• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 6 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 17 °C
  • Berlin 0 °C

PKK'yla barış, Ergenekon'la barışı da getirir mi?

Hilal Kaplan

Önceki yazıda, Başbakan Erdoğan'ın Ergenekon, Balyoz, vb. asker odaklı davalara ilişkin görüşlerinin tedricen nasıl dönüştüğünü, kendi sözleri üzerinden ortaya koymaya çalışmıştık. Şimdi de 'Ergenekon davası savcısıyım'dan 'Davalar, ordumuzun moralini bozuyor, terörle mücadele zaafiyete uğruyor'a bu 180 derecelik dönüşümün sebeplerini analiz etmeye çalışalım.

Necdet Özel faktörü: 2011 Yüksek Askerî Şura öncesi, Genelkurmay Başkanı (GKB) ve kuvvet komutanlarının toplu olarak 'emekliliklerini isteme'lerinin ardından Necdet Özel'in Genelkurmay Başkanı koltuğuna oturması, hükümetin unutmayacağı bir adımdı. Komutanların güç gösterisine dönüştürmek istedikleri 'istifa krizi', iki gün sonra müstafilerin isimlerinin bile unutulmasına yarayacak kadar rahat biçimde aşılmış, artık Necdet Özel ismi kamuoyunu meşgul etmeye başlamıştı. Özel, göreve geldiğinden bu yana seleflerinden farklı olarak hükümetle oldukça uyum içinde çalıştı, siyasî konularda mesaj vermemeye gayret gösterdi, hükümet PKK ile mücadele de etse, müzakere de etse muhalif bir çıkışla sabote etmeye kalkmadı.

Ancak, öte yandan, on yıllardır hükümetleri parmağında oynatmaya alışmış nesillerin oluşturduğu bir ordunun bu kadar 'düşük profilli' ve sivil iradeye bağlı bir GKB'den rahatsız olduğunu tahmin etmek güç değil. Farkındaysanız, hükümet de Necdet Özel ordunun başına geçtiğinden beri cansiperane TSK'yı her hata ve şartta korumaya özen gösteriyor. Hükümet, askerî bürokrasiyle iş yapmak zorunda ve şu anda kısmen kontrollerinde olduğunu hissettikleri için süren davalara daha temkinli yaklaşıyor olabilir.

7 Şubat MİT Darbesi: Hükümetin, yargı eliyle ülkenin demokratikleştirilmesi iddiasına güveninin dip yaptığı olay kuşkusuz Hakan Fidan ve diğer üç MİT mensubunun 'şüpheli' sıfatıyla ifadeye çağrılmasıdır. Hükümet, yargı eliyle siyasal alana nizam vermeye kalkışanlar olduğunu düşündü ve bu nizam veren elin Başbakan'ın sağ kollarından birisine ve hatta muhtemelen Başbakan'ın kendisine kadar uzanabileceğini gördü. O tarihe kadar, en nötr açıklamasında bile yargıyı kollamaya çalışan Başbakan, artık gerek duyduğunda sert eleştiriler getirmekten çekinmeyecekti. Bunun en net örneği, dün katıldığı bir televizyon programında eski GKB İlker Başbuğ'u 'terör örgütü lideri' suçlamasıyla yargılayanları tarihin affetmeyeceğini söylemesiydi.

PKK ile barış: Ceza hukuku mevzuatımız, darbecileri yargılamaya pek hazır olmadığından mı, yoksa böylesi daha kolay geldiğinden mi bilmiyorum ama ilk günden itibaren Ergenekon'un PKK ile eşdeğerde ele alındığına ve kamuoyuna böyle yansıtıldığına şahit olduk. Hâlbuki PKK, terör örgütü sıfatına uyuyor olsa da son kertede Ergenekon'dan farklı bir karakteri haizdi. Bugün devletin Ergenekon'un 'bir numarası' ile masaya oturup barış için görüşmeler yapması mümkün müdür? Ancak aynısı Öcalan ile yapılıyor ve bu da bahsettiğim farklı karakter muhtevasına işaret ediyor. Ancak bu eşitleme yapıldıktan sonra, hükümet de dünyadaki tüm barış süreçlerinde olduğu gibi kamuoyu algısını iyi yönetmek ve dengelemek zorunda olduğundan bir yandan Öcalan'la masaya oturup, diğer yandan örneğin Başbuğ'un 'terör örgütü lideri' sıfatıyla hapiste olmasını izah etmeye çalışmak zorunda kalıyor.

Bu analizi yaptıktan sonra, kaygı duyduğum bir noktaya işaret etmem gerekiyor. Zira darbe ihtimalinin sona erdiğine inanmıyorum. Özellikle Ergenekon ve diğer darbe davalarına yönelik söylemlerde özen gösterilmesi ve herhangi bir şekilde ucu iade-i itibara varacak tavırlardan kaçınılması gerektiğine inanıyorum. Türkiye, son on seneyi hiç kolay atlamadı ve bu noktaya büyük zorluklarla geldi. Üstelik daha yolun sonuna da gelmiş değiliz. Tüm kazanımları heba edecek bir noktaya savrulmamak için dikkatli olmak gerekiyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89