• BIST 9275.5
  • Altın 3741.672
  • Dolar 37.9799
  • Euro 41.8144
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 16 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 11 °C
  • Berlin 12 °C

Öcalan PKK'yı değiştiriyor

Mahmut Övür

Ankara, şu sıralarda düşük yoğunluklu bir siyaset izliyor. Yüksek sesle konuşmadan İmralı sürecini inşa ediyor.

Bu nedenle AK Parti çevresinde ve devlet katında eskisiyle kıyaslanmayacak bir "umut" var.

Durumu Başbakan Erdoğan'ın önceki gün bir televizyonda söylediği şu sözler özetliyor:
"Doğrusu son dönemdeki görüşmelerde, olumlu gelişmeler var."

Süreci diğerlerinden ayıran en önemli yan ise, devletle Öcalan'ın ortak tasavvur olarak nitelenen "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" noktasında buluşması...
Başbakan Erdoğan bu konuya da o konuşmasında açıklık getirdi:

"Ortak akıl oluşturulduğu anda sorun çözülür. Gelin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı adı altında toplanalım. Türküyle, Kürdüyle..."

Peki Öcalan bu noktaya geldi mi?

Aslında Öcalan, 1988'den sonra benzer bir arayışı sürdürmüş ama bir karşılık alamayınca o arayışı fikir düzeyinde kalmıştı. Şimdi durum çok farklı... Muhatap eskisi gibi askerler değil siviller. Siyasi iradenin sivil olması Öcalan'ı da rahatlattı.

Bugün Öcalan'ın savunduğu demokratik üniter yapı ve anayasal vatandaşlık kavramının temeli bir hayli eskilere uzanıyor.

Öcalan, Cengiz Kaçmaz'ın yazdığı "Öcalan'ın İmralı Günleri" adlı kitabında 26 Mart 2003'te bölgedeki gelişmelerin seyrini şöyle anlatıyor:

"Ortadoğu'da gerici diktatörlükler çözülecek. Ortadoğu'daki rejimleri kimse kaldıramıyor, bu rejimler aşılacak. Emperyalist kapitalist sistem ile Ortadoğu çelişiyor. Ya ABD'nin yeni adamları devreye girecek ya da halkların demokratik baharı gelişecektir. İkisi de zor gelişecek. Şimdi yaşanan ara dönemdir."

Öcalan'ın bu fikrinin netleşmesinde "devlet adına" görüşen MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ciddi katkısı olduğu da bir gerçek...

Oslo'da da, son dönemdeki görüşmelerde de Fidan'ın, ısrarla "silahlı mücadeleyle değil sivil siyasetle başarıya ulaşılabilir" tezini savunduğu biliniyor.

Son görüşmelerden yansıyan bir anekdot bunu doğruluyor:

Fidan'ın şu tespiti ve Öcalan'a sorusu, sürecin kilidini açan soru olarak konuşuluyor:
"PKK'ya dışarıdan bakın. Elinde silahı var ve güçlü bir örgüt görünüyor. Ancak durduğu yer yanlış... Ortadoğu'da diktatörlerin yanında yer alıyor. Bu durumda Mübarek veya Esad'dan daha mı güçlü ki başarıya ulaşsın?"

Yeni İmralı süreci, işte bu temel fikri altyapı üzerinde yürüyor. Ana muhalefet ve Kürt sivil siyasetçileri bunu anladığında süreç çok daha kolay yürüyecek.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • delil27 Ocak 2013 Pazar 15:24körlük

      tc nin elindede silah var, ABD den daha mı güçlü ki,değişmeden ayakta kalabilsin. ABD sistemi ekonomik olarak tamamen çöküşe doğru giderken nasıl olurda asalakları ayakta kalır. Mısır, Ürdün, Pakistan TC ABD olmadan ayakta kalabilirmi en azından köklü olarak değişmeden. türkiye için avrupa birliği üyeliğini uydurdular, oda avrupa bu plana yanaşmıyor.

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89