İki manşet... İlki Yeni Şafak Gazetesi'nin, ikincisi Taraf Gazetesi'nin...
"Failler malum, ama devlet sırrı..."
"Tarık Ümit'in gömüldüğü yeri gösteririm..."
Gazeteciliğin önemi ve işlevini gösteren manşetler bunlar.
Bir süre önce bir mahkeme heyeti içlerinde Tarık Ümit'in de bulunduğu faili meçhul cinayet dosyalarından tutuklanan sanıkları için tahliye etme kararı vermişti.
Önemlisi bu karar değil gerekçesiydi. İtiraf eden bir polisin, Ayhan Çarkın ifadesi dışında delil olmadığını ve bu ifadenin de "soyut" olduğuna hükmetmişti mahkeme...
Ayhan Çarkın halen tutuklu, daha doğrusu o davanın tek tutuklusu...
Faili meçhul cinayete kurban giden Namık Erdoğan'ın avukatı Yaşar Sayın aracılığıyla Taraf Gazetesi'nin sorularına yanıt vermiş.
Diyor ki,
"Ben, infaz edildiği yeri, cesedinin gömüldüğü yeri gösteririm. DNA testi yapılır. Durum ortaya çıkar"...
"Topal cinayetinin perde arkasını en iyi bilen isim Mesut Yılmaz'dır. Yılmaz'da cinayetine ilişkin tüm belgeler var. Söz konusu dokümanların bir kısmı Uğur Dündar'da da var Topal cinayetiyle ilgili asayiş polisleri tarafından alınmış kamera kayıtları var"...
"Eymür ifadelerinde kıvırmış. Sanki o dönem olan bitenleri sonradan öğrenmiş, olaylara hiç karışmamış, dışarıdan izleyen öğrenen biri gibi anlatmış. Oysa olan bitenin merkezinde kendisi de vardı"...
Bu sözleri, Çarkın'ı soyut bulmak için, ciddiye almamak için gerekçe ne?
Abdülkadir Aygan, JİTEM'e çalışmış bir itirafçı, anlattıklarıyla, mezar yeri tarif etmesiyle, kimi kayıpların cesetlerine ulaşılmasına zemin hazırlamamış mıydı?
Çarkın diyor ki, "1992'de İstanbul'da gözaltına alınan iki öğrenci Hüsamettin Yaman ve Mehmet Soner Gül, özel harekât polisleri tarafından infaz edildi. Öğrenci Ayhan Efeoğlu ise 6 Ekim 1992'de yeni polislerle kaçırıldı. Efeoğlu'nu ben elimle gömdüm, üçünün de infaz yerini gösterebilirim..."
Ve Yeni Şafak...
Murat Aksoy'un, Susurluk günlerinin ünlü İnsan Hakları Komisyonu Başkanı eski RP'li Mehmet Elkatmış'la yaptığı röportaj...
Şöyle diyor Elkatmış:
"Bizzat Başbakan Tansu Çiller'in varlığını duyurduğu bir ölüm listesi. Tansu Çiller, 'PKK'ya yardım ve yataklık yapan kişilerin isimlerini biliyoruz. Listesini hazırladık' diye bir açıklama yaptı ve 50-70 kişilik bir listeden bahsetti. Ve o listede olanların bir kısmı öldürüldü.
Aksoy soruyor:
Kim hazırlayabilir böyle bir listeyi?
Cevap:
"Bu devlet kademelerinde hazırlanan bir listedir. Bu listeyi ne tek başına Ağar ne de tek başına Çiller hazırlayabilir. Bu listeyi Jandarma, JİTEM, Emniyet hazırlamış ve MGK da onaylamıştır. Ölüm emirleri MGK kararıyla olmuştur. Böyle bir listeyi yapan devlet, hukuk değil çete devleti olabilir ancak..."
Devlet içinde kontrgerilla değil, kontrgerillalaşmış devlet...
Yeni Şafak ve Taraf'ın işaret ettiği gerçek çıplaktır:
Suçlu olan kişiler değil devlettir, sorun devlet içi kaçaklar değil politikalar, o politikaları yürüten kurumlardır...
Bunlarla hesaplaşmadan yapılacak temizlik olsa olsa "gücün yer değiştirmesi" olur...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.