Köy kalmadığı için, İngiltere’de köy kahvesi yoktur.
Kahvenin sosyal işlevini ‘pub’ görür.
Çay kahve değil, içki içilir, ama amaç kafayı çekmek değil, dostlarla buluşmak, iki laf etmek, sosyalleşmektir.
Şehir merkezlerindeki turistik, karaktersiz pub’ları kimse sevmez.
Sokak aralarındaki yerel pub’lar ise mahallelinin uğrak yeridir. İş çıkışı veya akşam yemeği sonrası uğrayanlar, tanıdıklara rastlayacaklarını bilir, bir iki bira içip muhabbet eder, futboldan, hükümetin salaklığından filan konuşur, evine döner. Pub’ların müdavimleri emekçilerdir.
İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA), 1974 yılının kasım ayında Birmingham’da iki pub’da bomba patlattı; 21 kişi öldü, 182 kişi yaralandı.
Bombaların ardından, ülkede dalga dalga İrlandalı nefreti yayıldı. Sokakta saldırıya uğrayan İrlandalılar oldu, İrlandalıların dükkânlarına saldırıldı, İrlandalı işadamları tehdit mektupları aldı.
Parlamentoda sağcı milletvekilleri idam cezasının yasallaştırılmasını önerdi. Öneri tartışılırken IRA, “Astıkları her IRA gönüllüsü için iki İngiliz askeri asarız” dedi. Öneri reddedildi.
Hükümet alelacele bir ‘Terörizmle Mücadele Yasası’ geçirdi. Yasa uyarınca, gözaltına alınanların mahkemeye çıkarılmadan tutulabileceği süre uzatılıyor ve hükümete istediği kişileri sınırdışı ederek İrlanda’ya gönderme yetkisi veriliyordu.
Olaydan kısa süre sonra, Birmingham’da yaşayan altı İrlandalı tutuklandı ve müebbet hapse mahkûm oldu. Hepsi masum olduğunu iddia ediyordu. Nihayet, 1991 yılında, 16 yıl hapis yattıktan sonra, suçsuz oldukları kanıtlandı, serbest bırakıldılar, her birine bir milyon sterlin kadar tazminat ödendi.
Birmingham bombalarından 20 yıl sonra, 1994 ağustosunda IRA ateşkes ilan etti. Açık ve gizli görüşmeler başladı. Silah bırakma sürecini belirlemek üzere uluslararası bir komisyon kuruldu, ABD Başkanı Bill Clinton’ın özel temsilcisi George Mitchell 1995’te komisyonun başına getirildi.
Ertesi yıl, 1996’da, görüşmelerin gidişatından tatmin olmayan IRA ateşkesi sona erdirdi. Şubat ayında Londra’nın Doklar bölgesinde patlayan bomba iki kişiyi öldürdü. Haziran ayında Manchester’da patlayan bomba şehir merkezini harabeye çevirdi, 200 kişi yaralandı.
Ve nihayet 1998’de imzalanan Belfast Anlaşması’yla Kuzey İrlanda’da özyönetim kabul edildi. IRA’nın siyasi kanadını da içeren bir yönetim kuruldu.
Uzun lafın kısası, bomba patlatan örgütlerin “intihar ettiğini” zannetmiyorum. Tarih öyle göstermiyor.
Ve zaten bunu tartışmayı yararlı bulmuyorum.
Neyi yararlı bulduğumu ben ve partim şöyle açıkladık:
“Açığa çıkan bütün belgeler ve görüşme kayıtları, barış sürecinin ete kemiğe bürünmesine ne kadar yakın olduğumuzu gösteriyor. PKK-MİT görüşmesi, bu açıdan çok önemli. Sorunun ne kadar hızla çözüm yönünde yol alabileceği bu görüşme kayıtlarında açığa çıkıyor.
Çözüm yönünde hızlı adımlar atılamıyorsa, bunun en önemli nedeni, Kürt halkının barış sürecinde neredeyse tek başına kalmış olmasıdır. Batıda, Kürt halkını destekleyen, Kürt halkının uzattığı barış elini güçlendirecek bir başka elin sahneye çıkıp destek olmamasıdır.
Kürt sorunu, en basit tarifiyle, devletin Kürt halkının varlığını tanımaması sorunudur. Kürt halkı, verdiği mücadeleyle, bir halk olarak var olduğunu, inkâr edilen haklarını yeniden talep ettiğini ve kazanmaya kararlı olduğunu gösterdi. Kürt halkı kardeşlik istiyor, ama eşit koşullarda kardeşlik istiyor.
İşte şimdi, bu kardeşlik talebine destek olmak, Kürt halkının haklı talepleriyle batıda yaşayan insanların barış, kardeşlik ve adalet taleplerini birleştirmek için güçlü bir fırsat var. KESK, DİSK ve diğer emek ve meslek örgütleri 8 Ekim’de Ankara’da bir miting çağrısı yaptı.
Bizler, bu miting çağrısını tüm gücümüzle destekliyoruz.
Barış İnisiyatifleri de 8 Ekim’de Ankara’da ‘Savaşma! Konuş!’ diyerek bir miting çağrısı yapmıştı. Bizler, bu çağrıyı da destekliyor ve Barış İnisiyatifleri’nin 8 Ekim’de Ankara’da yaratacağı coşkulu barış yürüyüşünün güçlenmesi için ‘Ölüm değil çözüm’ isteyen tüm birey ve kurumların Ankara’da buluşması için çalışmalara başlıyoruz.
Şimdi barış zamanı!
Şimdi yeniden müzakere zamanı!
Şimdi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması zamanı!
Şimdi çatışmanın değil, konuşmanın, müzakere etmenin zamanı!”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.