Michigan Üniversitesi'ndeki topluluğa, diyalogda "terminolojilerin ötesine" geçmeyi anlattım. Türkiye'de ulusal kimliğin inşasının bir parçası olarak içimize işleyen "öğretilmiş kayıtsızlık" dediğim şeyin ne olduğundan söz ettim. Tufts Üniversitesi'nde Ortadoğulu toplumlar için yeni bir uzlaşma dilinin yaratılması gerektiğini söyledim ve "humor"un altını çizdim. Ermenilerin ve Türklerin kimlik kuruluşunda zaman, tarih ve anayurt kavramlarının nasıl biçimlendiğini ayrıntılandırdım. Harvard Üniversitesi'ne gelince uzlaşma (reconciliation) meselesinin aslında kişinin kendi içinde başladığını anlattım. Türk ve Ermeni toplumlarının dertlerini üçüncü taraflara (Amerikalılara, Avrupalılara vesaire) anlatmaya başladığında yaşanan temsil krizinin örneklerini verdim. Bir "Türk"ün Ermenilerin hikâyesini Ermenilere anlatmasının yarattığı sıkıntıyı anlatırken "ontolojik emniyet" kavramının etrafında bir şeyler de söyledim. Yarı akademik topluluklara yapılan konuşmalardı hepsi.
Sonunda "Hrant Dink'in Arkadaşları" örgütünün davetlisi olarak "normal" insanlarla Boston Kütüphanesi'nde "Deep Mountain" (Ağrı'nın Derinliği) kitabını imzalamak için buluştuğumda hikâyelerin gücü üzerinde durdum. İnsanların birbirini "seçmesi" gerektiğini söyledim. "Birbirini seçmek, birbirinin hikâyesini dinleme rikkatine sahip olmaktır" dedim. Konuşmaların hepsi de çok iyi geçti. Kitabın Amerika'daki Ermeniler üzerinde yarattığı etkiyi görmek nasip oldu. Ama daha önemlisi Türkler ve Ermeniler sanırım pek nadir rastlanan bir konuşma deneyimi yaşadılar. Konuşmalara gelen "sert" Türkler ve "sert" Ermeniler, aldığım duyumlara göre, ilk kez, klasik yaklaşımlarının ötesine geçip başka türlü(!) konuşmaya başladılar. Ve sonunda yoruldum...
'ALLAH'A ŞÜKÜR!'
Kapıyı açtı. "Hoş gelmişsin kızım" dedi, "Nasılsın?" "Siz nasılsız?"
dedim ben de. Cevap verdi:
"Allah'a şükür. Seni gördük daha iyi olduk. Gel otur da biraz Türkçe konuşalım."
Siranuş, dostum Harry'nin eşi sevgili Helen'in (Hırıpsime) annesi. Siranuş, 90 yaşında. Yukarıda yazdığım gibi konuşuyor Türkçe'yi, "Allah'a şükür"lü. Yedi yaşındayken, 1927'de gitmiş Beyrut'a. Ömrü orada geçmiş sayılır ve son otuz yıldır Boston'da yaşıyor. Elimi bırakmıyor konuşurken. Son derece Türkçe olarak bakıyor gözümün içine. Evdeki herkes İngilizce konuşuyor. Peki ya o? İngilizce?
"Beyrut'tayken Arapça öğrendik mecbur. Pazara gidiyorsun. 'Bu kaça?' 'O ne kadar?' öğreniyorsun. Burada dil öğrenmeye gerek mi var? Git süpermarkete, ver parayı çık. Öğrenmedim İngilizce. Öğrenmem de."
'HRANT! AH!'
Yanına oturtuyor beni. Elimde Tuba Çandar'ın yazdığı "Hrant" kitabı var, alıyor elimden. Heceleyerek okuyor:
"Hr... Hr-ant!"
Hrant'ın "Su akar çatlağını bulur" demesine rağmen çatlağını bulamamış bu ihtiyar Ermeni, Hrant'ın adını okuyor Boston'da. "Ah!" diyor, başka da bir şey demiyor. Hrant'ın kapaktaki yanağını okşuyor.
