CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu cuma günü Diyarbakır’a tarihi öneme sahip bir ziyaret yaptı. Kürt sorununun çözümü konusunda CHP’ye yönelik eleştirilere bölgenin kalbi Diyarbakır’da, hemen hemen tüm sivil toplum bileşenlerinin karşısında yanıt veren Kılıçdaroğlu, “1930’ların, 40’ların CHP’si değiliz. Yeni şeyler söylüyoruz. 21. yüzyılın CHP’sini yaratıyoruz. Demokrasi ve özgürlüğü savunuyoruz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu konuşurken CHP’li vekiller de ayrım gütmeden hem valilik önünde gösteri yapan ‘barış anneleri’ni, hem de belediye önündeki çocuklarının dağdan indirilmesini talep eden anneleri ziyaret etti.
Yasal zemin için kredi açtı
Kürt sorununun çözümü için CHP’nin bugüne kadar attığı adamları sıralayan Kılıçdaroğlu, önümüzdeki günlerde çokça tartışılacak iki yeni açıklama daha yaptı:
1. ‘Süreç yasal bir zemine oturtulmak zorundadır’ ifadesi. Hükümet ile İmralı’da hükümlü konumundaki Abdullah Öcalan arasındaki pazarlıkların takıldığı kritik noktalardan biri olan ‘yasal zemin’ konusunda, bu ifadelerle CHP ilk kez ‘Biz varız’ demiş oldu.
Anadiline ‘Çocuğun yüksek yararı’ kriteri
2. Bölgede her kesimden gelen ‘anadilinde eğitim’ talepleri konusunda, CHP’nin görüşünü ilk kez kayda geçirerek, “Bu mesele siyasi malzeme konusu olmaktan çıkarılmalı. Çocuğun yüksek yararı esas alınmalıdır” dedi. Bu kriter BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan kriter. CHP’nin pedagoglar ile yürüttüğü çalışmalarda çocukların ‘sadece anadilleriyle ya da resmi dilin yanı sıra anadilleriyle’ okula başlamasının daha faydalı olduğu sonucuna varılmış. Uzmanlar, ana dil olmadan eğitime başlamanın ise zihinsel ihtiyaçları karşılayamadığını CHP’lilere anlatmış. Kılıçdaroğlu’nun işte bu çalışmalar sonucu Diyarbakır’da yaptığı açıklama, CHP’nin ‘anadilinde eğitime karşı olan tutumunun’ değiştiğinin işareti sayılıyor.
‘Bunlar naif yaklaşımlar’
Kılıçdaroğlu’nun, antidemokratik uygulamalarını bile bile AKP’ye oy verdikleri için bölge halkına sitem de ettiği bu önemli konuşması Kürtler tarafından nasıl karşılandı? CHP liderinin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığı ziyarete katılan Sırrı Süreyya Önder, ziyareti önemsediklerini belirterek “Gelecek, gidecek, dert dinleyecek. İyi bir başlangıç tabii. Ancak ‘Biz bunları yaptık neden oy vermiyorsunuz’ yaklaşımını naif buluyorum” yorumunu yaptı.
Hanelere ateş düşürdün!
Bu arada Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ziyaretine Önder’in esprilerinin damga vurduğunu öğrendik. CHP ile MHP’nin Cumhurbaşkanlığı için önerdikleri Ekmeleddin İhsanoğlu isminin parti tabanında yarattığı tepkiyi anımsatan Önder görüşmede Kılıçdaroğlu’na, “Öyle bir aday buldunuz ki sosyal demokrat hanelere ateş düşürdünüz. Bak Çölaşan çiftini (Erdoğan’a karşı İhsanoğlu’na oy verilebileceğini söyleyen Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan ile eşi Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Tansel Çölaşan’ı kastederek) neredeyse ayrılma noktasına getirdiniz! Hane yıkanın hanesi mamur (mutlu) olmaz ona göre” esprisi yapmış. CHP lideri ise bu takılmaya “Adayımız iyi bir insan” demekle yetinmiş.
