Meclis,"Siyasi Partiler Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır" deseydi daha iyi ve doğru olurdu.
15 Şubat’tan düne kadar Meclis 5 Kanun kabul etti. Bunların üçü, bellibir konuyla sınırlanmış kanunlardır: 1/ HSYK ile Adalet Akademisi, 2/Terörle Mücadele ve diğer ceza kanunları; 3/ Demokratikleşme Paketi.
Diğer ikisi, son yıllarda hukukun ilkelerini kemiren, “Torba Kanun”dur. Demokratikleşme Paketine geçmeden, içeriğini yurttaşların izlemesi imkansız olan torba kanunlar üzerine bir iki cümle yazmak istiyorum:
İki torba kanunla bazı maddeleri değiştirilen 37 Kanunun başlıklarını kısaltarak yazayım
(65 Yaşını Doldurmuş Güçsüz ve Kimsesizler, Afet ve Acil Durum Yönetimi, Afetlerde Alınacak Tedbirler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Bahis ve Şans Oyunları, Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması, Belediye Gelirleri, Belediyeler, Büyükşehir Belediyeleri, Devlet İhale, Devlet Memurları, Elektrik Piyasası, Gelir Vergisi, Gençlik ve Spor Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri, İçişleri Bakanlığı Teşkilat, İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar, Kara Avcılığı, Konut Edindirme Yardımı, Kooperatifler, Köy, Kurumlar Vergisi, Mahalli İdare Birlikleri, Mera, Milli Parklar, Organize Sanayi Bölgeleri, Orman Köylülerinin Desteklenmesi, Orman, Sağlık Hizmeti Satın Alınması, Sermaye Piyasası, Sosyal Yardımlaşma, Spor Genel Müdürlüğü, Trafik, TSE, TSK Personel, TUİK, Yüksek Öğretim-Biruni Üniversitesi Kurulması-, Zabitan ve Askeri Memurların Maaşatı) Hakkında Kanunlar.
Bu yasalar, hukuk külliyatımızı içinden çıkılmaz hale getirmiştir.
Gelelim, diğer iki kanuna: Biri 6526 sayılı, Terörle Mücadele ve Ceza Kanunlarında değişiklik yapan (Yargıyı doğallaştıran) kanundur; diğeri de dün sabaha karşı kabul edilen “Demokratikleşme Paketi” (6528 sayılı Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun).
Devlet bir türlü, temel hak ve hürriyetleri sade ve temiz biçimde yazıp, kabul edemiyor; devletin eli gitmiyor kestirip atmaya!
Hükümet, olağanüstü mahkemeleri kaldırmaya kararlı görünüyordu; fakat tam yapamadı; bu kanundan sonra da yurttaşlarımızın tabii mahkemeler önünde yargılanıp yargılanmayacağı kesin değildir. Çıkarılan kanunla yol alınacaktır, ancak bir yerlerde sorunlar kalmıştır.
Demokratikleşme Paketinin Meclis görüşmelerini (incelenmemiş tutanak’tan) okudum. Cumartesi akşam üzeri 18,36’da başlamış görüşmeler, tam 12 saat sürmüş.
Değişiklikler görüşülürken herhalde, iktidar da muhalefet de Siyasi Partiler Kanunu’nun değişikliklerle adam edilemeyeceğini anlamışlardır.
Çok partili seçimlere 60 yıl önce geçtik, ama siyasi partilerin örgüt modellerini yasayla düzenlemekten vazgeçmedik. Meclis bir iki maddesinde değişiklik yapacağına, “Siyasi Partiler Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır” diye yazsaydı, çok daha iyi ve doğru karar vermiş olacaktı.
Halkın özgürlüğünü kısıtlamak için 1956 yılında çıkarılmış, mantığı 1980’den sonra da korunmuş olan, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununda şimdi yapılan değişikliklerin ilkesi de yanlıştır.
Bu kanunla anadilde eğitim kabul edilmiş olmaktadır; bir daha geri dönülemeyecek, özel okullarda serbest olan anadilde eğitim, resmi okullarda yasaklanamayacaktır. Bundan sonrası anadilde eğitim siyasal kararlarla genişleyecek, anadilde eğitim gören çocukların sayısı artacaktır. Anadilde eğitim kararı çok önemli bir karardır; daha iyi yazılabilirdi, fakat ilke olarak tasarıyı yazanları ve kabul edenleri kutlamalıyız.
Kanunun 116’ıncı maddesinin son fıkrasıyla Ceza Kanununun 222’inci maddesinin “yürürlükten kaldırılmıştır”. Bu maddeyi yazayım: “25.11.1925 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanunla, 1.11.1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunun koyduğu yasaklara veya yükümlülüklere aykırı hareket edenlere iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.”
Oysa, 1961 Anayasasında da bulunan, bugünkü Anayasanın 174’üncü maddesinde, şimdi kaldırılan maddede yazılı iki kanunla birlikte sekiz kanunun, “Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamayacağı ve yorumlanamayacağı” yazılıdır.
Anayasaya aykırılıkla, özgürlüğü kıstladığı için yürürlükten kaldırmak ayrı ayrı şeylerdir. Anayasa değişikliği anlamına geldiğini iddia edecekler olabilecekse de, Ceza Kanunu’ndaki hükmün yürürlükten kaldırılması, önemli bir başlangıç sayılmalıdır.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.