Siranuş'un torununun oğlu Sebu 2.5 yaşında oyuncak "train" ile oynuyor ayaklarının dibinde. "Twinkle twinkle little star" diye bir İngilizce çocuk şarkısı söylüyor kendi kendine.
"Cennete gideceksiniz Siranuş" diyorum: "Torununuzun çocuğunu gördünüz!"
YASTIKLARA SELAM
Siranuş, torununun oğlu Sebu ile bir tek kelime Türkçe konuşamıyor. Kızı Helen anlatıyor onun hayatını. Kayseri'den nasıl ayrıldığını, Beyrut'a geldiğinde Burj Hamud'da, Ermeni mahallesinde nasıl sadece Ermenilerle yaşadığını ve yıllarca hepsinin sadece Türkçe konuştuğunu, sonra 60'larda tıpkı Türkiye'deki "Türkçe konuş çok konuş" kampanyası gibi orada da "Sana Türkçe konuşana Ermenice cevap ver" kampanyası yapıldığını... Derken günün birinde Arapça Beyrut'ta resmi dil olunca Arapça öğrendiğini ama sadece Türkçe konuşmak istediğini, Türkçe konuşmadığında konuşmaktan tat almadığını...
Geç oluyor. Siranuş kapıdan çıkarken Harry kırık Türkçe'siyle "Selam söyle" diyor, öylesine. Siranuş bana bakıyor, dalga geçer gibi Türkçe konuşamayan diğerleriyle:
"Kime? Yastıklara mı?"
'İŞTE BÖYLE MEHMET AĞA...'
Lüks apartmanın koridorundaki ışıklı "Exit" yazısına doğru topallaya topallaya yürüyor Siranuş. Bir kere bile sormuyor Harvard'da ne anlattığımı, Ermeni meselesiyle ilgili ne söylediğimi. Sadece Türkçe konuşmak istiyor. Her şeyi var burada. Bir eksiği yok, "Allah'a şükür". Helen o giderken bana dönüp Türkçe söylüyor:
"Böyleyiz işte. Dışı kalaylı, içi vay vaylı!"
Böylece Boston'daki Anadolulu Ermenilerden (Diaspora lafına içerliyorlar) Türkçe öğreniyorum. Helen omzuma koyuyor elini:
"İşte böyle Mehmet Ağa Fatma'nın hali!"
İşte böyle... Harvard'lar, oralar buralar derken, "dışım kalaylı" yani ve fakat sanırım daha uzun zaman ne akademia ne de ben "conflict resolution" (anlaşmazlık çözümü/uzlaşma) konusunda "Siranuş Metodu"na yaklaşamayacağımızı bildiğim için... Vay vay'lı yani. Vay vaaay'lı... Belki sonra anlatırım o vay vay'lı maceraları...
- BIST 9338.58
- Altın 3897.303
- Dolar 38.015
- Euro 42.5567
- İstanbul 7 °C
- Diyarbakır 7 °C
- Ankara 3 °C
- İzmir 10 °C
- Berlin 9 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Siranuş Metodu: Dışı kalaylı içi vay vay'lı!

Ece Temelkuran / Gazeteci - Birgün
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Örgütlü cehaletin on yılı: Kalabalık kötülük06 Ocak 2014 Pazartesi 10:38
- Bu bizim savaşımız mı?30 Aralık 2013 Pazartesi 10:09
- Sandığımız ülke... Yaşadığımız ülke...10 Eylül 2013 Salı 07:50
- Dört iyi ama beş olmaz...19 Ağustos 2013 Pazartesi 12:26
- Tunus, Mısır, Suriye, oralar işte...08 Ağustos 2013 Perşembe 08:48
- Buralar var ya, hep Diyarbakır!06 Ağustos 2013 Salı 08:45
- Biz de varız cânım efendim!09 Temmuz 2013 Salı 06:18
- Tiksinti ve Aşk: Barış üzerine iki çift laf01 Temmuz 2013 Pazartesi 14:48
- İşte gerçekler!25 Haziran 2013 Salı 08:40
- Anlaşıldı komutan!17 Haziran 2013 Pazartesi 15:31
- Sokaktakiler için: Lekesiz vicdanın ebedi günışığı!11 Haziran 2013 Salı 08:40
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.