• BIST 9477.14
  • Altın 3705.267
  • Dolar 38.0092
  • Euro 42.1162
  • İstanbul 5 °C
  • Diyarbakır 18 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 6 °C
  • Berlin 8 °C

Roj baş hevaller

Orhan Miroğlu

“Kürt aydını” kavramı, PKK’yle mücadele konsepti içinde icat edilmiş bir kavram gibi geliyor bana. İhtiyaç oldu ve bir gün birileri her nasılsa birden bire bu ülkede “Kürt aydınlarının” da olduğunu fark etti.

Çok değil 30 yıl öncesine gidin, Türk medyasında böyle bir kavramın ve “kullanımın” olmadığını görürsünüz.

Kürtler ve okumuş yazmışları sözkonusu olduğunda, birtakım hainler, işbirlikçiler, bölücüler filan vardır ama ne Türk entelektüel hayatında ne medyasında ne de akademisinde Kürt aydını diye bir kavram, bir tabir yoktur.

Seksen yıl boyunca, devlet, nispi demokrasi ortamında dahi, ne olur ne olmaz diye, Kürtler’in uyanışını biraz da olsa geciktirmek için Kürtler’in, okumuş yazmış kesimleriyle uğraştı durdu.

Kürt aydınları sürekli takip altında tutuldu.

Islah ve iflah olmayan “Kürtçüler”in gerektiğinde “defteri kapatıldı”, yani infaz edildi.

Kürt aydınları içinde devletin bu hışmından kendini koruyabilmek için, basında ve medyada fikirleriyle ve yazılarıyla yer almayı benimsemiş ve kendine bu yolla bir koruma zırhı edinmeye çalışmış, ama bunu da başarabilmiş kişi sayısı hemen hemen yok gibidir.

Ve Musa Anter bu bakımdan bir istisnadır. Türk medyasına ve entelektüel yaşamına nüfus etmeye çalışır, gider Liman Hamdi’nin Barış Dünyası‘na yazılar yazar, YÖN dergisini daha o yıllarda Nusaybin’e getirir, köylüleriyle beraber okur. Meşru ve aleni olmayan siyasi hareketlere ve gruplaşmalara fazla inanmaz, mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışır, ama biri Kürt hakları için bir şeyler yapıyorsa, elinden geldiğince destekler.

Kalbinin yarısı Kürtler için, yarısı Türkler için atar.

Kürt’ten çok Türk dostu vardır ve bunu iftiharla yazar.

1940’lı yıllarda gelip yerleştiği İstanbul’a adeta sevdalanır Musa Anter, ama doğup büyüdüğü Zivingê’deki iki numaralı mağarayı da unutmaz.

Hücrelerde Kürtçe-Türkçe sözlükler hazırlar, piyesler yazar.

Ama Şırnak’a, Hakkâri’ye razı olmaz, İstanbul’u, Antalya’yı, Mersin’i de ister.

Adı bu yüzden sanırım, “Türkiyeci Kürtçü”ye çıkar.

Türkiyeci Kürtçü demek, özetle ve benim anlayabildiğim kadarıyla her iki halkın birarada ve eşit haklar kullanarak yaşayabileceğine inanmak demek.

Ama bu tanımdaki Türkiye kelimesi Kürtleri, “Kürtçü” kelimesi de Türkleri rahatsız eder, makbul bir şey değil yani “Türkiyeci Kürtçü” olmak.

Böyle bir damga yemişseniz başınız iki türlü belada demektir.

Kürtler Kürdün Türkiyeci olmayanını, Türkler de Kürdün “Kürtçü” olmayanını sever.

Ama böyle bir şey eşyanın tabiatına aykırıdır ve sıfıra sıfır elde var sıfır demektir.

Anlamamız lazım ki, Kürt aydınının hem Türkiyeli olması hem “Kürtçü”, yani eşitlikten yana olması en makbul, en gerçekçi yoldur; ama bu yol dikensiz gül bahçeleri içinden geçen bir yol değildir.

