• BIST 9659.96
  • Altın 3002.717
  • Dolar 34.5123
  • Euro 36.1711
  • İstanbul 7 °C
  • Diyarbakır 3 °C
  • Ankara -1 °C
  • İzmir 6 °C
  • Berlin 12 °C

Roller değişti

Ahmet Altan-

Eskiden bizim devlet, siyasi iktidarlara hoyrat bir erkeğin uysal bir kadına davrandığı gibi davranır, onu herkesin içinde aşağılar, küçümser, ezer, kızdığında döverdi.

Sonra, ordunun PKK’yla savaşı uzatabilmek için şike yaptığı, baskınlara, askerlerinin ölümüne göz yumduğu, darbe yapabilmek için cinayet planları, suikast hazırlıkları sürdürdüğü ortaya çıktı.

Ordunun prestiji çok ciddi biçimde sarsıldı, askerî vesayet geriledi.

Bu sırada Başbakan Tayyip Erdoğan, AB üyeliği yolunda attığı adımlarla, verdiği yeni anayasa sözüyle, hukukta “uyum” yasalarını çıkartmasıyla, Kıbrıs’taki çözüm arayışıyla, Kürt açılımıyla, barış için müzakereler yapmasıyla siyasette ciddi mesafeler kat edip oylarını referandumda yüzde 58’e çıkardıktan sonra seçimlerde de halkın yarısının oyunu kazandı.

Devlet ve onun “belkemiği” varsayılan ordu şaşırdı.

Denge tersine dönüştü.

Ama bizim Anadolu köylüsünün çok sevdiği lafla, Osmanlı’da oyun çoktur.

Eski efeliğini, zorbalığını sürdüremeyeceğini, siyasetçileri hırpalayamayacağını, aşağılayamayacağını, onları her istediğini yapmaya zorlayamayacağını anlayınca, görünen o ki “Osmanlı” bu kez rol ve kılık değiştirdi.

Benim anlayabildiğim kadarıyla şimdi “fettan kadın” rolünde karşımıza çıkıyor.

İstediğini yaptırabilmek için bağırıp çağırmıyor.

Aksine, kalabalıkların önündeyken karşısındakinin üstünlüğünü kabul ediyor, onu övüyor, pohpohluyor, hiç sesini yükseltmiyor, sadece fısıldıyor.

Bütün çekiciliği, uysal görüntüsü ve vaatleriyle istediği her şeyi yaptırıyor.

Bir hatırlayın, devlet bağırıp çağırırken Erdoğan ne kadar dik ve dirençliydi, Avrupa Birliği kriterlerinden milim şaşmıyordu, iktidarı ele geçirmek için demokrasiye ve barışa muhtaç olduğuna inandığından o yolda yürüyordu.

Devlet onu “iktidara geldiğine” inandırdığından ve kalabalıklar önünde öyle davrandığından beri her şey değişti.

O eski zorba devletin benimsediği Kıbrıs politikasına Erdoğan, Denktaş’ın cenazesiyle geri döndü.

Kürt meselesinde açıklanan yeni stratejiyle bitmeyecek bir savaşın kucağına kendini attı.

Açılımı kapattı.

Yeni anayasayı lügatinden çıkardı.

Avrupa Birliği’nden uzaklaştı.

Bana bir söyleyin, eski devletin isteyip de şu anda Erdoğan’ın yapmadığı ne var?

Yeni Kürt stratejisini okuyan Başbakan’ın destekçisi yazarlar bile bunun gerçek olmadığını düşünüp, “birisi gazetecileri kandırdı, bu askerlerin planı” diye yazıyorlar, ne yazık ki onlar bunu yazarken Erdoğan stratejinin varlığını doğruluyor.

Taraftarı yazarları bile kontrpiyede bırakacak kadar askerileşti.

Eski devlet Avrupa Birliği’ni asla istemezdi artık Erdoğan da istemiyor, eski devlet müzakereden, barıştan hiç hoşlanmaz savaş devam etsin isterdi, şimdi Erdoğan da öyle istiyor, eski devlet Kıbrıs’ta çözüm olmasın isterdi şimdi Erdoğan da öyle istiyor, eski devlet yeni anayasa lafını ağzına almazdı şimdi Erdoğan da almıyor.

Eski devlet kimseye danışmazdı, Erdoğan da danışmıyor.

Tayyip Erdoğan’a oy verenler, onun duruma hâkim görüntüsünden öylesine hoşlanıyorlar ki yaptıklarının eski devletin istekleri olduğunu bile fark edemiyorlar.

Küçük bir rol değişikliğiyle “eski sistem” geri geldi.

Hiçbir konuda çözüm yok.

Savaş var, şiddet var.

Avrupa Birliği ise ilgi alanımızın tümüyle dışında.

Eski devletle mücadele daha kolaydı, her şey ortadaydı ve Erdoğan kendi iktidarı için bir kavgaya girebiliyordu.

Daha az güçlü göründüğü o dönemde, bugün olduğundan çok daha radikal değişimler gerçekleştirdi, devlete esir olmadı.

Ama bugün en güçlü gözüktüğü günlerde sadece eski devletin arzularını gerçekleştiriyor.

O fettan fısıltı ona öyle bir iktidar vaat ediyor ki Erdoğan bu iktidarın sadece “görüntüde” kaldığını, asıl denetimi tümüyle yitirdiğini ve eski devletin bütün arzularını yerine getirdiğini fark edemiyor.

Büyülenmiş gibi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın son zamanlardaki açıklamalarından sezebildiğim kadarıyla, dostlarına karşı da tavırları değişti bu yeni “aşk” yüzünden, artık hiçbir şeyi dostlarına söylemiyor, danışmıyor.

Eski devletin yıllarca denenmiş Kürt politikasını “yeni strateji” diye sunarken yardımcısı Bülent Arınç’ın fikrini bile sormamış.

Erdoğan’ın destekçileri “görünür” iktidardan o kadar memnunlar ki Erdoğan ne yapsa alkışlıyorlar ve “en doğrusunun bu olduğunu” söylüyorlar.

Ama sanırım yakında, “bu en doğrusu” dedikleri şeyin eski devletin politikası olduğunu sezmeye başlayacaklar.

O zaman ne yapacaklar bilemiyorum, Erdoğan’ı uyaracaklar mı yoksa “kimin politikasını uygularsa uygulasın yeter ki bizim lider iktidarda gözüksün mü” diyecekler.

Ama ben Erdoğan’a da taraftarlarına da şunu dostça hatırlatayım:

Eski politikayı sahiplenen eskir.

Ve, Osmanlı’da oyun çoktur.

Zorbalıkla yaptıramadığını gerektiğinde fısıldayarak yaptırır.

  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89