matematik hocası, bir arkadaşımın adını vererek, özellikle onu 'kendilerine çekmek istediklerini' ve bu konuda yardımıma ihtiyaçları olduğunu söyledi. Şok olmuştum. Yeni tanıştığın birinden nasıl da fütursuz bir talepti. Söz konusu arkadaşıma neden ulaşmaya çalıştıklarının zihnimde beliren cevabı ise daha da rahatsız ediciydi. Arkadaşım, şehirdeki önde gelen dini bir cemaatin liderinin torunuydu. Gün bitmeden eşyalarımı alıp çıkıp gittim. Eve döndüğümde ailemle yaşadığımız tartışmada, “Onlar Müslüman değil, misyoner; başka cemaatleri ele geçirmeye çalışıyorlar” dediğimi hatırlıyorum.
Çok değil birkaç ay sonra 28 Şubat postmodern darbesi oldu. İmam-Hatiplerin ve muhafazakar kesimin en ağır darbeleri aldığı bir sonraki yılda, dershane hayatına güçlenerek devam etti. Kentin üst düzey bürokratlarının çocuklarını bir şekilde onların dershanelerine devam etmeye ikna etmiş, yüzlerce muhafazakar genci, onların mağduriyetini fırsata çevirerek kendilerine çekmişlerdi. Bunların hepsinin kendilerince bir açıklaması vardı ama önceki yıl yaşadığımın yoktu. Onlarla kurduğum birkaç diyalogda oluşan, gerçek bir insanla konuşuyormuşum gibi değil de plastiğe dokunuyormuşum hissi nedeniyle yıllarca, üniversitede ve iş yaşamımın ilk yıllarında onlardan uzak durmayı tercih ettim.
2011'de patlayan ÖSYM Şifre Skandalı'na kadar da, örgüte ilişkin bir soru sorduğumda büyük bir reaksiyonla karşılaştığım için susmayı ve 'paranoyak', 'saplantılı' vs olarak etiketlenmemeyi tercih ettim. O zamanlar 'Hizmet' ve 'Cemaat' diyorduk tabii... Şifre skandalı bana geçmişte dershane yıllarında onlarla yaşadığım tecrübeleri hatırlatıverdi. Deneme sınavlarının sonuçlarıyla bile, kendilerince meşrulaştırdıkları bir amaç uğruna oynayan bir grup, eğer 15 yılın sonunda devletin içinde yeterince güçlendiyse, üniversite sınavlarının sonuçlarında da hileye başvurabilirdi.
Yıllar önce vardığım kanaatin eksik olabileceğini düşünüyordum ama parçaları birleştiremiyordum. Nitekim gerçekten bir derin devlet vardı; Türkiye darbelerle çok kez yara almış bir ülkeydi; muhafazakarlar devlet tarafından tehdit olarak görülüyordu ve laikçilik dayatması yüzünden dindar kesime çokça haksızlık yapılmıştı. Örgütün, devletin karanlık yüzüyle mücadele ve demokratikleşme iddiaları gerçeği görüş açımızı perdeliyordu. Ancak şifre skandalı ile emin olmuştum. Dindar grup ve cemaatlerin içine sızmak ve ele geçirmek ilk amaçları idi ama nihai planları değildi; kontrol altına aldıkları gençlerle devlete sızacak ve orayı ele geçireceklerdi. Uludere / 7 Şubat gibi facialar, krizler henüz yaşanmamıştı; çapını ve büyüklüğünü, hele ki kapalı kutu olan ordu ve istihbarattaki gücünü bilemiyorduk tabi.
O günlerde dünyada böyle bir projenin eşi benzeri var mı diye merak edip araştırma yaptığımı hatırlıyorum. Çeşitli Amerikan üniversitelerinin internet arşivlerinde dolaşırken, Tom Cruise, John Travolta gibi ünlü, zengin ve sansasyonel üyeleriyle bildiğimiz modern çağ tarikatı/dini hareket Scientology'nin 70'li yıllarda Amerikan hükümetine sızmaya çalıştığı devasa operasyonla karşılaştığımda, bu yapının Gülen örgütüyle benzerliklerinin dikkatimi çektiğini söyleyebilirim.