Kongrede gelen yanıt
Önder ‘Naif’ dese de, Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyaretinin ve mesajlarının yakından takip edildiği, dün Ankara’da yapılan HDP Kongresi’nde ortaya çıktı. Partinin eş genel başkanlığını dün devreden Sebahat Tuncel, konuşmasında adım atmamakla suçladığı AKP hükümetini, “Şimdiye kadar ‘Muhalefet engel’ dediniz. Ama CHP geldi ve ‘Çözüm yasal zemine kavuşturulmalıdır’ dedi. İşte önünüzde fırsat” diye sıkıştırdı.
Alevilere ve Gezi’ye açılım
HDP’nin yöneleceği diğer kesimlerin başında Aleviler ve Gezi muhalefeti geliyor. Tüm konuşmacılar ama özellikle yeni eş genel başkan Selahattin Demirtaş bunu güçlü biçimde vurguladı. Demirtaş, konuşmasının başında Pir Sultan, Şeyh Bedreddin, Seyit Rıza, Nazım, Hrant, Deniz, Mahir, Ulaş, Uğur, Ceylan, Berkin, Ali İsmail, Medeni’nin isimlerini saydı.
AKP’yi hedefe koydu
Salonda coşkuyla alkışlanan Demirtaş, tüm konuşmacılar arasında AKP’yi en sert eleştiren isim oldu. Demirtaş ‘otoriter karakteri ile vatandaşa korku salan hükümet’ diye tanımladığı AKP hükümetinin yolsuzluklarının da üzerinde ısrarla durdu. “Çalanla çırpanla değil, paraları sıfırlayanla değil, helal kazanıp helal yiyenle yoldaş olacağız. Biz 700 bin dolarlık saat takanlardan olmayacağız” dedi.
Köşk yarışının sloganı hazır
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de güçlü bir adayla çıkacaklarının mesajını veren Demirtaş, AKP ile CHP-MHP adaylarını ‘devletin adayları’ diye niteledi. Demirtaş, “Karşılarına halkın tek adayıyla çıkacağız. Cumhuriyet tarihinde ilk defa Çankaya’ya halk çıkacak” dedi.
Renkler değişti ama taban aynı
Kongreden gözümüze çarpan diğer notlar ise şunlar:
● Salonun iç ve dış düzenlemesi BDP ve benzeri Kürt partilerinden alışık olduğumuzdan farklıydı. Sadece ‘kırmızı, sarı ve yeşil’ hâkimiyetinde bir salon yerine, turuncu, mor, mavi, beyaz renkleri de içine alan gökkuşağının tüm renkleri vardı.
● Duvarda Öcalan’ın posterleri yerine, onun söylemlerini anımsatan ‘Demokratik Cumhuriyet, Ortak Vatan’ ilkeleri yazılıydı. Sahnede rengârenk kuşlar arasında havada uçuşan eşitlik, özgürlük, barış, demokrasi ve toplumsal adalet balonları. İki yan duvarda da partinin açılmayı arzu ettiği kimlikler sıralanmış: ekoloji, kadın, genç, emekçi, eşitlikçi, özyönetimci, demokratik, halkçı, özgürlükçü, rengârenk.
● Duvarlarda ‘Soma’yı ve ‘Hasta Tutsaklar’ı anımsatan afişler, tribünlerde Gezi’de öldürülen Sarısülük’ün, Uludere’de öldürülen Ercü’lerin yakınları.
● Salon süslemesi ve konuşmalarda ısrarla verilen “Türkiye partisi olacağız” mesajına karşın salonu ve bahçeyi dolduran taban klasik BDP tabanı. Yine ellerde sarı, kırmızı ve yeşil flamalar. Yine Irak ve Suriye’deki Kürt partilerinden misafirler. Yine en çok alkış alan Öcalan. Sebahat Tuncel de zaten yeni partinin acil önceliğinin ‘Kürdistan barışı’ olduğunu ilan etti.
● Yeni eş genel başkan Demirtaş, partinin öncelikleri arasında, “Rojava ve Kürdistan Federe Bölgesi başta olmak üzere Türkiye-Kürdistan ilişkilerinin güçlenerek gelişmesini” saydı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.