• BIST 8946.58
  • Altın 3033.718
  • Dolar 34.2777
  • Euro 37.0994
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 13 °C

Salvador Kemal

Nihal Bengisu Karaca

KILIÇDAROĞLU, AK Parti hükümetinden kimi zaman haklı kimi zaman haksız olarak endişe edenlerin sarıldığı meşru bir umut olma vasfını sürdürüyor. Fakat, bakanın bakışına, dinleyenin nabzına ve hayal gücüne göre manipüle edilmeye açık söylemler seçmesi, dikkat çekici. Doğrusu, biraz gülüyorum.

Kâh “Darbe olursa tankın önüne ilk ben çıkarım” diyor. Kâh “ezilenleri, yoksulların haklarını” savunuyor, kâh Kürtçe eğitime karşı çıkıyor. Kâh “Başörtüsü sorunu çözülür, benim annem de başörtülü” sözleri “alıntılanıyor”, kâh başörtüsü konusundaki mevcut yasakların “sürmesi gerektiği”nden bahsediyor ve Anayasa Mahkemesi’nin türban kararını hatırlatarak, “Anayasa, hukuk böyle demiş...” diyor.

İlahi Kemal Bey, o tanklar birdenbire sokağa çıkmıyor. Özgürlüklerin geliştirilmesinden ve genişletilmesinden yana değilseniz, siyaseti, Türkiye’nin siyasetten beklediklerini gerçekleştirme yolunda bir imkân olarak kullanmayacaksanız ve özgürlükçü siyasetin neferi olmayacaksanız, son anda niye tankın önüne atasınız ki kendinizi?

Ama Allah var, nereden bakıyorsanız oradan bir şey buluyorsunuz, boş yok. Kılıçdaroğlu “Gandhi” yeteneğine bir yenisini daha ekledi. Artık o aynı zamanda Salvador Kemal. Ya da Kemal Dali. Kim ki gerçeğin en çıplak yansımasını görmek istiyor onda, gösteriyor. Kim ki gerçeküstücü yanılsamalar dairesinde tatlı düşler görmek istiyor, gösteriyor.

Bazıları yoksulluğa çare, sistemle uyumlu bir siyasi anlayış istiyor, gösteriyor. Kimi darbe kâbusunu atlatmanın bir yolunu istiyor, görüyor. Kimi “sol”a dair bir umut, kimi

post seküler dönemin kolaylaştırıcı faktörünü. Kimi “Hocaefendi’nin Türkiye’ye gelmesini sağlayacak bir ortam, kimi bizi ‘Araplardan kurtaracak’ bir imkân. Kimi eksen kaymasına çare. Kimi yolsuzlukla mücadele. Bazen Kürt kimliğinin anayasal yurttaşlığa eklemlenmesini sağlayabilecek bir yapıştırıcı. Bazen “Kürt meselesi ile ilgili tek bir kelime daha duymayacağımız” günlerin gelişi.

Mübarek, sanki ‘Belleğin Azmi’.

CAN, YASANIN TARAFINDA

Osman Can, Anayasa değişikliğiyle ilgili dava hakkında “Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 138. ve 148. maddelerine aykırı davranırsa kararı yok hükmündedir” dedi, kıyamet koptu. Kendisi şu an istifaya zorlanıyor. Yıldıray Oğur röportaj yapmış, mesele özetle şu: Anayasa’nın 148. maddesi Anayasa Mahkemesi’ne, ‘esasa girme, şeklen bak’ diyor. Mahkeme ise genellikle bu hükme uyuyor, ama ‘bazen’ bu hükme riayet etmiyor. Bu durumda, parlamento Anayasa’ya sahip çıkmalı. (Velev ki o Anayasa o kadar şahane bir yasa olmasın, sahip çıkmalı. Çünkü en kötü yasa bile yasasızlıktan ve yasaya aykırılığı mümkün kılan amorf bir sistemden iyidir. Çünkü en kötü yasa bile nerede, ne zaman, ne yapılacağı ve bu hallerde kimlerin ne ile sorumlu tutulacağını içerir ve bir ölçü ortaya koyar.)

Osman Can diyor ki: Meclis, Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’yı çiğnemesi ihtimalinde Anayasa’sının yanında durmalıdır. Çünkü bu Meclis gerektiğinde yasa yapsın, yasa değiştirsin diye seçildi. “Ben bir şey yapmam” diyen Meclis, halkın güvenini yitirir. Dahası, bu noktada yasaya sahip çıkmak, demokrasiye ve laikliğe sahip çıkmaktır.

Laiklik ne alaka demeyin. Çok alaka. Zira, kendisini Meclis’in ve hukukun üstünde

gören; Meclis’in yaptığı değişikliği tanımayan ve “esasa girme, şekilden incele” hükmünü tınmayan bir Anayasa Mahkemesi, artık kendisini hukukun üstünde, ulusal iradenin üstünde “metafizik” bir iradeye dayandırıyor demektir. Darth Vader olmuş demektir. O vakit karşımızda bir rahipler konseyi var demektir. O vakit aslında laik değil düpedüz “mistik”iz demektir.

Tespitlere katılırsınız ya da katılmazsınız. Gerçek olan bir şey var. Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’yı es geçmesinin mümkün olabildiği bir ülke; halkın onayına başvurmaya ve oyumuzun kalitesini artıracak yöntemlere hayır diyen bir ülke, ‘azınlık diktatörlüğüne’ evet demiş bir ülke olur, o yolda gider. Sakın ha sakın!

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89