• BIST 9379.83
  • Altın 3707.979
  • Dolar 37.8409
  • Euro 41.3004
  • İstanbul 10 °C
  • Diyarbakır 12 °C
  • Ankara 9 °C
  • İzmir 12 °C
  • Berlin 5 °C

No pasaran…

Ahmet Altan-

Türk tarihinin en gerçek, en unutulmaz, en etkileyici halk direnişi yaşanıyor bugün bu ülkede. Toplumun bütün kesimleri, varlıklarını inkâr eden, onların var oluş biçimlerine TOMA’ları, biber gazları, kasklı polisleri, vahşetleri, insafsızlıkları ve aşağılamalarıyla saldıran bir zorbalığa “dur” diyor.

Bu insanları yok farz eden, onların nerede içeceğini, nerede sarılacağını belirlemeye uğraşan, hangi meydanda kaç ağacın kesileceğine bile tek başına karar veren bir Başbakan'ı “sağduyuya” davet edemeyen korkaklar, bugün hakkını savunan bu halkı “sağduyuya” davet ediyorlar

Milyonlarca insan “sağduyuya” sahip olduğu için sokaklarda. Yüreğiniz yetiyorsa Başbakan'ı sağduyuya davet edin. Halktan geri adım atmasını istemeyin. Onlar uçurumun kenarında direniyorlar, atacakları geri adım onları yokluğun karanlığına düşürecek, sevgililerinin elini bile tutamayacaklar.

Gece yarısına doğru T24’ün ekranından direnişçilerin twitleri o kırılgan madeni ışıltılarıyla akmaya başladığında kendimi Malraux’nun İspanyol İç Savaşı'nı anlattığı Umut romanının içinde buluyorum bir anda. 

İnsafsız bir gücün karşısına çıkan yürekli güçsüzlerin direnişlerinden, yoldaşlıklarından yayılan muhteşem dayanışma, yaralıların yardımına koşan genç doktorlar, direnişçilere camilerinin kapılarını açan imamlar, zorba saldırılarla bunalanları saklayan yaşlı kadınlar, bedava ilaç veren eczaneler, açlara yemek dağıtan lokantalar, acıyla, şefkatle, kardeşlikle dolu çığlıklar. 

Ve bütün bunların hepsinden yükselen, İspanyol İç Savaşı'ndan beri başkaldıran ezilenlerin cesur meydan okuyuşunun sembolü olan kararlı ses. 

“No pasaran.”

Geçiş yok. 

Türk tarihinin en gerçek, en unutulmaz, en etkileyici halk direnişi yaşanıyor bugün bu ülkede. 

Toplumun bütün kesimleri, varlıklarını inkâr eden, onların var oluş biçimlerine TOMA’ları, biber gazları, kasklı polisleri, vahşetleri, insafsızlıkları ve aşağılamalarıyla saldıran bir zorbalığa “dur” diyor, “geçiş yok” diyor, “buradan öteye gidemezsin” diyor. 

Böylesine haklı bir direnişin sesini duymamak için insanın vicdanını hadım etmesi gerekir, ancak hayaları burulmuş bir vicdan bu sese kulaklarını kapar. 

Direnen bu kalabalık, sokak sokak, cadde cadde, meydan meydan hakkını koruyan bu insanlar, kimsenin hakkını çalmaya, kimseye bir kötülük yapmaya çalışmıyorlar, kendisini hayatın içinden silmeye, onu görünmez yapmaya, milyonlarca insanı bir faşizm şapkasının içine ürkek bir tavşan gibi sıkıştırıp sesini çıkarmamasını isteyenlere karşı “ben varım” diyorlar, “burdayım” diyorlar, “ben insanım, haklarım var ve haklarımı savunacağım” diyorlar. 

Bu insanları yok farz eden, onların hiçbir talebini duymayan, onların nerede içeceğini, nerede sarılacağını belirlemeye uğraşan, hangi meydanda kaç ağacın kesileceğine bile tek başına karar veren bir Başbakan'ı “sağduyuya” davet edemeyen korkaklar, bugün hakkını savunan bu halkı “sağduyuya” davet ediyorlar. 

