Başbakan’ın “Dört partinin üzerinde anlaşabildiği 48 maddeyi anayasa hükmü haline getirelim” önerisini yurttaşlarımızın heyecanla alkışladığına inanıyorum.
Böylece, Meclis’te temsil edilen partilerin üçer üye ile katıldığı bir komisyonda uzlaşarak ve oybirliğiyle kabul ettikleri maddeler anayasamıza ilk kez girecektir.
Kanunlar henüz partilerin uzlaştığı yeni maddelere göre yazılmamış ve idaremiz, bürokrasimiz ve polisimiz zihniyet devrimine muhtaç olsa da, bir kısmı insan haklarıyla doğrudan ilgili bu maddelerin anayasaya girmesi, demokrasimiz ve devletimiz için bir aşamadır. Diğer yandan 48 maddenin kabulü, uzlaşılamayan maddeler üzerinde komisyon üyelerini çalışmaya yöneltecektir. Televizyonlarda konuşurken uzlaşmaz görünen dört parti temsilcilerinin uzlaşabildikleri bu maddelerin anayasaya girmesi, asıl beklentilerimizi karşılamayacak olsa da, anayasa yapımında kararlılığımızı gösterecek; halkın Meclis’e güvenini arttıracaktır.
Uzlaşma Komisyonu’nun 450 gün sonra bir toplu metin ortaya koyamaması haklı olarak eleştirilmektedir. Eğer Sayın Erdoğan’ın önerisi kabul edilmez ise siyasal havanın etkisi bile bir kenara itilip üyelerin ihmali büyütülerek komisyon suçlanacaktır. 48 maddenin anayasaya girmesi komisyona itibar kazandıracaktır.
48 maddenin Meclis’e gönderilmesi için uzun zamana ihtiyaç yoktur. Metin hazırdır. Bu nedenle, bu girişim Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmalarını sonlandırmayacak; daha hızlı çalışmasını sağlayacaktır.
İçtüzüğe göre, 48 madde önce Anayasa Komisyonu’nda usulen görüşülecek ve kısa zamanda sıra sayısı raporu hazırlanarak başkanlığa sunulacaktır. Dört partinin uzlaştığı maddelerin anayasaya girmesi, Türkiye’nin yenileşme ve demokratikleşme ADIMIDIR. Bu inançla, dört partinin uzlaştığı metnin tamamının anayasaya girmesini istiyorum.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.