Suriye kriziyle birlikte, provokatif bir savaş riski ortamında, AKP’nin tezkeresine karşı gösterilen inisiyatif son derece önemliydi. Ama daha sonra görüşülen Irak tezkeresinde muhalefetin barışa karşı aldığı perakendeci tutum, tam bir turnusol kağıdı oldu.
Tıpkı ABD Büyükelçisi’nin cinayet pazarlama görevlisi gibi davranmasından, grup toplantılarında açlık grevleri ve siyasi taleplere tek bir kelime etmeksizin geçiştirenlerin ibretlik durumlarına değin benzer örnekler çoğaltılabilir.
O yüzden bugün barıştan, demokrasiden adalet ve emekten yana olanların, yaşamın her alanında ortak bir mücadelenin önemine işaret etmeleri çok kıymetli bir çıkıştır.
Ama bunun güçlenmesi için de herkesin bulunduğu zeminde kök salması, genişleyen bir hale yaratması gerekiyor.
Toplumsal koşullar muhalefetin büyümesi için son derece uygun olmasına rağmen, yerel seçimlere doğru son kulvara girmişken, siyasi hayattaki dengeleri değiştirecek olağanüstü bir emarenin görülmemesi, belki de siyasetin en önemli sıkışıklık konusu.
AKP’nin yüzde 50’lik özgüvenini sarsacak adımlar bu yerel seçimlerde atılabilir, yeterki neye karşı olduğumuz kadar, neden yana olduğumuzu birlikte saptayabilelim.
Önümüzdeki sürecin şekillenmesinde iniyasitif almak isteyenlerin gönül rahatlığıyla kendini ifade edebilecekleri bir politik zeminin adım adım örülmesi için bugün özgürlükçü siyaset ile eşitlikçi politikaların hemhal olduğu bir bileşik zeminin, işlenmiş bir dantel gibi ortaya konulması temel hedeftir.
AKP’nin yüzyılı kapsayan projelerinin ortalıkta boy gösterdiği bir ortamda, uzağa bakmaktan önümüzdeki çukurları göremez hale gelmemek için, 2015 genel seçimlerine kadar adım adım yürüyüşümüzü örgütlemek ve fikri zenginliğimizi pekiştirmek ihtiyacı ortadadır.
Yakın siyasi tarih gösterdi ki mesela, darbe girişimlerinin boşa çıkarılmasına üzülenlerle, sevinenlerin ortak bir dünyayı paylaşması artık zor gözüküyor. Ama darbecilere karşı tutum alıp, otoriter siyasetini tahkim etmekten başka bir ufku olmayan AKP ile hesaplaşmadan da farklı bir kurucu irade inşası zor.
AKP öncesi dünyanın özlemcileri karşısında, AKP iktidarı sonrası bir dünyanın patikalarını şimdiden temellendirmek asli görevimizdir.
Kürt sorununun demokratik çözümünde karşı cephede buluşan MHP, CHP ve AKP, bütün farklılıklarına rağmen, düzen ve rejim kabullerinden radikal bir kopuş perspektifine doğal olarak sahip değiller.
Uzunca bir süredir sürdürdüğümüz politik mesai, ortaya konulan yol haritası üzerinden büyüyerek çıkılabileceğini gösteriyor. Ortak deklerasyonlara/metinlere yönelik kayda değer bir itirazın çıkmaması önemli bir avantajdır, dedikodu ve tezviratla da ilgilenmemek lazım zaten.
Nihayet, pekala memlekette barış, adalet, emek ve demokrasi merkezli bir kolektif siyaset alanından yola çıkılarak ve her türlü felakete karşı Nuhun Gemisi’nde buluşularak yeni bir gelecek yaratılabilir; yılların köhnemiş dirençleri sanki geride kaldı gibi gözüküyor.
Bu süreçte memleketin her yerinde bu anlamlı sözleşme için çaba gösteren bütün arkadaşlara çok büyük bir minnet borçluyuz. Önümüzdeki günlerde oluşturacağımız ortak kurucu irade, hem somut siyasetlerimizin yeniden üretiminde, hem de ülkenin yeniden şekillendirilmesinde çok önemli bir misyon üstleneceklerdir.
Sevgili Eşbaşkanlar Fatma Gök, Yavuz Önen ve yol arkadaşlarını kutluyor ve kolaylıklar diliyorum.
Şimdi, ben, sen değil; Biz demenin tam da zamanıdır.
Bütün yurttaşları Halkların Demokratik Partisi (HDP) mücadelesini büyütmek için omuz ve emek vermeye çağırıyoruz.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.