Menfur darbe girişimi ağır bir insani bedel ödenerek bastırıldı ama batan geminin geride bıraktığı anafor gibi, ardında büyük bir karmaşa, tedirginlik ve birçoğunun yerindeliği şüpheli karşı önlem furyası bıraktı. Tasarlayanları ve uygulayanları kim olursa olsun, böyle bir darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandığında olağanüstü önlemler almak doğaldır. Darbe başarılı olsaydı akacak kanı hatırlatmaya gerek yok. Hayatta kalmış olanlar bugün bunları ne konuşuyor ne yazabiliyor halde olacaktı.
Olağanüstü hal kararı hükümet tarafından hemen değil, darbe bastırıldıktan dört gün sonra alındı. Çünkü bu kararın esas amacı, darbenin olası artçılarına karşı önlem almak değil, darbe sonrası başlayan arındırma operasyonunu kolaylaştırmaktı. Birkaç gün içinde ortaya çıkan on binlerce kişilik şüpheli listeleri içinde, çok büyük ağırlıkla Gülen Cemaati ile az veya çok, yakından veya uzak bir gönül bağı, menfaat, destek ilişkisi olmuş kişilerin yer aldığı anlaşılıyor. Darbenin beyin takımı ve asli uygulayıcılarının bu cemaat çevresi olduğu iddiası yürürlükte olduğuna ve bu konuda güçlü karineler bulunduğuna göre, bu karşı darbenin çok büyük oranda Gülen Cemaati ve mücavir alanına yönelmesi kaçınılmazdı. Buna karşılık bu darbe teşebbüsüne ordu içinde sadece Gülenci subayların katılmadığını, bu iş için gençliğinden beri formatlanmış standart TSK subaylarının da bu darbede aktif rol oynadıklarını bugün ne iktidar ne muhalefet dile getirmek istiyor. Demokratik muhalefetin bunu da ısrarla sorgulaması gerekmez mi?
Olağanüstü hal ilanı karşısında şaşırmak değil, bu yönetim tarzının sonuçlarından endişe etmek ve bu sonuçlara karşı demokratik muhalefetin bütün enerjisini teksif etmesi gerekiyor. Demokratik gelenekleri güçlü, güçler ayrılığı ilkesinin gerçekten çalıştığı, kamu bürokrasisinin büyük bir oranda partizanlığa değil liyakata dayandığı bir ülkede, olağanüstü hal temel hak ve özgürlükleri zedeler. Otoriter bir rejimde ilan edilen olağanüstü hal ise otoriter rejimi katmerleştirir, hiper otoriter bir rejim yaratır. OHAL’in nasıl işlediğini, bunu yıllarca yakından tanımış, mağdur olmuş olan Türkiye’nin Kürt illerinin sakinleri biliyorlar. OHAL uygulamaları, OHAL ilan edilmeden önce işlenen vahim hak ihlallerine ilave olacak.
Tayyip Erdoğan ve AKP yönetimi, “ne istedilerse verdikleri” çevrede yer alanları, veren el kendileri oldukları için elbette çok iyi biliyorlardır. Ancak Gülen Cemaati sempatizanı olmak veya bu cemaatin desteğiyle bir mevkiye gelmiş olmak, sınav sorusu hırsızlığına, iktidarla elbirliğiyle yapılan hüllelere ve benzeri yasadışı işlemlere dayanmıyorsa, hiçbir koşulda suç teşkil etmediğini, etmeyeceğini demokrat muhalefetin ısrarla dile getirmesi gerekiyor. X spor kulübü darbe teşebbüsünde bulunsa, bu kulübün bütün sempatizanları suçlu veya zanlı olabilir mi?
Bu son derece kapsamlı temizlik operasyonu, AKP iktidarının yıllarca çok yakın işbirliğinde oldukları için yakından tanıdıkları ve şimdi gerçekten çok korktukları Gülen Cemaati üyesi ve sempatizanı kadroları temizlemekle yetinmiyor. Bütünüyle dağılmış durumda olan devlet kurumları yeniden düzenlenirken, yaratılan büyük boşluğun gerçek bir AKP devleti kurulması yönünde doldurulması, tanzim edilmesi hedefleniyor. Dünkünden de daha yekpare bir AKP devleti kurma olanağı veriyor.
Demokrasi hattında mücadele bugün Türkiye toplumunun parlamenter rejime, yönetimin serbest seçimlerin sonuçlarına dayanmasına ve halkın az veya çok ve motivasyonu ne olursa olsun, darbecilere karşı sokağa dökülmüş olmasına sırtını vermelidir. İktidarın liyakat yerine partizanlığa yıllarca göz yumması, hatta bu konuda yakın işbirliği içinde olmasının bugünkü felaketin kaynağında yer aldığı ısrarla dile getirilmelidir. “Yüzü Kıble’ye dönük olma”, “alnı seccadeye değme” veya “adamımız olma” anlayışına dayalı bir devlet örgütlenmesinin, kabile devleti yaratmanın yanında, nasıl büyük bir güvenlik zaafı içinde olduğunu çok açık biçimde gördük. Bunun farklı aidiyet simgeleriyle (Erdoğan’a biat, Milli Görüş kökeni, aile referansı, parti referansı, vs...) yeniden tesis edilmesi riski çok büyük.
Buna karşılık Tayyip Erdoğan’ın muhalefetin sırtına keyfine göre yükleyeceği bir kambur kalmadı. Şimdi muhalefet iktidardan çok daha güçlü bir sesle ve meşruiyetle hesap sorma, karşı çıkma ve demokrasi patikasına dönüşü talep etme olanağı elde etti.
Şimdi hem otokrasiye çok daha yakınız hem de buna karşı mücadele etmenin siyasal-toplumsal zemini daha güçlü.
- BIST 9490.9
- Altın 4134.156
- Dolar 38.4153
- Euro 43.6211
- İstanbul 11 °C
- Diyarbakır 15 °C
- Ankara 10 °C
- İzmir 14 °C
- Berlin 10 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Otokrasi riski ve direnme imkânları

Ahmet İnsel / Cumhuriyet
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Paris’te üç Kürt kadın öldürülmüştü...07 Ocak 2017 Cumartesi 10:44
- Halep kurtuldu mu, düştü mü?24 Aralık 2016 Cumartesi 12:30
- Üç milyar Avro’ya ne oldu?10 Aralık 2016 Cumartesi 10:17
- Tarih tekerrür mü edecek?29 Ekim 2016 Cumartesi 09:39
- Güçlünün devleti güçlünün hukukudur27 Eylül 2016 Salı 13:34
- FETÖ/PDY iddianamesinin kör açısı17 Eylül 2016 Cumartesi 09:14
- Terörden başka örgütlü suç olamaz mı?16 Ağustos 2016 Salı 08:07
- Darbeyle ilgili organize belirsizlik26 Temmuz 2016 Salı 09:42
- İç savaş, darbe ve otokrasi üçgeninden çıkmak19 Temmuz 2016 Salı 09:59
- Panama Belgeleri: Yokmuş Gibi Yapma Zamanı!07 Temmuz 2016 Perşembe 14:15
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.