Milyonlarca insan “sağduyuya” sahip olduğu için sokaklarda. 

Yüreğiniz yetiyorsa Başbakan'ı sağduyuya davet edin. 

Onun demokrasinin “sandıktan ibaret olduğunu” sanan yanılgısını düzeltin, seçimlerde “padişah” değil başbakan seçildiğini ona hatırlatın, bu insanların hayatlarına, giyimlerine, aşklarına karışamayacağını ona söyleyin. 

Bu insanları “marjinallerin, çapulcuların, illegal örgütlerin” kışkırttığını söyleyenler, bütün bu direnişin sadece Başbakan tarafından kışkırtıldığını, Başbakan'ın “hayatınıza, şehrinize, yaşamınıza karışmaya hakkım olmadığını anladım” demesinin Türkiye’nin huzura ve sükûna kavuşmasını sağlayacağını gerçekten görmüyorlar mı? 

Başbakan bunu söylemediği, herkesin hayatına müdahale etmek istediği, sandıktan çıkan bir hükümdar olmayı hayal ettiği için yaşıyoruz bugün yaşadıklarımızı. 

Başbakan insanların hayatlarına karışabileceğini, ülkeyi tek başına yönetebileceğini sandığı sürece bu direniş bitmeyecek. 

Halktan geri adım atmasını istemeyin. 

Onlar uçurumun kenarında direniyorlar, atacakları geri adım onları yokluğun karanlığına düşürecek, sevgililerinin elini bile tutamayacaklar. 

Geri adım atacak olan, generallerin faşist yönetimini şimdi o generallerle anlaşarak tek başına yürütmeye çalışan, arkasında gerileyebileceği geniş bir mesafe bulunan Başbakan'dır. 

Başbakan bu savaşı kaybedecek. 

Eğer kalabalıkları kışkırtmaya, padişahlığını sürdürmeye kalkarsa ülkenin istikrarıyla birlikte ekonomik dengesini de bozacak, büyük başarılar göstererek on yılda bu halka kazandırdıklarını misliyle yok edecek. 

Kendisiyle birlikte ülkeyi de yakacak. 

Elinde bütün toplumu parçalayacak bir bombayı tutuyor Başbakan ve bütün topluma şantaj yapıyor, “tek adamlığımı kabul etmezseniz bombayı patlatırım.” 

Bir halk bu şantajla yaşayamaz. 

Bunu yapabilen adama bugün teslim olsanız yarın daha ağır tehditlerle ve şantajlarla gelecek. 

O bombayı Başbakan'ın elinden alacak olan AKP’lilerdir, Başbakan'ın arkadaşları, dostları, taraftarlarıdır, onlara sormak isterim, seksen yıllık bir faşizmi, yeni bir “tek adam faşizmi” kurmak için mi yıktınız? 

Başbakan'ın tek adam olmasından kendine siyasi ikbal devşirme hayalleri olanlar var ama bütün AKP’liler öyle değil, Erdoğan’ın tek adamlığı için bütün ülkeyi yakmayı göze alacak mısınız? 

Bu halk direnecek. 

Direnmek zorunda. 

Yokluğun kenarına kadar sürülmüş bir kalabalığın var olabilme, yaşayabilme direnişi bu.

Zekâyla, mizahla, nükteyle ve cesaretle direniyorlar. 

Sağduyuya onları değil, onları o uçurumun kenarına kadar sürenleri davet edin. 

“Yaşasın ölüm” diye bağırarak cumhuriyetçileri kıran Generallissimo Franco’nun zaferini bir daha yaşamayı umut etmeyin. 

1939 İspanya'sında değil 2013 Türkiye'sindeyiz, bu tarihte bu ülke, kendi “Bastil zindanlarını” esprilerle yıkıyor, zekâları ve cesaretleri karşısında kazanmayı umduğunuz zafer sadece bu ülkeyi yakmak olur. 