Zahmetlidir, meşakkatlidir.

Etrafı “Ulusal çitlerle çevrilmiş ulusal mahallelerden” firar etmiş adam muamelesi görürsünüz.

Kendi kızları oğulları, en güzel üniversitelerde okurken, ya da Erbil’de, Diyarbakır’da, Bursa’da şantiyeler kurarken, Kürt gençlerine “savaşmaktan ve şu Erdoğan’ı devirmekten başka çaremiz yok” diyenlerin safında yer almadığınız için, kendi halkınızın arasında ve kanınızın aktığı şehirlerde korumayla gezmek zorunda kalır, kuşatılırsınız..

Etnik hınç ve öfkenin hayatımızı altüst ettiği bir zamanda Kürtlere Hakkâri’yle, Şırnak’la neden yetinmemeleri ve İstanbul’u, Antalya’yı neden daha çok istemeleri gerektiğini anlatmak ve bu anlamda Türkiyeci olmak kolay değildir.

Şemdinli’yi 700 kişiyle basmak yerine, İstanbul’da yaşayan beş milyon Kürdün arasına bunun yarısı kadar silahsız siyasetçiyi yetiştirip göndermenin ve İstanbul Kürtlerinden bir milyon oy almaya çalışmanın daha iyi olacağını anlatmak bazı Kürtler’e “mücadeleyi yolundan saptırmak” gibi görünür.

Bu siyaset kolay değildir, sabır ve metanet ister.

Ama Hakkâri’ye gidip silahlı gençlerle kucaklaşmak işin en kolayıdır.

Herkes yapar bu atmosferde.

Çünkü Veli Küçükler, sarı Leventler yok artık savaş alanında.

Kürt siyasetinin en ucuz en masrafsız ve maliyetsiz yolu bugün budur.

Gerilla kıyafeti giy, iki dönem milletvekilliği garanti!

Siyasetin bütün maliyetini dağdaki, gençlere yükle, onlar nasılsa ölmeye ve öldürmeye hazırlar, onlar dağda ölmeye ve öldürmeye devam etsin, sen 1 ekimde Meclis açılınca Ankara’nın serin havasına dön ve “basın açıklamaları” siyasetine devam et!

Maliyeti dağdakine yüklemek en makbul yoldur Kürt siyasetinde, ama insafla ve vicdanla bağdaşır yanı kalmamıştır.

O yüzden Kürt siyasetçisi yüzünü İstanbul’a değil Hakkâri’nin dağlarına dönmüştür.

Kürtlerin acelesi vardır ve her şeyi bombalarla, tüfeklerle hâlledebileceklerini sanıyorlar.

Bir Kürt baharının daha çok ölerek ve öldürerek gerçekleşebileceğine inanıyorlar.

İşin kötü tarafı ise Türk aydınları arasında Silvan saldırısından sonra ortaya konulan bu fikre ve bu stratejiye sırf AK Parti nefreti nedeniyle, tanınan toleranstır.

Bir yıldır bu tolerans doğrultusunda yazı yazanlara bakıyorum, sanki Antep’ten sonra bir ideolojik sarsıntı yaşıyorlar.

Bu mukadderdi ve ben daha erken olmasını bekliyordum açıkçası.

Şimdi, bu sarsıntının, Türk medyasında deprem şiddetinde hissedilmesi için, ne gerekirse yapılmalı, ne gerekirse yazılmalı.

İnsanın “Behey kardeşim Silvan, Bingöl, Batman, Siirt eylemleri farklı mıydı Antep’ten, o zamanlar aklınız neredeydi?” diyesi geliyor..

Antep’ten önce bize AK Parti’nin ve Başbakan’ın çözüm istemediğini ve Kürt şiddetinin bu yüzden meşru olduğunu anlatmaya çalışanlar, şimdi de “diyelim ki AK Parti çözüm istemiyor, bunun karşılığı Antep mi yani” diye sormaya başladılar

Roj baş hevaller!
Roj baş!
İyi yoldasınız, devam edin..

