• BIST 9739.72
  • Altın 3074.726
  • Dolar 35.469
  • Euro 36.6201
  • İstanbul 6 °C
  • Diyarbakır 2 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 8 °C
  • Berlin 4 °C

Öcalan'ı tecrit etmek, kavgaya davetiye

Oral Çalışlar

Türkiye'nin içinden geçtiği şu kargaşalık ortamında, Öcalan üzerindeki ambargonun kaldırılması bir 'adım' olabilir.

Bugüne kadar Türkiye’ye egemen olan militarist yapı, belki de en çok, Kürt sorununun barışçı çözümüne engel olmak için enerji harcadı. ‘PKK’yı askeri yollarla yok etme’ düşüncesi, ‘Türk militarizmi’nin son yıllardaki temeliydi.

Bu çizgideki yoğun ısrar, militarist çekirdeği topluma giderek iyice düşman hale getirdi. Militaristlerin halka olan düşmanlıkları, yalnızca PKK’yı, BDP’yi, bölgedeki nüfusu değil, barışçı ve insani talepleri olan tüm toplumsal kesimleri kesintisiz şekilde hedef alan bir derinlik kazandı. Sonuç; büyük insanlık suçlarına, büyük insanlık dramlarına rağmen koca bir sıfır oldu. Türkiye’deki ‘geleneksel militarist elit’in çöküşünün belki de birinci nedeni, Kürt sorunundaki yanlışlardı.

AK Parti hükümeti, iktidara geldiği ilk yıllarda, bu sorunun ‘zor’la çözülemeyeceğini, diyalog ve müzakereye yönelmek gerektiğini ifade eden yaklaşımlarıyla dikkat çekti. O zaman çok güçlü değildi. Kendi iktidarı da militarizmin tehdidi altındaydı. Bazı noktalarda yeterince cesur bir duruş sergileyememiş olması, yeterince hızlı adımlar atamamış olması bu bağlamda değerlendirilebilir.

Şimdi durum farklı. ‘Geleneksel militarist elit’in (ve onun bürokrasideki, burjuvazideki, medyadaki uzantılarının) büyük oranda kontrol altında alınabildiği bir dönemdeyiz. Hükümetin eli çok daha güçlü. Bu nedenle, ‘mahalle baskısı’nın, militarizmin engellemelerinin vb. bertaraf edilmesi çok daha kolay. ‘Sorunu müzakere yoluyla çözme’ noktasında, hükümetin gücü ve imkânları, daha önce hiç olmadığı kadar geniş. Eskiye oranla çok daha sağlıklı olan bu zeminden artık barışın doğması gerekmiyor mu?

Çözüm, fedakârlık gerektiriyor

Böyle bir ortamda hükümet, Öcalan’ı avukatlarıyla görüştürmeyerek, kendi ilişkilerinden tecrit ederek, gerginliğin tırmanmasına neden olabilecek bir yol izliyor. Kandil’e ve çevresine yönelik bombalamalar da sorunu iyice masadan uzaklaştırıcı bir etki yapıyor. Bu yolların hiçbirinin PKK şiddetinin sürmesini engelleme garantisi yok.

Öcalan, “Ben PKK’nın dağdan inmesini bir haftada sağlayabilirim” dedi. Onun PKK üzerinde, BDP üzerinde, bölgedeki geniş kitleler üzerinde hâlâ önemli bir etkisinin olduğunu hükümet de biliyor, biz de biliyoruz. Siyasette zamanlama önemlidir. Zamanlamayı doğru yaparsanız, doğru sonuçlara varmanız daha kolay olur. (Öcalan’ın “Hükümetle anlaştık” demesinin ertesi günü Silvan saldırısının yapılması, ister istemez “PKK bunu neden yaptı” sorusunu gündeme getirmişti.)

Öcalan’ın konumu, tarihi liderlik geleneğinden geldiği gibi, Kürtler içindeki değişimi ve çözüm isteğini Kandil’e oranla daha doğru okuyabilmesinden de geliyor. Öcalan, bugün PKK üzerinde önemli bir etkiye sahip, yarın bu etkinin kırılmayacağının garantisi yok. PKK içindeki çözüm karşıtı eğilimin -ki örgütü iyi tanıyanlar bu konuda dikkat çekici saptamalarda bulunuyorlar- güçlenmesi veya zayıflaması, Türkiye’nin tutumundan doğal olarak etkileniyor.

Öcalan’la müzakerelerin sürdürülmesi, Kürtler içindeki barışçı çözüm isteğini güçlendirebilecek ve PKK’nın şiddet eylemlerine başvurmasının zeminini daraltabilecek yollardan biri olma özelliğini koruyor. Diyalog, çatışma halindeki güçler arasında da kullanılan bir yöntemdir.

Başbakan’ın, önceki günkü konuşmasında BDP’lileri Meclis’e çağıran üslubu, meseleyi görüşme zeminine çekmek açısından olumlu bir çıkış noktası olarak değerlendirilebilir. Müzakereyle sorunu çözmek, siyasi açıdan bakıldığında, silahları konuşturmaktan daha riskli ama daha kalıcı sonuçlar yaratabilen bir yöntem.

Şu kargaşalık ortamında, Öcalan üzerindeki ambargonun kaldırılması bir ‘adım’ olabilir.

İyi bayramlar dileğiyle...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89