Bunu size yaptırmazlar. 

Sadece Türkiye değil, bütün dünyanın demokratları bir arada bağırıyor çünkü. 

“No pasaran.” 

Geçiş yok. 

Geçemeyeceksiniz.

(T24)

  • Yorumlar 12
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • cem06 Haziran 2013 Perşembe 23:00slm

      yeniden yazılarınızı okumak güzel

      Yanıtla (0) (0)
    • Huseyin06 Haziran 2013 Perşembe 23:52Sen cok yasa buyuk USTA

      Yeniden yazilarini okumaK cok guzel. Umarim O AKP'liler sizin cigliginizi duyarlar

      Yanıtla (0) (0)
    • Şirin Erdem07 Haziran 2013 Cuma 09:48yüreğine sağlık ahmet altan

      özledik seni sevgili ahmet altan..
      yüreğine sağlık..
      aktif gazete yazarlığına dönmeni bekliyoruz..

      Yanıtla (0) (0)
    • mehdi07 Haziran 2013 Cuma 10:29Ahmet Altan 'tencere tava...'

      Yazının hepsini bitiremedim. Oysa eskiden Ahmet Altan'ı bir nefeste okurdum. Uzun süredir objektifliğini iyitirmiş. Sayın Altan nerdeyse bütün yazılarında yerden yere vurduğu Ulusalcıların ekmeğine yağ sürüyor. Amacından bir hayli uzaklaşmış bu olaylara destek veriyor. E tabi mesele içmek olunca bir tencere tava çalmak lazım

      Yanıtla (0) (0)
    • ALİ ŞİRVAN07 Haziran 2013 Cuma 17:39NO BAŞAR'AN

      Editörün Notu: Değerli yorumcumuz, Büyük harflerle yazılan yorumları yayınlayamıyoruz. Kriterlerimize uygun olarak yeniden yorum yazmanızı diler, ilginize teşekkür ederiz...

      Yanıtla (0) (0)
    • vicdan07 Haziran 2013 Cuma 12:34insan

      her zaman inandığını yazdan yalak olmadın gören gözlerin var maalesf körler var doğruyu görmeyen körler

      Yanıtla (0) (0)
    • Çapulcan ÇAPULİNG07 Haziran 2013 Cuma 14:16YİĞİT ADAM

      Ahmet abi, seni gerçekten özlemişim. Kahraman yüreğine, yiğit kalemine sonsuuuuuz teşekkürler. Sağol , var ol , eksik olma. Bir Müslüman'da olması gereken bu mangal gibi yüreğine binlerce teşekkür.

      Yanıtla (0) (0)
    • mehmet tayyar07 Haziran 2013 Cuma 15:03BU GAZ KİME?

      "sevgililerinin elini bile tutamayacaklar"
      kime ne gazı bu????

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet07 Haziran 2013 Cuma 19:09yaman

      Ahmet Altan sende fillerin tepişmesine alet ol bakalım ne olcak...

      Yanıtla (0) (0)
    • Adiyok07 Haziran 2013 Cuma 20:55Tam zamaninda

      Usta bir kac gün gec kaldi ama,mutlaka dönmesi gerektigini ve mazlumun yaninda olmasiini bildi. Ülke yanarken ve bunca haksizliklar yapilirken sadece seyretmek olmazdi, yakismazdida. Saygilar usta

      Yanıtla (0) (0)
    • sinan09 Haziran 2013 Pazar 12:09eleştiriyorum

      yazıda hem türk tarihinin en büyük direnişi diyeceksin hem de tüm toplum ordaydı diyeceksin.birkere orada toplumun nerdeyse yüzde 80 i yok bdp yok akp yok mhp yok.lütfen yapılan kaksızlıkları yerli terince eleştirelim. yoksa ülke yeniden karanlık günlere dönecek.

      Yanıtla (0) (0)
    • Welatperwer09 Haziran 2013 Pazar 12:53Berxwedan Jiyan e!

      Berxwedan Jiyane!
      Kurtcesi: Direnish yashamdir!

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89