  • Yorumlar 41
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • fahrif27 Ağustos 2012 Pazartesi 11:02İki gözümsün...

      Boşver bu militarist yorumları orhan ağabey,marşlarla klasik şartlanma olmuş bunlarda.Apo ve pkk öğrenilmiş çaresizliktir bunlarda.Cehalet ve tarih bilememe körlük yaratmış bünyelerinde.Görmüyorlar fakir fukara kürt gençlerinin bir hiç uğruna ölümlerini.Senin SİVİL yüreğini anlayamazlar!

      Yanıtla (0) (0)
    • rureş27 Ağustos 2012 Pazartesi 10:49hatırlamıyorum

      senin mersinde aday olduğunu hatırlamıyorum.

      Yanıtla (0) (0)
    • WestPort27 Ağustos 2012 Pazartesi 11:11Demokrasi

      Sayın miroglu sanırım bu AKP yandaşlığını çok hesaplı yapıyorsun. İstanbulda Kürtlere siyaset yolları ardına kadar acikta kürtler mi bu kapıdan girmiyor yoksa o beğendiğin AKP nin 8 binden fazla siyasetçiyi içeri tiktigini gözlerin görmüyor mu?

      Yanıtla (0) (0)
    • ben27 Ağustos 2012 Pazartesi 09:09ya

      ya bi git işine be..

      Yanıtla (0) (0)
    • veysel27 Ağustos 2012 Pazartesi 09:09Şuna bak Allah aşkına

      Günaydın Orhan Bey.
      İyi yoldasın. Gelecek seçimde AKP milletvekilliğin garanti.

      Yanıtla (0) (0)
    • Bavé Zilan27 Ağustos 2012 Pazartesi 09:14Ji bo Orhan Miroglu

      Kurmé Dari ne daré be dar narizé ! Rasti kurm daré ye ....

      Yanıtla (0) (0)
    • can27 Ağustos 2012 Pazartesi 10:00Uyan

      Miroğlu,Roboski'de 34 can gitti,Kortek'te biri 6 aylık olmak üzere 7 can daha gitmişti, bunları niye yazmıyorsun?Kürtlere saldırmak ne kazandırıyor?

      Yanıtla (0) (0)
    • imran adsay27 Ağustos 2012 Pazartesi 10:19sevincim kurasığımda kaldı

      sabahları ilk işim ilkehaber sitesine bakmaktır.miroğlunun roşbaş hevaller yazısını gürünce cok sevindim yazının sonu elveda ile bitireceğini düşündüm.nerde zahir zemberek ve akp yalakalığıyla dolu bir yazıyla karşılaştık.bende ona diyorumki behey kardeşim benim bildiğim pkk cıktığı günden beri aynı pkk sen niye 2007 yıllına kadar hadepte falan calıştın mersin garantili bir ilde miletvekilli adayı oldun bu durumu kamuoyuna niye acıklamiyorsun.2007 önce p

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR27 Ağustos 2012 Pazartesi 11:32PKK AYNI PKK İMİŞ...

      Zaten problem de bu ya. Çıktığı yıllarda kırklı yılların modeli olan devlet sistemi belki fazla eski değildi (Bana göre çok eskiydi. Ortadoğuda birkaç ilkel devlet dışında zaten örneği de pek yok. Sadece Kuzey Kore'de var.). Lakin şu an kuzey kore modeli oldukça ilkel kaçıyor. Kürtlerin Kuzey Kore modeline ihtiyacı yok. Tıpkı her insan gibi onlar da tam demokrasiyi hakediyorlar. Türkler ve Kürtler, bir gün demokrasi ile tanıştıklarında bu problem bitecek.

