“İlkokullarda, Andımız’ın kaldırılmasına tepki göstermek amacıyla Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrenci ve öğretim üyeleri ders öncesi Andımız’ı okuyarak karara tepki gösterdi.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri, Tıp Fakültesi önünde Andımız’ın kaldırılmasını protesto için eylem yaptı. Bir grup tıp öğrencisi, ‘Mustafa Kemal’in Doktorlarıyız’ diye sloganlar atarak bir basın açıklamasında bulundu. Basın açıklamasında, ‘Demokrasinin doğasında bulunan çoksesliliği, amacı yükselmek ve ileri gitmek olan dürüst, çalışkan gençliğimizi hazmedememektedirler. Bunun en son örneği de andımızın kaldırılmasıdır’ denildi. Öğrenciler, daha sonra Andımızı okuyarak ders başı yaptı.” (Kaynak: İHA)
Kaç yıl önceydi hatırlamıyorum.
Türkiye’de çalışan bir Alman, bir 10 Kasım sabahı arabasıyla Taksim civarında trafiğe takılmış.
Saatler 09:00 civarını gösterdiği esnada tüm şehirde acı acı öten siren seslerini duyunca deprem veya hava saldırısı olduğunu zannederek hemen arabasının kontağını kapatıp dışarıya fırlamış.
Sarsıntı veya uçak sesi yokmuş fakat çevredeki herkesin aynı şekilde arabasından çıktığını görüp doğru davrandığını düşünmüş.
Tek fark Alman panikle sağa sola koştururken çevredeki diğer insanlar sabit durarak donuk bakışlarla esas duruşa geçmişler.
Bizim Alman Türkçe de bilmediğinden kolundan tuttuğu herkese kendi dilinde ne yapması gerektiğini sormuş.
Cevap alamamış.
Bilimkurgu filminden bir sahne gibi, herkesin bilinmeyen bir güç tarafından ele geçirildiğini düşünmüş olmalı.
Türk dostları olayın gerçeğini sonradan anlatmaya çalışmışlar.
Fakat ne yaptılarsa başaramamışlar.
Kemalizm’in hepimize işaret ettiği “muasır medeniyetler seviyesi”nin, “Batı ilericiliği”nin yukarıda alıntıladığım haberi de pek anlayabileceğini düşünmüyorum açıkçası.
Bir grup akademisyen ve tıp öğrencisinin, yedi yaşında çocukların her sabah ideolojik bir yemin etmesi için eylem yaptığını, o örnek aldığımız medeni dünyaya nasıl açıklayabiliriz ki?
“Türk” kavramının, 90 yıllık resmî ideolojinin mevcut sabıkalarına rağmen ülkede yaşayan tüm etnisiteleri kapsadığını ve hepimizin varlığımızı Türk varlığına armağan etmemiz gerektiğini savunan doktorlar var bu ülkede.
Bu arkadaşların bir doktora muayene olmaları gerekmez mi?
Mustafa Kemal’in askerleri, doktorları, akademisyenleri, gazetecileri olması beni çok enterese etmiyor elbet.
Peki, mesela ben Mustafa Kemal’in nesiyim?
Beni hangi yemin metnine ikna edebilirler?
Hepimizin ortak bir yemin metni olabilir mi?
Niye yemin edip duruyor çocuklar?
Ne hakla başkalarının çocuklarına yemin ettirme cesareti buluyorlar?
Çağdaş, ileri, muasır oldukları için mi?
Allahtan bu rezillik sona erdi de bu konudaki son yazıları yazıyoruz.
Fakat bir şeyi de görmüş oluyoruz.
Beni her milletten doktorlara emanet edebilirsiniz.
Ama mümkünse asla bu meczupların eline bırakmayınız.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.