Şu cümle uluslararası bir haber ajansından, Reuters’tan:
“PKK Cizre saldırısını üstlendi. HPG adına yapılan açıklamada eylemin Öcalan’a uygulanan tecridin sürmesi ve müzakerelerin önlenmesine karşı yapıldığı belirtildi...”
Şu cümle de Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raportörü Kati Piri’den:
“... Şu açık ki PKK’nin her gün yaptığı saldırılarla, bu böyle devam edemez; bu, müzakereleri başlatacak bir zemin değil...”
Şu cümleler de benden:
“Son 10 gün içinde PKK’nin üstlendiği büyük ve sonuçları pek ağır ‘eylemler’e tanık olduk. Van, Bitlis, Elazığ ve önceki gün de Cizre. PKK’nin bu eylemleri üstlenişiüstüne yaptığı açıklamaların hemen hemen hepsinde gerekçe aynı: Öcalan’auygulanan tecridin sürmesi ve hükümetin müzakerelere yanaşmaması...”
Şimdi gel de sorma:
PKK’nin art arda patlayan “eylemleri” açıklanan “eylem gerekçesine” uyuyor mu?
Daha yalın soralım: Savaşı kentlere yayma stratejisinin halkaları olan bu bombalı saldırılar Öcalan’a uygulanan tecridin kilidini kırar mı, müzakere yolunu açar mı?
Yazdığı raporlarla AKP iktidarını kızdıran, zaman zaman çılgına çeviren Kati Piri’nin“Bu müzakereleri başlatacak bir zemin değil” cümlesine “Yanılıyorsun Kati Piri, o yol açılırsa ancak böyle açılır” diyecek ve bu dediklerini şiddetin son bulması, barış masasının yeniden kurulması, bu ülkenin Kürt yurttaşlarını mutlu kılacak adımların birbirini izlemesini tutkuyla isteyen, savunan bencileyin Türk ya da Kürtleri ikna edecek bir açıklamaya kavuşturacak bir babayiğit var mı?
Ben, “Yok. Çünkü olamaz” diyenlerdenim.
Tersini savunan beri gelsin. Gelsin ama bizi ve önce kendini ikna edecek gerekçelerle beri gelsin...
***
Çok yazıldı çizildi. Bıktırmacasına yine yazılacak çizilecek.
Kürt siyasal hareketi bütün bileşenleri ile yani Kandil’i ile HDP’si ile, DBP’si ile bir tercih eşiğinde:
Siyaset mi, savaş mı?
Bu sorunun cevabını AKP elebaşıları vermeyecek.
Bu sorunun cevabını AKP’ye rağmen Kürt siyasal hareketi verecek.
Tersi “savaş mı, siyaset mi” sorusunun cevabını AKP’ye terk etmektir ve o cevabını müzakere masasını devirip Dolmabahçe mutabakatını çöpe atarak çoktan verdi. (Cumhurun başkanı buzdolabı dedi ama kulak asmayın, çöp kutusu olarak kullanılan bir buzdolabını kastetmiş olsa gerek.)
***
Sorunu “PKK ateşkes ilan et” öğütleri vererek, “Bu cankırımları son bulsun” çağrıları yaparak ne çözmek mümkün, ne bu çağrı ve öğütlerden bir sonuç beklemek.
Kanımca soru kısa ve yalın: Kürt siyasal hareketi “savaş mı, siyaset mi” sorusuna açık seçik bir cevap versin.
“Hem o, hem o” gibi bir cevap, laf ebeliğinden öte anlam taşımaz. “Sıcak buz” ya da “Dört köşe daire” gibi kelime oyunları bile ondan daha anlamlı kalır...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.