      Yanıtla (0) (0)
    • Mehmet Bodur27 Ağustos 2012 Pazartesi 11:34Can: Göz ne işe yarar

      Miroğlu Roboski'deki katliamı defalarca yazdı. Görmek için göz lazım. Miroğluna kızmanızın sebebi şudur: Miroğlu da tıpkı benim gibi katledilen bütün insanları görüyor. Irkına göre seçmiyor, ırkçılık yapmıyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • ercan27 Ağustos 2012 Pazartesi 11:40rojbaş

      sayın mir oğlu bence senin gibi böyle tipik kendi ırkına bu kadar nefret ve ihantle yaklaşan insana ben insan diyemem tek kelimeyle ihanetçinın danısaksısın senın ırkına bu kadar zülüm bu kadar ölümler bu kadar göç etirmeler ev yakmalar mal mulk talan olmalar kim yaptı bunları...

      Yanıtla (0) (0)
    • abay can27 Ağustos 2012 Pazartesi 12:18bir sen akıllısın!

      Miroğlu kürt aydını olma mevzuunda kendini bayağı inandırmış. Tek sermayesi Ape musa ile kurduğu ahbaplık olan ve bununda semeresini ziyadesi ile kullanan mir oğlu. "Türkiyeci Kürtçü" buluşunun mucidi ve temsilcisidir. Ama kürd ün en sıradanı bile artık başta miroğlu olmak üzere herkesin niyetini biliyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • derman kaya27 Ağustos 2012 Pazartesi 11:53miroğlu

      sayın miroğlu hakikatten sizin bu kadar olduğunuzu bilmiordum bu yazınızı okuduktan sonra tam anlamıyla hayal kırıklığına uğradım. pes doğrusu bu halkın bu kadar çektığı acı ölüm zından köy yakmalar mal mülk talan olmalar savaş uçaklarıyla insanlarımızı katiletmeler bu mazlum halka karşı kımyasal kulanmalar iğrenç muameler...hiçmi bunlar yurğinızı acıtmıyor...

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR27 Ağustos 2012 Pazartesi 12:53BARAN: KEKLİĞİN DÜŞMANI...

      Dostunu düşmanını tanımak çok önemli. İnsanlar çoğu zaman düşmanlarını dost zanneder. Doğru söyleyen doslarını da düşman zanneder. Çünkü onlar ön yargıları altüst eder. Keklik, kendini o kafesten alıp bu kafese kapatacak olanı dost zannederse yanılır. Üstelik girmek istediği kafes şu an içinde olduğu kafesin altmış yıl önceki modeli. Türkler ve Kürtler Almeda ile Ceylan'ı insan olarak görmeyip bizden sizden diye ayrım yaptıkları sürece hangi ırk

      Yanıtla (0) (0)
    • mehmet bodur27 Ağustos 2012 Pazartesi 12:32DERDE DERMAN OLMAK...

      Bize zulüm yapıldı, bizde zulüm yapacağız diyorsun yani. Bu mudur?

      Yanıtla (0) (0)
    • baran27 Ağustos 2012 Pazartesi 12:33Kew

      Kürtçe bir deyim vardır, "Cîhan hemû dijminê kewê ye û kew jî dijminê xwe ye", "Bütün dünya kekligin dümanı, keklikte kendi ırkına düşman." ...

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR27 Ağustos 2012 Pazartesi 12:38AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE...

      Sermayeye karşı olup sermaye sahibi olunca değme kapitalist olanları çok gördüm. Fakirken dindar olup zengin olunca dini imanı terkedenleri de çok gördüm. Mazlumken zalim olanları da (Yahudiler, Libyalı ve Suriyeli muhalifler...) çok gördüm. Anlaşılan PKK'cı kürtler de onlara özenmiş. Zulümle abad olanı hiç görmedim...

      Yanıtla (0) (0)
    • serhat alp27 Ağustos 2012 Pazartesi 13:00bir parti de sen kur . ist. sen oy al olur mu ?

      İstanbuldan 1 milyon oy almak için çalışanların oldu M?