Scientology Kilisesi'nin kurucusu L. Ron Hubbard başlattığı Operation Snow White/Pamuk Prenses Operasyonu ile en az 136 devlet organına, dış temsilciliğe ve konsolosluğa, bunun yanı sıra en az 30 farklı ülkede pek çok özel kurum ve kuruluşa sızmayı başarmıştı. Sayısı 5000'e varan gizli Scientology Kilisesi ajanıyla Amerikan tarihinin en büyük sızmasıydı bu. Bir ihbar telefonu ile durumdan haberdar olan FBI, Soğuk Savaş yılları olması nedeniyle bu sızmanın ardında başta KGB'nin olduğundan şüphelenmiş ama sonrasında Kilise'nin Scientology akımına muhalif tüm belge ve dokümanları yok etmek, önemli kişileri aksine ikna etmek ve Kilise bünyesine katmak ve devletin üst kademelerine nüfuz etmek derdinde olduğunu anlamıştı. İllegal dinlemeden sahte belge üretmeye pek çok suça bulaşmış olan Kilise'nin sızmadan sorumlu birimi Guardian's Office/Koruyucu'nun Makamı 1979 yılında FBI tarafından tamamen çökertildi. Ancak ilginç olan, Soğuk Savaş ve 11 Eylül sonrası dönemde, din çalışmaları sırasında hakkında pek çok soru sorulan bu sızma operasyonuyla ilgili olarak, Amerikan Yönetimi'nin genellikle konuşmamayı tercih etmesiydi.
Bu operasyonu okuduğumda aklıma gelen ilk sorulardan biri, Scientology sızma operasyonunun ABD'de başka devletlere sızma arzusu taşıyan başkalarına ilham kaynağı olup olmadığıydı. Soğuk Savaş'la başlayan Ilımlı İslam projesi sırasında dünyada pek çok Müslüman ülkede Moon tarikatı gibi, Gülen örgütü benzeri pek çok yapı türedi. Açıkçası devlet içine sızma konusunda bunların en başarılısı Gülen örgütüydü.
7 Şubat, Gezi, 17-25 Aralık gibi kalkışmalarda başarılı olsalar ve ummadıkları dirençle karşılaşmasalardı, muhtemelen 15 Temmuz darbe girişimine ihtiyaç duymayacaklardı. Peşlerine düşülmeseydi, birkaç yıl sonra bakacaktık ki, ordunun, yargının, emniyetin, istihbaratın, bürokrasinin ve diplomasinin tamamı çoktan onların ellerine geçmiş olacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve iktidarın verdiği savaş, Gülenci terörist ajanların darbe kararı alarak erken doğum yapmalarına ve sonunda başarılı olamamalarına yol açtı. Çok büyük bir travma yaşadık ama sonunda tarihin en büyük sızma operasyonlarından biri tüm pisliğiyle deşifre oldu. İnşallah tüm bu yaşananlardan ders çıkarmayı başarabiliriz.
- BIST 9338.58
- Altın 3930.304
- Dolar 38.0162
- Euro 42.7442
- İstanbul 4 °C
- Diyarbakır 4 °C
- Ankara 2 °C
- İzmir 10 °C
- Berlin 8 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Tarihin en büyük devlete sızma operasyonu

Merve Şebnem Oruç / Yeni Şafak
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Askeri müdahale mi, vanaları kapatmak mı, açlıkla cezalandırmak mı?28 Eylül 2017 Perşembe 10:30
- Irak’ta üç gün20 Ekim 2016 Perşembe 11:08
- Musul Operasyonu Irak’ın geleceğini şekillendirecek16 Ekim 2016 Pazar 11:03
- Türk Akımı oyunu değiştirebilir mi?13 Ekim 2016 Perşembe 09:38
- Kritik dönemeçte AB için karar vakti08 Eylül 2016 Perşembe 06:15
- Sizin çocuklar bu kez başaramadı04 Ağustos 2016 Perşembe 08:50
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.