Geçen yazımda İtalya’da devleti radikal bir demokratik değişime uğratma hedefiyle oluşan Zeytin Dalı Hareketi’ni anlatırken kurulu düzenin devletinin nasıl bir devlet olduğu noktasını a...tlamıştım. Tamamlamak gerekir. Ancak o zaman bu hareketin karşı olduğu özne daha iyi görülebilir.
İkinci Dünya savaşı sonrasında İtalya ve Yunanistan Batı Bloğu içinde ABD ve NATO için riskli ülkeler olarak görülüyordu. Zira her iki ülkede de faşizme karşı verilen mücadele içinde güçlenmiş ve özellikle İtalya’da neredeyse iktidara gelebilecek denli halk desteği kazanabilmiş komünist parti vardı. Fakat böyle bir iktidar değişikliğinin ABD’nin askeri müdahalesiyle karşılaşacağından korkuluyordu.
İkinci Dünya savaşı sonrasında Soğuk Savaş içinde bütün Avrupa için olduğu gibi özellikle İtalya, Yunanistan ve Türkiye üzerinde ABD ve NATO çok özel bir program uygulamıştı. Bu programın amacı bu ülkeleri komünizme karşı örgütlemekti. Görünür gerekçe Sovyet tehdidi idi. Muhtemel bir Sovyet işgaline karşı cephe gerisini örmek ve karşı direniş yaratmak için sivil halkı örgütlemekti. Yoğun bir propaganda faaliyeti eşliğinde bu program uygulanmıştı.
Bunun sonucunda Soğuk Savaş devleti diyebileceğimiz yeni tip bir devlet yapısı oluştu. Görünen devletin altında ve arkasında bugün bizim derin devlet dediğimiz gayrinizamî devlet kuruldu. Bu gayri nizami devlet muhaliflerine karşı hukuk dışı yollarla gayrinizamî savaş sürdürüyordu.
NATO eliyle planlanan bu çalışmaların merkezi İtalya idi. İtalya’nın Sardunya adasında Soğuk Savaş devletlerinin inşası ve paramiliter vurucu güçlerin örgütlenmesi için, CIA tarafından finanse edilen bir de okul kurulmuştu. Bu okul yakın zamanlara kadar faaliyetini sürdürdü. Susurluk çetesi vakasında bu çete elemanlarının bu okulda eğitildiklerini de öğrenmiştik.
Bu gayri nizami savaş stratejisi üstüne kurulu derin devlet yapılanmasının İtalya’daki adı bilindiği gibi “Gladio” idi. Yunanistan’da “Sheep Skin (Koyun Postu)- B8, Fransa’da Rüzgâr Gülü, Belçika’da SDRA-8, İspanya’da Anti -Terör Kurtarma Grubu, Almanya’da Gehlen, Türkiye’de ise Kontrgerilla idi. Bu derin devlet yapılanması arkasında tekelci büyük sermaye olduğu gibi mafya türü, yeraltı örgütleri de vardı.
İtalya’da 1960-80 yılları içinde Gladio bir dizi terör olayı gerçekleştirmiş, pek çok yerde bombalar patlamış, insanlar ölmüş, sayısız faili meçhul cinayetler işlenmişti. Yine bildiğiniz gibi 1990 yılında İtalya’da bir türlü önü alınamayan bu terör saldırılarının izini sürmek için bir savcı gizli servis arşivlerine girdi ve NATO destekli gizli bir örgütün varlığını yakaladı. Kanıtlar olduğu için hükümet bu örgütün varlığını kabul etmek zorunda kaldı ama 1970’li yıllarda kapatılmış olduğunu söyledi. Fakat araştırmalar örgütün faaliyetinin devam ettiğini ortaya koydu. Bunun üzerine İtalya’da iki ayrı operatif süreç başladı. Biri doğrudan doğruya Gladio’yu ortaya çıkarmak üzere diğeri ise derin devletle bağlı olarak daha geniş kapsamlı olan “Temiz Eller Operasyonu.”
Görüldü ki, Gladio örgütlenmesi, cumhurbaşkanına kadar uzanan, devlet kurumlarını, yüksek yargı ve bürokrasiyi içine alan, üniversite ve medyayı kapsayan, iş adamları ve yerel yönetimlere uzanan inanılmaz genişlikte muazzam bir gizli örgütlenme.
Bizim medya Gladio üstüne gidişi yürekli bir savcıya bağladı; Savcı veya savcıların yürekli olduğuna hiç kuşku yoktu ama onların arkasındaki gücü söylemediler. Arkasındaki güç Zeytin Dalı Hareketiydi. Böylesi bir güçlü muhalefet desteği olmasaydı derin devlet çözülemezdi. Çözüldü ama bitti mi? Hayır. Bizzat savcılar bitiremediklerini açıkladılar. Bunu Avrupa Parlamentosu da bir kararında doğrulamıştı: “Avrupa Topluluğu’na üye pek çok ülkede gizli, paralel istihbarat ve silahlı operasyon örgütlerinin 40 yıldır var olduğu Avrupa hükümetleri tarafından ortaya çıkarılmıştır. Kırk yıldır bu örgütlerin demokratik kontrolden kurtulduğu ve NATO ile işbirliği halinde ABD gizli servislerince yönetildiği anlaşılmıştır.”
Zeytin Dalı Hareketi işte bu Soğuk Savaş devletini demokratik bir devletle değiştirme hedefiyle bir araya gelen demokrasi güçlerinin eseridir.
Ülkemizde Soğuk Savaş devleti, bu militarist toplumsal örgütlenme İtalya’dakinden çok daha yaygın ve güçlüdür. Ergenekon davalarının açılmış olması büyük şansımız; ama bu davaları da yürekli bir veya birkaç savcının eseri olarak görmek yanlış. Elbette bu savcılar yürekli çıktılar ama arkasında AK Parti iktidarının siyasi desteği olmasaydı bu davalar, sürmek bir yana açılamazdı bile.
Ne var ki, henüz derin devletin ancak ucunu görmüş durumdayız.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.