      Yanıtla (0) (0)
    • aaa27 Ağustos 2012 Pazartesi 13:18bbebbeeee

      Nispi değil Nısbi olmalı. Nüfus değil nüfuz olmalı değerli ''KÜRT AYDINI'' abicim. ayrıca inan art niyetim yok ama şu an 8000 kişi içerde. bunların sıfatlarını merak ediyorum bana anlat. dahası eğer kodeslerde boşluk oluştuysa bilelim ona göre siyasetçi saysıs ile eş olsun ki sıkıntı yaşanması.

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR27 Ağustos 2012 Pazartesi 15:47TÜRKİYELİLİK OYUNU MU?

      Merkeze ırkı koymuş insanlara ne desen boş. Ben de Türkiyeli olmayı ya da başka bir isim altında eşit vatandaş olmayı teklif edenlerdenim. Görünen o ki ne Türkçü arkadaşlar ne de Kürtçü arkadaşlar bu fikre yakın değil. Ne diyeyim ben size: hani ben de bu topraklarda olmasam yiyin birbirinizi diyeceğim ama...

      Yanıtla (0) (0)
    • amedlee27 Ağustos 2012 Pazartesi 13:36sefil...

      Sayın ziyaretçimiz, İnternet sitemizde eleştiri sınırlarını aşan, bir kişi, grup ya da topluluğa hakaret, uygunsuz kelime, ırkçılık ve nefret söylemi içeren yorumlara yer verilmemektedir.

      Yanıtla (0) (0)
    • batman ayebe27 Ağustos 2012 Pazartesi 13:46gercek

      sayin miroglu'na bir soru bir ülkenin basbakani ya sev ya terket dedigi ülkede siyaset nasil yapilir ve nasil demokarasi olur diyer iceriklar hikaye
      saygilar

      Yanıtla (0) (0)
    • serhar27 Ağustos 2012 Pazartesi 14:01kendine sor

      Ne 30 yili sen donmeden once mirum, yani 4-5 yi once boyle bir kavram yoktu

      Yanıtla (0) (0)
    • Macin27 Ağustos 2012 Pazartesi 14:25turkiyelilik oyunu

      Kurd aydinlarinin da daha onceki donemlerde cok hakli ve izanli olarak katildiklari turkiyeli olmak soyleminin sistem tarafindan kabul gormedigini hepimiz hatirlariz. kurd ve kurdistan sorununun ortadogu paylasim savasina ozne olmasindan sonra turkiyelilik soylemine donus turk establishment inin one surdugu manevralardan biri. Petrolunuzun markasi bile kurdistan iken , kurd aydinina pratigi bile mechul bir soylemi dayatmak , ancak miroglu ile oluyor demek.

      Yanıtla (0) (0)
    • lebron27 Ağustos 2012 Pazartesi 14:39bu adam kürtçe mi konuşuyor?

      kürtçede hevaller die bir kelimeyi ilk defa duyuyorum gerçekten yani kendinden daha iiii kürt yoktur olgusuna kapılan adam resmen tırkmanc olmuş...

      Yanıtla (0) (0)
    • batman ayebe27 Ağustos 2012 Pazartesi 15:54felaket

      sayin orhan miroglu hem kürt hemde ape musa ile arkadaslik yaptigi icin kürdistan'nin konumu cok iyi biliyor ve diyarbakir de bütün diller serbesti sadece kürtce yasakti ve newroz dedikleri zaman görmediklari iskence kalmasti belkide kendiside görmus ve kürt aydinlari deyil kürtleri bile görmeslerdi lar fakat kürdistandeki mucalale bu sevyeye gelince artik bakanlar newroz atesi uzerinde atlamaya basladi bunuda kürdistanda deyil tum dunyada görmeye basladi fakat sayin aydin yazar mi

