CHP: Ana muhalefet partisi uzun zamandır ”heyecan yaratma” özelliğini kaybetmişti. Önce ön seçim, ardından da dün büyük şehirlerdeki kadın adaylarla yeni bir rüzgâr estirme imkânı yakaladı.
Sağa açılım durdu: Ön seçim süreci, CHP teşkilatlarının sağa açılmak istemediğini net bir biçimde ortaya koymuştu. Genel merkez bu mesajı aldı. Geçen seçimde baş tacı edilen ”sağ” adaylar bu kez liste dışı ya da alt sıralarda yer buldu.
HDP’ye oy kaptırmama listesi: CHP listesi, kilit bölgelerde sosyal demokrat ve genç oyların HDP’ye kaymasını önlemeyi amaçlıyor. Bu anlamda CHP büyük bir sıçramaya değil, ”oyunu muhafaza etmeye” odaklanmış. Ancak Rıza Türmen, Melda Onur, Gülseren Onanç, Aykan Erdemir gibi sosyal demokrat ve medyatik isimlerin liste dışı kalmış olması hayal kırıklığı.
Ermeni aday seçimi cesur: Kadın adayları öne çıkardığı ve İstanbul 2. Bölge 1. Sıraya bir Ermeni aday koyduğu için Kemal Kılıçdaroğlu’nu kutlamak gerekiyor. Her ne kadar CHP’nin bu kararı HDP’nin Garo Paylan (İstanbul adayı) seçiminden sonra gelmiş olsa da yine de anlamlı. Ermeni adaylar hiçbir parti için büyük bir oy patlaması anlamına gelmez; ancak 1915 felaketinin 100’üncü yılında, hepimize ”tarihin doğru cephesine” doğru bir adım atma imkânı verir.
Heyecan değil sadakat: Ak Parti ve CHP’nin listelerinin bir özelliği, maceraya girmeden ”oyları muhafaza etme” mantığı üzerine kurulu olması. Ak Parti grubunu değiştirdi, ancak ideolojik maceraya girmedi. Geçen listelerde gördüğümüz ünlü ve medyatik transferler yerine, parti açısından ”sağlam” görünen muhafazakâr veya Ak Partili kimliği bilinen isimler öne çıkmış.
Erdoğan esintileri hissediliyor: Ayrıca Ak Parti listesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tercihleri ve partideki izleri belirgin bir biçimde hissediliyor. Listelerde Aziz Babuşçu, Aydın Ünal, Ertan Aydın, Mücahit Arslan, Adnan Boynukara ve tabii Berat Albayrak gibi Erdoğan’a yakın isimler ilk bakışta dikkat çekiyor.
Buna karşılık, Ahmet Davutoğlu da ”Yakın akrabalar olmasın” prensibini koyarak Osman Gökçek gibi isimlerin liste dışı kalmasını sağlamış olsa da listeler tümüyle Davutoğlu’nun tercihlerini yansıtmıyor.
HDP: Her geçen gün baraj sorunu biraz daha azalan HDP, bu seçimde seçmen açısından sıkletinin çok daha ötesinde bir öneme sahip. Başkanlık sisteminin olup olmayacağı, Türkiye’nin demokrasi olup olmadığının anahtarı büyük ölçüde bu partinin elinde.
Renkli listeler: Eşbaşkanlık sistemi ve %50 kadın temsiliyle HDP, kadınların temsili açısından diğer partilerden fersah fersah önde. Bu seçimde Ermeni, Ezidi, Süryani, Alevi adaylarla daha da renkli bir liste çıkarıyor. Bu özelliği de HDP’yi bir anlamda “çoğulcu” demokrasinin ”itici gücü” haline getiriyor. İdeolojik anlamda da renkli bir sol koalisyon var. Listede Saruhan Oluç, Rıdvan Turan gibi sol-sosyalist isimlerle Leyla Zana, Osman Baydemir gibi Kürt hareketinin ağır topları da bir arada.
AKP’deki Kürt oyları: Sağa kaymanın CHP’ye bir getirisi olmayabilir ancak HDP’ye var. Altan Tan’ın geri dönmesi, parti açısından isabetli bir karar. HDP’nin barajı geçmesinin en kestirme yolu, şu zamana kadar çoğunlukla Ak Parti’ye yönelen metropollerdeki Kürt oylarını alması. Bu grubun içinde ekonomik istikrar arayışı olan ya da muhafazakâr seçmenler de var. Altan Tan dışında, Hüda Kaya, Mehmet Mir Dengir Fırat gibi isimle, bu açıdan parti için çok değerli.
MHP: MHP listeleri, dikkatlice oluşturulmuş, Devlet Bahçeli’nin titiz üslubuyla elenmiş listeler. MHP oylarındaki yükseliş trendine rağmen, dün YSK’ya verilen listeler, ideolojik anlamda bir açılım arayışını yansıtmıyor. Parti açısından medyatik isimler değil, partinin mevcut yöneticileri ve Ekmeleddin İhsanoğlu ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz gibi orta yaş grubuna hitap edebilen ağır toplar daha kıymetli. Her ne kadar MHP ”gençler ve kadınlar” kotasını artırsa da bu konuda fazla iddialı değil. Önümüzdeki aylarda MHP ve Ak Parti arasındaki milliyetçi oylar açısından kıran kırana bir mücadele yaşanacak.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.