Türkiye’den yola çıkıp eski tabiriyle “okyanus ötesi”ne gitmek isteyen yolculara tavsiyem, harita üzerinde bir yolculuk için bile Türk Hava Yolları’nı tercih etmeleridir. Çünkü yolcularına vişne suyu ve fındık ikramı yaparak gurbet acısını dindirmekte üstüne yoktur. Yıllarca fındık lobisinin reklamları ile yolcuların milli duygularını ayakta tutmuştur. New York’a varınca, filmlerden bildiğimiz Özgürlük Anıtı’nı görmüş gibi yapmalı. Ne de olsa, Amerika’dan göze ilk batan şey odur. Sonrasında JFK havaalanı ve Manhattan gelir. Sarı taksiler ve gökdelenlerin boşluklarını doldurduğu ızgaravari yapısıyla bu ada şehir, misafirlerini aceleye gelmiş birkaç peşin iltifata zorlayabilir. “Adamlar yapmış abi”li “sistem” analizleri, hakikati hayalle eşleştirme muhasebesine eşlik edecektir. Yeni kuşak yolcuların artık yavaştan “aslında biz bunlardan daha iyiyiz” demelerine az kalmıştır. New York da elbet bir gün fetholunacaktır. Şimdi sıra Amerika’nın New York dışında kalan kısmına gelmiştir.
New York’tan çıkar çıkmaz Amerika’nın Türkiye’deki haritasına göre en büyük eyaleti olan Pennsylvania çıkar karşınıza. İsimdeki baş harf paralel’liği dikkat çekicidir. Pennsylvania, hem büyüklüğü hem de önemi açısından Amerika’nın kalbi gibidir. Bu dev eyaletin ortasında ise dev bir çiftlik vardır. O çiftliğin ortasında da saray yavrusu bir ev. Evin sahibi, bütün Amerikalıların mahalleli gibi tanıdığı Fethullah Gülen’den başkası değildir. Ev ama saray gibi. Zaten Amerikalılar gariptir: Saraylarına ev derler (böylece White House’un Türkçeye neden Beyaz Saray olarak çevrildiği saklı gerçeğini de ilk kez deşifre etmiş oluyoruz. Artık Beyaz Saray ile Gülen’in kaldığı ev arasında bir bağlantı kurmak zor olmayacaktır).
Gülen’in yaşadığı bu çiftliğin çevresindeki araziler IKEA’nın araba park yeri gibidir. Çiftliğin etrafı CIA, FBI, NSA veya NASA (farketmez) ve Home Depot mensubu bilumum Amerikalı görevliler ile çevrilidir. İçerideki Türkiye havası dışarı sızmasın diye adamlardan biri girer, biri çıkar. Fethullah Gülen’in mahalle marketine alışverişe ne zaman gideceğinden, teheccude ne zaman kalkacağına kadar tüm teknik konular Amerikalılar tarafından belirlenir. Diyalog ve hoşgörü ne demek, anladın sen onu! Pennsylvania’daki bu çiftliğin büyüklüğü konusunda size bir fikir verecek bir olay: Yakın zamanda Fethullah Hoca’yı protesto etmek isteyen yurttaşlarımız, Temel ile İdris misali, yolun yarısında yorulup protestolarını birkaç mil beride muhatabın gıyabında ifa etmek zorunda kaldılar. (Amerikalıların Washington ve Pennsylvania arasına neden gizli bir metro hattı olan ParalelPenn’i döşemek istediği de böylece anlaşılmıştır).
Washingtondediğin başkent olsa da medeniyet havzası cetvelle çizilmiş daracık bir yerdir. Obama’nın ikamet ettiği beyaz evin olduğu yer burasıdır. Türkiye oradan nasıl görünüyor sorusu sürekli cevabı aranan mühim bir sorudur. Oradan teleskopla bakınca dünyadaki en büyük ve tek büyük ülke olarak Türkiye görünür. Beyaz Saray’da dizili yüzlerce klasörden sadece bir tanesinin üzerinde “Türkiye” yazıyor olsa da Amerikalıların gizli dolaptaki klasörlerinin çoğu Türkiye ile ilgilidir. Buna Türkiye’den Washington’a yolu düşen özgür gazeteciler şahittir. Akşam kaldıkları otelden bile Türkiye’nin nasıl göründüğünü çok rahat anlatabilirler. Washington’da hava parçalı bulutludur.
Amerika haritasının kalan kısmında birkaç eyalet vardır. Bunlar da Pennsylvania ile Pacific Okyanusu arasına sıkışmış, üzerlerinden uçakla geçilesi çiftliğe benzer boş eyaletlerdir. Türkiye’den bakan yolcular için görüldüğü üzere Amerika bitmiştir. Türkiye’de Amerikan haritası burada tamam oldu. Here be dragons!
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.