      Yanıtla (0) (0)
    • imran adsay27 Ağustos 2012 Pazartesi 16:58MEMET BODURA

      ya memet senin başka işin yokmu allah aşkınına ne anlatmaya calışıyorsun.aklınca biz kürtlerin kafasınımı bulandıracaksın,nedir amacın bu mironun yazısına bakıyorum tam 6 tane yorum yazmışsın.insan o günkü mekaleyle ilgili bir tane yazar bırakır.ayrıca son derece cahilce bir dille kürtlere kuzeykore modeli falan feşmekan tabirler kim sana söyledi.kck programınımı hatmetin ne yaptın.kürtlerin ilerde nasıl yaşiyacağını kürtlere bıraksan.adamsan memleketini

      Yanıtla (0) (0)
    • cewlik27 Ağustos 2012 Pazartesi 17:35kürt aydini

      vallahi tam bir kürt aydini,yazisi yakismis kendisine.

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR...27 Ağustos 2012 Pazartesi 17:56BU BİR TARZ MESELESİ...

      Başka bir sitede Türkçülerle bu tarz yazışıyorum. O bana ben ona-))) Valla benim Türkçülere söylediğim bir laf var: Bu ülkede benim gibiler ve çocuklar olmasa yiyin birbirinizi kalan sağlar benimdir diyeceğim ama diyemiyorum. Çünkü beni bana bırakmıyorsunuz ki? Yoksa bana ne, isterseniz gidip mağarada yaşayın. Ayrıca siz kürtçüler, Kürtleri kendi haline bırakıyor musuz? Jakoben tavırlarınızla bir yaşam dayatıyorsunuz tıpkı ergenekoncular gibi...

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR27 Ağustos 2012 Pazartesi 17:58AYRICA NE DİYECEĞİNİZİ MERAK EDİYORUM

      Gördüğüm kadarıyla çok fazla diyecek bir şeyiniz de yok. Burada üç beş fikir(!)daş bir araya gelmişsiniz gönül eğlendiriyorsunuz. Üzerine geliyorum çünkü seviyenizi merak ediyorum. Evet KCK'nın dayattığı sistem hakkında çok şey okudum. Kuzey Kore dediğime bakma o lafın gelişi. Kuzey Kore modeline rahmet okutur o KCK sistemi... Not: Sayın ziyaretçi, belki kendinizce 3-5 gönüldaşın seviyesini ölçmeye çalışıyorsunuz.. Ama bendesizden gelen ve onayladığım neredeyse tüm yorumlarınızda 'Kuzey Kore' lafını defalarca evirip çevirip yorum diye yolluyorsunuz... Bu sondu... Aynı tarz yorumlarınızı lütfen defalarca yollamayan.!

      Yanıtla (0) (0)
    • roj_ava27 Ağustos 2012 Pazartesi 23:24FIKRANIN YENİ HALİ

      Hani bir fıkra anlatılır ya mahkumun son isteği Arap'ın anasını görmemesini ister. Bu fıkrayı şöyle biraz değiştirsek. Bir gün iki kürt bir lamba bulmuşlar. Labmayı temizlemeye çalışırken bir cin çıkmış ve demişki iki arkadaşa her birinizin bir dileğini kabul edecem. Beyaz kürt demiş ki ben m.vekili olmak istiyorum. Diğer kürt e sormuşlar ben de beyaz kürt'ün milletvekili olmak istemiyorum.

      Yanıtla (0) (0)
    • ilhan27 Ağustos 2012 Pazartesi 18:13ne diyeyim

      iyi ki hareketten ayrılmışsın bu arada biraz kürtçe öğrensen iyi olur. iki laf kürtçe yazmışsın o da yanlıs....

      Yanıtla (0) (0)
    • ilhan4727 Ağustos 2012 Pazartesi 18:16tew tew...

      ilim meclisine girdim kıldım taleb
      ilim ta geride kaldı illa edeb illa edeb...

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR27 Ağustos 2012 Pazartesi 18:21SAYIN EDİTÖR...

