HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Cizre’de olanlar için “iki tarafa da sızanların oyunu” dedi. PKK-HDP çizgisindeki siyasi hattan buna benzer başka açıklamalar da geldi.
HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’na göre ise sızma var ama tek taraflı. “Biz merkezde ve yerelde tüm üyelerimizi tanıyoruz. Sızma varsa da onlarda” diyor. Sözlerinde samimi iseler kendi tabanlarına dönüp bakmaları gerektiğini söylüyor, Hatip Dicle’nin Ekim ayında yaptığı bir açıklamayı da hatırlatarak.
Bahsettiği açıklamayı DTK Eş Başkanı Hatip Dicle 17 Ekim’de yapmıştı. Demirtaş’ın sokak çağrısıyla gelişen ve 6-8 Ekim’de bir anda bütün bölgeyi ateşe verip 40’tan fazla insanın canını alan sorumsuzluğun ardından yani.
Kürtlerin arasına sızın!
Fethullah Gülen’in KCK operasyonlarıyla ilgili bir ses kaydını dinlediğini, Gülen’in o konuşmasında “Kürt kurumlarına sızın, halktan yana dürüst insanları itibarsızlaştırın” dediğini aktaran Dicle’nin devamında söyledikleri ise bugün yaşadıklarımıza ışık tutabilmesi açısından dikkate değer. Şöyle diyor Dicle:
“Biz bu bölgede JİTEM gerçeğini yaşadık. Bakın KCK operasyonları sırasında 8 bin kişi tutuklandı, gözaltına alındı. Biz il ve ilçelerde görevlendirecek kimse bulamaz hale geldik. KCK operasyonlarını yapan paralel devlettir. Devlet içinde devlet olmaz. Devlet tabii ki kendini temizleyecek. Tek suç unsuru yokken beni 4 buçuk yıl hapis yatıranlar da onlar. Bu sayede bir taşla üç kuş vurmak istediler. Hem PKK-Hizbullah çatışması çıkacak, hem çözüm süreci çökertilecek, hem hükümet zorda kalacaktı.”
Farklı Kürt siyasi çevrelerde buna benzer bir yorum az ya da çok her zaman yapıldı. Hele de paralel yapının amaç için her yolu mubah gördüğü iyice görünür olmaya başladıktan sonra. TSK’ya, Emniyet’e, TİB’e, TÜBİTAK’a, AYM’ye, HSYK’ya vd. nasıl sızdığı, cepheden mücadele etmek yerine içerden ele geçirmek marifetiyle yol aldığı da ortada bu yapının. Üstelik sadece devlet kurumlarına değil sivil toplum yapılarına da göz koydukları tecrübeyle sabit. Yargıda hakimiyet kurabilmek için YARSAV’ı, YARGISEN’i nasıl bir taktikle cemaat kuruluşu haline getirdiklerini her ikisinin de kurucu üyesi olan Abbas Özden hâlâ hayretler içinde anlatıyor mesela.
Aynı şekilde illegal bir yapı içine de sızmak istemeyeceklerini kim söyleyebilir?
KCK operasyonlarının hedefi
Emniyet ve yargı içindeki paralel cunta, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarını elindeki yetkiyi kendi adamlarının önünü açmak, rakip gördüklerini diskalifiye etmek için kullandı. Yeni hukuksuzluklar üreterek haklı davaları haksız konuma getirdi. KCK operasyonlarının da kendi amaçlarına ulaşmakta kamuflaj olarak kullanıldığı görülüyor. Birkaç başlık sayılabilir bunun için.
BİR: 2009’da başlayan KCK operasyonlarındaki kasıtlı bir gösterişle Hükümetin Kürt meselesini siyaset dairesinde çözme kararlılığında ters etki yaratmak.
İKİ: Elleri önden kelepçelenmiş yüzlerce insanın fotoğraflarını basına servis ederek Kürt sokağını rencide edip hiddetlendirmek ve şiddeti onlara tek seçenek kılmak.
ÜÇ: Sekiz bin kişiyi içeri alarak dışarıda sivil siyaset yapacak adam bırakmamak ve Kürt siyasi hareketinde illegal yapıları öne çıkarmak.
DÖRT: Şiddetsiz çözümün yolları aranırken her şeyi sil baştan çözümsüzlüğe çevirmek.
BEŞ: Hatip Dicle’nin iddiasından hareketle söylersek Kürt siyasi hareketi içinde boşalan alanlara -kime hizmet ediyorsa onun talimatı gereği- kendi adamlarını yerleştirmek.
KCK’nın gençlik yapılanması YDG-H’nın Şubat 20013’te yani çözüm süreci başladıktan sonra, Öcalan’ın “silah miadını doldurmuştur” dediği Newroz mektubundan önce, ilginç bir zamanlamayla kurulduğunu da hatırlatalım. Bu iddianın muğlaklıktan kurtarılması, varsa gerçekliğinin ortaya konması gerektiği aşikar. Kürt siyasi hattının hem bunu açıklığa kavuşturmaları hem de kendi içlerinde çözüm sürecini zora sokacak, adımları akamete uğratacak eylemlere öbeklenmelere izin vermeyecek bir dikkat geliştirmeleri de öncelikli sorumlulukları.
NOT: Yeni yıl hepimize, ülkemize, bölgemize, dünyamıza mutluluklar getirsin, savaşlar, acılar, adaletsizlikler son bulsun inşallah.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.