Ankara planına göre çekilme aslında geçen yıl tamamlanacaktı. Şubat ayında yayınlanan İmralı notlarında S.S. Önder ‘Kandil diyor ki; karşılık ateşkesle bir geri çekilme söz konusu olacaksa bile en az 2 yıllık bir süreye ihtiyaç var’ derken; Öcalan sert biçimde ‘PKK bile beni anlamıyor. Beni bir ağabey ve baba gibi görüyor. Endişelerini paylaşıyorum. Benim dosyalarım endişelerini giderecek bir çatışmasızlık öneriyor’ demişti.
Süreci provoke etmeye yönelik Paris cinayeti, görüşme notlarının sızdırılması tam tersi bir sonuç doğurdu. Çözüm süreci bu tuzaklardan güçlenerek çıktı. Öcalan Newroz’da paradigma değişimini ilan etti. ‘Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun’, ‘Silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelindi’ ifadesini kullandı.
Çekilme neden durmuştu?
Bu beyanlar üzerine mayıs ayında çekilmeler başladı. Tokat’tan, Beytüşşebap’a uzanan zorlu bir yolcukla militanlar sınır dışına çıktı. PKK, Karadeniz Bölgesi’ni tamamen terk etti ve geri yerleşmedi. Gayri resmi rakamlara göre geçen yıl 600 civarında PKK’lı çekildi.
Ancak Gezi süreci ve Rojava’da yaşananlar çekilmeyi durdurdu. Gezi, sonuçları itibarıyla çözüm sürecini rafa kaldırdı. Hızlı çekilme durumunda PKK mevzilerine başka unsurların yerleşeceği endişesi öne çıktı. Taraflar çekilme planını revize ettiler. Çekilme dururken PKK’ya katılımlar rekor seviyeye ulaştı.
Zaman ayarlı takvim işliyor!
Bir yıl gecikmeli olarak çıkarılan müzakere yasası süreçte sona gelindiğinin tarihsel kabulüdür. Öcalan’ın İmralı adasına getirilmesinden bu yana geçen on beş yılda yapılan en önemli hamle oldu. Güven sorunu neredeyse tamamen aşıldı. Uzun mektuplaşmalar sonucunda Öcalan, Cemil Bayık ve Durak Kalkan’ı ikna etti.
Müzakere yasasıyla başlayan süreç yeni bir rallinin ilk adımını oluşturuyor. ‘Merdiven teorisine’ uygun olarak yasanın çıkmasıyla, geri çekilme yeniden başlayacak. Geri çekilme, Mahmur başta olmak üzere eve dönüşün yolunu açacak. 1700 civarında örgüt mensubunun çekilmesiyle Öcalan’ın durumunun yeniden ele alınacak. Öcalan’ın durumunun yeniden ele alınması ise kalıcı barışı sağlayacak. Bir anlamda ‘kazan-kazan’ teorisi işleyecek.
Ekimden itibaren sınır dışına çıkış
Beşir Atalay, Diyarbakır Çözüm Çalıştayı konuşması, 6 Haziran 2014
‘Biz kararlıyız. Bu süreç bu konular olgunlaşmıştır. Çözüme en yakınız. Biz başaracağız Allah’ın izniyle ve mecburuz. Tarihimize ve geleceğimize karşı çözme sorumluluğumuz. Eve dönüşler, siyas ete hayata dönüşler hepsi var.’
Cumhurbaşkanı Adayı Tayyip Erdoğan Vizyon Belgesi, 11 Temmuz 2014
‘Devletimizin ilgili tüm birimlerinin koordinasyonuyla yürüyen çözüm süreci, silahsızlandırma ve hayata kazandırma aşamalarıyla birlikte kangren olmuş bir meseleyi gündemden düşürecektir.’
Efkan Ala, Vatan Gazetesi, 25 Temmuz 2014
‘Bundan sonraki süreçte hızlı biçimde dağdan inişler, Türkiye’ye geri dönüş, Mahmur Kampı’nın boşalması, evlerine dönmesi ve bunlar geldikten sonra Türkiye’de yapılacak işleri bir bütün olarak düşünüyoruz. Olabildiğince detaylı bir yol haritası üzerinde çalışıyoruz.’
Son tahlilde Öcalan için silah, Türkiye’de tali bir mesele haline geldi. Şiddet, avantaj değil, dezavantaj oluşturuyor. Devlet çözüm için kalıcı adımlar atarken, PKK’da Ekim’den itibaren sınır dışına çıkacak. Türkiye, yüz yıllık akıl tutulmasından çıkıp, bin yıllık yeni bir kardeşliğe doğru hızla ilerliyor.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.