      Benim tarzım budur. Bu tarz, yorum yazdığım her siteye hareket getirir. Sürekli Kuzey Kore demem birilerini rahatsız ediyorsa cevap verilir. Ya da sitenizin bir yazarı (madem ki bu sitenin bir okuruyum) iki sistem arasında kıyaslama yapar. Ben de "kusura bakmayın öyle değilmiş" der özür dilerim. Bir sistem mensuplarına söz hakkı vermiyor, onlara bir sistem dayatıyor, kabul etmeme gibi bir tercihin de yoksa o sistem Kuzey Kore sistemi değil midir? Ayrıca söyleyecek sözü Not: Sayın yorumcu ben sizin yorumlarınızın içeriğine müdahale etmiyorum. Sadece yorumlarda çok tekrara düştüğünüzü söylüyorum. Umarım anlaşılmıştır...

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR27 Ağustos 2012 Pazartesi 18:24TARAF OLMAK...

      Adımı google yazın haber yazın yorumlarımı bir sitede görürsünüz. Orada özgürce yazıyorum hiç bir editör de taraf olmuyor. Türkçüler kendilerini savunmaya çalışıyorlar yapabildikleri kadar. Bırakın burada da Kürtçüler kendilerini savunsunlar. Taraf olmayın. Sitenize renk katarım bundan kuşkunuz olmasın.

      Yanıtla (0) (0)
    • Harun can28 Ağustos 2012 Salı 05:16hevallere karşılık gitmişke diyeyim :))

      kürt halkı kimin ne olduğunu çok iyi biliyor sana mersinde onay vermediler ama Türk kökenli Ertuğrul abiye fazlasıyla onay verdiler oturup düşünmen lazım.

      Yanıtla (0) (0)
    • mehmet topkan28 Ağustos 2012 Salı 09:55ihanete devam

      Sayın ziyaretçimiz, İnternet sitemizde eleştiri sınırlarını aşan, bir kişi, grup ya da topluluğa hakaret, uygunsuz kelime, ırkçılık ve nefret söylemi içeren yorumlara yer verilmemektedir.

      Yanıtla (0) (0)
    • derya28 Ağustos 2012 Salı 10:02BDP den daha iyi kim Türkiyeci?

      Sende Bu BDP-PKK-KCK-DTK yi ırkçı-kürtçü yaptın ya gel de şimdi ayıkla pirincin taşını diyesi geliyor.. Öcalanın yakalanmasından sonra ortak vatan Türkiye, temel direk Kemalizm siyasetini okumuyor musun? Bilmiyor musun? Bir cümle bu hareket bu siyasete biat etmiyor mu? demokratik özerklik denen şey bu siyasetin üst yapısı değil mi?Bu kadar insanı kendine saldırtmak için neden malzeme veriyorsun sayın Türkiyeli Kürtçü aydınım..

      Yanıtla (0) (0)
    • hiso dogan28 Ağustos 2012 Salı 10:28Kurd aydini

      Kurd lerin cok guzel bir atasøzu vardir,GURMI DARE DI DAREDAYE,Turkcesi soyle oluyor,agaci curuten icindeki kurt tur...

      Yanıtla (0) (0)
    • Memet28 Ağustos 2012 Salı 14:30Biat Kültürü

      Kim ki PKK`ya biat etmez, onu övmez, göklere cikarmaz, her yaptigini gözü kapali kabul etmezse, o haindir, isbirlikcidir, ajandir....

      Yanıtla (0) (0)
    • Memet28 Ağustos 2012 Salı 14:55Yorumcular

      Bazi yazarlarin yazilarini okurken zevk alirim, ne demek istedikleri gayet iyi anlasilir. Yorumcularin yorumlari da öyle. Derya ve Mehmet Bodur ( Mehmet, yaziyi cok tekrarlamasina ragmen)gibi kisilerin yorumalarini da öyle zevkle okuyorum. Kendilerine güveni olduklari icin, demek istedikleri gayet iyi anlasiliyor

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89