Yıllarca, Kürt siyaset geleneğinin kongrelerinden Türkiye medyasına yansıyan manşet “Öcalan gölgesi” ifadesi olmuştur. Kürt siyasi partilerini Öcalan gölgesinden kurtarma(!) hevesi ile özenle seçilmiş başlıklar, dönemin psikolojik harp stratejilerini de yansıtıyordu.
Öcalan’ı hatta posterlerini peşinen suç unsuru sayan algı, güya legal Kürt siyasetçilerine tavsiye ile tehdit karışık mesajında “yine mesafe koymadınız” notunu veriyorlardı.
Barış sürecinin ortaya çıkarttığı en önemli sonuçlardan birisi, Türk kamuoyunu yönlendiren aktörlerin Öcalan üzerinden yürüttükleri kampanyanın temel konseptinin değişmiş olmasıdır. Aslında “Öcalan olmasa sorun çözülecek”, “Öcalan’a mesafe koyabilseniz bütün mesele bitecek” noktasından tam tersi bir noktaya geldik. Neredeyse “Öcalan olmasa bu iş yürümeyecek”, “Öcalan’sız barış süreci yönetilemeyecek” dozunda mesajlar HDP kongresi ile ilgili değerlendirmelere de yansıyacaktır.
HDP’nin bizatihi kendisinin bir Öcalan projesi olarak pratik örgütlenme imkanı bulması, herkesin malumuyken hala eski argümanları dayatmanın imkanı kalmadı. Öcalan’ın mesajındaki, Kürt siyasetinin Kürt milliyetçiliği kıskacından çıkarılmasını, Türkiye demokratikleşmesiyle ilişkilendirmesi ve Türk milliyetçiliği kuşatmasından kurtarılması ile birlikte ele alması kongreye damgasını vurdu.
Bu cesur ve açık mesajın, önümüzdeki dönem siyasal çözüm tartışmalarının anahtar cümlesi olacağı açıktır.
Artık sadece Kürt siyaseti üzerinde değil Türkiye siyaseti üzerinde de bir Öcalan gölgesinden söz etme nezaketsizliği gösterilmezse geriye açık bir gerçek çıkmaktadır.
Öcalan, artık sadece posterleri dolayısı ile Türklerin zihin dünyasında “öcüleştirilen(!)” bir sembol olmaktan çıkmış Türkiye kamuoyunun barış umutlarına hitap eden stratejik hamleleri ile sembolleşmeye başlamıştır. Kürt siyaseti ile birlikte Türkiye siyasetine yön veren hamleleri ile Öcalan, sadece devletin muhatabı değil Türkiye toplumunun da muhatabı haline gelmektedir.
HDP bu açıdan somut bir zemin inşa etmenin yükünü omuzlamıştır.
Kongre salonunda en büyük coşku odağının Öcalan olduğunu herkesin gözlemleyebileceği bir tablo vardı. Bu sefer asılmaya çalışıldığı için engellenen posteri ile değil bizatihi projeye ışık tutan mesajı ve kararlı tutumu ile kongreye damgasını vuran bir Öcalan portresi var önümüzde.
HDK ve HDP, geçiş dönemi sancılarını kolay atlatır ve toplumsal alanlara girmeyi başarabilirse Öcalan bunun önünde bir engel değil aksine kolaylaştırıcı konumundadır.
Türkiye siyasetinin başka görünen bir alternatifi olmadığını artık herkes ifade etmektedir.