Dün PKK’ya yakın Fırat News, Kuzey Irak’a giden BDP milletvekillerinin Kandil ziyaretinden bir resim yayımladı.
Aslında resim Kandil’den mi, yoksa Mesut Barzani’nin Selahaddin’deki o gösterişli misafirhanelerinden birinde mi, bilemiyoruz.
Ama sembolizm yüklü, anında insanın zihnine anında kazınan, muhtemelen de çok tartışılacak bir kare bu.
Bir defa Murat Karayılan ve PKK’lıları, ilk kez bir toplantı masasında görüyoruz! ‘Ne var bunda?’ demeyin. Geçmişte PKK komutanları hep kırsalda, haki üniformalarıyla resim verdiler. Her ne kadar yine haki üniformaları giymiş olsalar da, bu kez ellerinde kalaşnikof değil not defteri var. Bu bir iradeye işaret ediyor.
Karayılan, Kandil’in primus inter pares’i, yani Latince ”eşitler arası birinci” yetkilisi, masanın en başında. Hemen arkasında, kocaman bir Abdullah Öcalan posteri. Karayılan belli ki ‘Öcalan Kandil’e karşı’ görüntüsünü bertaraf etmek istiyor. Kadrajın hemen sağındaki Sabri Ok. Birinci Oslo sürecinin müzakerecilerinden, devlet açısından ‘konuşulabilecek’ bir isim. Onun karşısında, yine haki kıyafetli genç bir kadın. Öcalan’ın İmralı’dan mesajlarına paralel olarak örgütün 8 Mart öncesi kadınlara selamı.
Şimdi gelelim diğer konuklara... Karayılan’ın solunda BDP’li vekiller Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan ve Ahmet Türk var. Karşılarında ise Aysel Tuğluk. Hepsi de partinin demokrat, ılımlı kanadından. BDP’liler Kandil’e sadece İmralı’nın mektubunu değil, Öcalan’ın ateşkes ve sınır dışına çekilme çağrılarını da götürmek için orada. ”Silahlı mücadele dönemi bitti” demek için.
Masada pet şişe su, mendil, not kağıtları ve kolonya var. Kuzey Irak’ta kolonya tutma geleneği var mı hatırlayamıyorum. Bu sanırım örgütün ‘Türkiyelilik’ halinden kalma bir alışkanlık.
Ama fotoğrafın asıl ilginç yanı, o resimde olmayanlar. PKK yürütme konseyinden geçen hafta çok sert bir demeçle ateşkes ve geri çekilme konusunda rezervlerini dile getiren Duran Kalkan masada yok. Belki orada ama fotoğraf karesinde değil. Yine medyada ‘sertlik yanlısı’ diye anılan ve müzakere süreciyle ilgili kuşkularını dile getiren Cemil Bayık da yok. Mustafa Karasu da...
Peki Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak? Orada olmalarına rağmen, o masada yoklar. Neden? Tahmin etmek zor değil. BDP eşbaşkanları, bundan sonraki dönemde İmralı’yı ziyaret etmek istiyor. Muhtemelen o fotoğraf karesinde olurlarsa, Tayyip Erdoğan’ın kendilerini veto etmesinden çekindiler. (Gerçi daha sonra aynı ajans tüm BDP’lilerin Karayılan’la ayakta hatıra resmini de geçti.) Kısacası bu fotoğrafın her köşesinde, Ankara’nın varlığı hissediliyor.
Bu resmi görünce sinirlenenler olabilir. Sadece milliyetçi, ulusalcılar değil; çözümden yana birçok solcu, liberal, hatta Ak Partili, PKK’lılarla doğrudan müzakere düşüncesine sıcak değil. Kan beyinlerine çıkıyor.
Ben ise, bu kareye bakınca PKK’nın ‘masadayız’ mesajını görüyorum ve umutlanıyorum. İlk kez silahlarla değil, kağıtlarla çıktılar kameraların önünde. İyimserim. Süreç baltalanmış değil, dolu dizgin devam ediyor.
Zaman rasyonel davranma, nefret ve öfke gibi duyguları bir kenara bırakıp sonuca odaklanma zamanı. Giden BDP heyetinden bir dostum, “Heyecanlıyım. Artık insanlar ölmeyecek” demişti.
Eğer bu kareden o sonuç çıkacaksa, yarınlarımız güzel olacak demektir...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.