• BIST 9367.77
  • Altın 2955.021
  • Dolar 34.4743
  • Euro 36.41
  • İstanbul 9 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 20 °C
  • Berlin 3 °C

Risalelerin telifinin Diyanet’e devri çözümsüzlüktür!

Süleyman Çevik

Yaklaşık bir yıldır Nurcuların gündemini meşgul eden Risale-i Nur’un yayın hakları, yakın bir zamanda Bakanlar Kurulu’nun bir kararnamesiyle Diyanet İşleri Başkanlığı’na verildi. Konuyu takip etmiş olanlar, bu eserlerin basım ve yayın haklarıyla ilgili böyle bir düzenlemeye gidilmesinin sebebini biliyor.

Hükümetle Fethullah Gülen cemaati arasında bilinen kavga çıkmadan önce, Cemaat’e bağlı bir yayınevi birkaç sene önce Nurcuların tepkilerine rağmen Risale-i Nur’u sadeleştirerek yayınlamaya başladı. O dönemde yapılan bu sadeleştirme olayı Nurcular dışında kimsenin tepkisini çekmemişti.

İşin özüne bakılırsa, sadeleştirme meselesi son birkaç yılın meselesi de değildir. Geçmiş dönemlerde Nurcu camiasının dışında kalan ve özellikle de bugün Ak Parti hükümetini oluşturan Milli Görüş geleneğinden gelenler, devamlı Risalelerin dilinin sadeleştirilmesini savunmuşlar ve Nurcular sadeleştirmeye yanaşmıyor diye eleştirmişlerdi.

Daha önce sadeleştirmeye ses çıkarmayan Hükümet, Cemaatle malum kavgaya tutuşunca bazı Nurcuların girişimi sonucu Hükümet de bu olayın üzerine eğilmeye başladı. Çünkü Üstad’ın Risale basma yetkisini kendilerine verdiğini iddia eden abiler ile Nurcular içindeki bir ekip o dönemde söz konusu kavgadan istifade ederek hükümetin bu işe el atmasını istemişlerdi.

İşte bugün yaşadığımız mevcut kaos ve karmaşa ortamı da bundan sonra başladı. Bu süreçten sonra yayınevlerinin bandrol talepleri müellif veya varisleriyle sözleşmeleri yok diye geri çevrildi. Şimdilerde ise bir yıla yakın bir zamandır yayıncılar bandrol alamadığından Risale-i Nurlar basılamıyor.

Kimse Risalelerin Diyanet tarafından da basılmasına itiraz etmiyor. Üstad’ın bizzat kendisi Diyanetin de Risaleleri basmasını istemiştir. Ancak bu ömür boyu rejime muhalif olarak yaşayan Üstad’ın Risale-i Nur’un tüm yayın haklarını götürüp sadece bu kuruma teslim edeceği ve kamuya mal etme adına devletleştireceği anlamına gelmiyor.

Bir yönüyle Risaleyi devletleştirme operasyonu diyebileceğimiz bu olay, şüphe yok ki ileriki zamanlarda çok tartışılacaktır. Kamuoyuna çözümün bir parçası diye sunulan bu aşama, çözüm getirmek bir yana, bugünden bakıldığında kaos ve çözümsüzlüğün habercisidir.

Bediüzzaman’ın hiçbir zaman resmi ideolojinin emrine girmediği ortada iken, vefatından sonra Risale-i Nur hareketini temsil edenler “üstad müesses nizama saygılıydı” diyerek sanki Üstad’ın bu baskıcı ve ceberut idareyle bir sorunu yokmuş gibi gösterdiler. O gün böyle diyenler, bugün bir operasyonla bütün Nur Talebelerinin beslendiği ana kaynak olan Risale-i Nur’u götürüp devletin bir kurumuna teslim etmişlerdir.

Kim olursa olsun, olaya müdahil olup da işi bu duruma getirenlerin vebali büyüktür.

