Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘İskele-Sancak’ programında ‘Kürt sorunu’ ve terör konusundaki soruları cevaplarken söyledikleri önemliydi, önemine uygun ilgiyi de gördü. Ancak sorunun esas muhataplarının işin ciddiyetini tam anladıklarından kuşkuluyum.
Terör örgütleri neden eylem yaparlar? Dertlerini başka türlü anlatamadıkları için... Genellikle devletler terör örgütlerine kulak tıkar, mesajlarını işitmezden gelirler. ‘Teröristle konuşulmaz’ diye bir de genel kural vardır. Önündeki bütün yolların kapalı olduğunu gören terör örgütü varlığını tanımayan, mesajını işitmezden gelen devlete, giriştiği eylemlerle varlığını hatırlatır, onu mesajını dinlemeye zorlar...
Her terör örgütünün, hatta her eylemin içsel mesajı budur...
‘Teröristle konuşulmaz’ kuralı çok keskin görünse de devletlerin perde gerisinden veya bir başka devlet aracılığıyla örgütle görüştüğü olur. İngiliz devleti IRA’yla, İspanya ETA’yla perde gerisinden görüşmüştür. Aracılık denildiğinde de akla Norveç gelir. İsrail ile Filistin arasında Dayton sürecini başlatan Oslo’da yürütülen gizli müzakerelerdi.
‘Oslo süreci’ denilen ucu açık görüşmeler böyle bir siyasi arka-plana dayanıyor...
ABD de Afganistan’da baş edemediği Taliban temsilcileriyle değişik yerlerde görüşüyor...
Tayyip Erdoğan’ın ‘kanlı eylemlerin durması’ ve ‘silâhların bırakılması’ şartıyla ikili veya üçlü görüşmelerden kaçınmadıkları ve kaçınmayacakları açıklaması, devlet adına yapılan bu açıklama, ülkeyi kana bulayan teröristleri -eğer bunun ne anlama geldiğini tam kavrayamazlarsa- açığa düşürecek bir girişim.
Hep perde gerisinden veya bir başka ülke aracılığıyla ‘gizli’ yürütülmüş ve ancak iki tarafın kalıcı olacağını umdukları bir noktaya varıldıktan sonra açıklanan bir faaliyeti, ilk defa, bir devlet, halkının bilgisine sunuyor...
‘Halk’ kitlesinin içerisinde terör örgütünün uğruna kan döktüğü iddiasında olduğu Kürtler de var...
Daha açık yazayım: Düne kadar ‘devlet taleplerimize kulak tıkıyor’ gerekçesi arkasına sığınabilirdi PKK; Başbakan Erdoğan’ın başka hiçbir anlama çekilemeyecek açıklamasından sonra artık elinde böyle bir mazereti bulunmuyor. Kürtlerin derdi neyse, ne isteniyorsa bundan böyle kansız yöntemlerle onları dile getirebilecekleri bir zemin var.
Kan dökmeye devam etmesi PKK’nın, temsil ettiği iddiasında bulunduğu, uğruna kan döktüğünü ileri sürdüğü Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt vatandaşlarıyla arasını daha da açacaktır. Kendi militanlarına, dağa çıkmış gençlere derdini anlatmakta zorlanacağını tahmin etmek hiç de zor değil PKK’nın...
PKK için esas sorun, eğer bu mesajı almaz ve kanlı eylemlere devam ederse başlayacaktır. Başbakan Erdoğan’ın açık-seçik mesajının hemen yanıbaşında teröre destek çıkan yabancı ülkelerin varlığından söz ettiğini de unutmayalım. Başbakan ülkelerin bazılarının adlarını da verdi.
Ad vermesi adını vermediği destekçi ülkeler için de bir uyarıdır.
Şimdi ne olacak?
Türkiye’nin iyiliğini istemeyen ülkelerin ‘taşeronu’ olduğu görüntüsünü umursamadan kan dökmeye devam edecek midir PKK; yoksa muğlaklığın ortadan kalktığı günümüz ortamında, sonuçta militanlarına silâh bıraktırmayı da göze alabileceği farklı bir sürecin parçasına kendisini dönüştürmeyi başarabilecek midir?
Zorda olan bundan böyle PKK’dır...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.