15’ten fazla gruba bölünen ve her biri birer sosyal gerçeklik olarak toplumda varlığını sürdüren Nur Cemaatlerinin farklı meşrep ve anlayışları ve her bir meşrep ve anlayışın hitap ettiği bir kitlesi vardır. Bu gruplar arasında birbirilerine farklı gözle bakan, bilmem necilikle suçlayan ve bir araya gelemeyecek olanlar vardır.

Bu cemaatlerin neredeyse hepsi, külliyat yayınlıyorlar ve bu külliyatların nüshaları arasında farklar vardır. Şimdilerde ise ortak bir nüsha çıkarmaktan bahsediliyor. Kendi aralarında hiçbir zaman nüsha birliğini sağlayamamış Nurcu yayınevleri hangi nüshada karar kılacaklar?

Diğer yayınevleri Zehra ve Tenvir’in bastığı Risaleleri sorunlu olarak görürler.

Zehra ve Tenvir de diğer yayınevlerinin Risalelerinin içinde tahrifatlar olduğunu söyleyerek onlar da diğer yayınevlerini sorunlu görürler.

Yani Nurcular arasında Risale nüshalarına dair ciddi tartışmalar var.

Diyanet hangi yayınevlerine Risale basma hakkı verecek, hangilerine vermeyecek?

Bunu yaparken neyi ölçü alacak? Kimin doğru kimin yanlış olduğunu Diyanet neye göre karar verecek? Onca zamandır çözülmeyen ve Nurcularca oluşturulmayan “ortak nüsha”yı Diyanet nasıl çözecek?

Varlık sebebi nüshalarının farklılığı olan Zehra ve Tenvir gibi yayınevleri birilerinin dayattığı nüshayı basmak zorunda mıdır? Anlaşılan ne hükümet, ne de Diyanet işin farkında değildir.

Şimdi Diyanet yayınlama hakkını bazı yayınevlerine verse, diğer yayınevlerini de o kişilerin kapısına gönderirse ve onların insafına bırakırsa, bu işin içinden nasıl çıkılacak?

Bu olay bir yönüyle Nurcular arasına nifak sokmaktır.

Zehra ile Tenvir’in nüshalarını bir tarafa bırakırsak, genel olarak diğer yayınevlerinin nüshaları arasında ciddi bir fark yoktur. Bilindiği üzere Zehra ve Tenvir gibi yayınevleri Risaleleri ilk aslı gibi bastıkları için diğer Nurcularca Kürtçü diye nitelendirilir. Esasında diğer Nurcular da bu iki yayınevinin bastığı kitaplardaki ifadelerin üstada ait olduğunu inkar etmiyorlar. Onlar, bu ibareleri Üstad değiştirdi diyorlar. İlk aslı gibi basanlar da bunun doğru olmadığını söylüyorlar.

Şimdi bütün bu durumlar varken, Risalenin aslının korunacağı belirtiliyor. Nasıl olacak bu, Risalenin hangi aslı? Üstadın vefatından sonra Risalelerle bu kadar oynayanlar aslını nasıl koruyacak? Tahrifatı önleyeceğiz diyenler zaten zamanında kendileri de tahrifat yapmışlardır. Bu konuda daha detaylı bilgiler edinmek isteyenler eğer okumamışlarsa Abdullah Can’ın ilkehaber.com’da yazılmış yazılarına bakmalarını tavsiye ederim.

Burada yapılması gereken şey, sadeleştirmeye önlensin ama diğer yayınevleri eskiden olduğu gibi kitaplarını basabilsinler. Şayet mesele sadeleştirmeyi engellemekse en pratik ve rahat olan yol budur. Ama Diyanet, biz ne olursa olsun ortak nüsha çıkarmak istiyoruz diyorsa, o zaman hiçbir ayrım gözetmeden bütün yayınevlerinden temsilciler bir araya gelsin, ittifakla ortak bir nüsha çıkarılsın.

İster Diyanet, ister başka birileri olsun bu işi üstlenenlerin unutmaması gereken şey, şu ana kadar Risale yayını yapmış olan bu yayınevlerini, dolayısıyla cemaatlerden birilerini dışarıda bırakacak bir düzenleme hiç de çözüm olmayacak…

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89