Êzidiler ile ilgili tutumları dolayısı ile tüm bölge halkları bir sınav vermektedir. Bu sınavın seyri Ortadoğu’nun kaderini de etkileyecektir.
Yüz yıl önce hatta daha öncesinde yaşanan katliam ve sürgünlerin yüzleşmesini yapmayan Müslüman ahali, şimdi aynı hataları tekrarlama noktasındadır.
Êzidileri koruma ve kendi topraklarına dönüşlerini sağlama konusunu şimdilik bir tarafa bırakalım. Hiç olmazsa canını kurtarıp kaçanların insani yardımlarla hayatlarını devam ettirebilmesi, Türkiye toplumuna önemli bir tarihsel sorumluluk yüklemektedir.
Başlatılan yardım kampanyaları elbette kalıcı çözüm yolunu açmayacaktır. Ancak kalıcı , köklü çözümü konuşabilmek için bile Êzidilerin hayata tutunması güvence altına alınmalıdır.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin üçüncü ülkeye gönderme sürecinin nasıl bir takvime dönüştüğünü görenlerin bir süre sonra insan tacirlerinin istismarına açık hale gelen umutları, yeni insanlık dramlarını beraberinde getirecektir.
Her gün haberlerde şahit olduğumuz batan mülteci teknesinde hayatlarını kaybeden mülteci hikayelerini bu sefer Êzidilerle ilgili haberlerde duyacağız.
Êzidilerin toplam nüfusunu dikkate aldığımızda onların asgari ihtiyaçlarını karşılamak Türkler, Araplar ya da Kürtler için asla zor değildir. Özellikle bazı Sünni Arap aşiretlerinin IŞİD tarafından yapılan katliamlarda suç ortaklığı ve iş birlikçilik yapması, Irak Kürtlerinin bir kısmının sessizliği, tepkisizliği bugünkü tabloyu ortaya çıkarmıştır.
IŞİD belasının mağdurları Êzidi Kürtler, Şii Türkmenler ya da kim olursa olsun bir gün bu tehlikeye seyirci kalan herkese uzanacaktır. Felaketi görüp buna rağmen gereğini yapmayan tüm toplumsal dinamikler, bir şekilde ödenecek faturaya ortak olacaktır.
Bu nedenle Türkiye’nin her yerinde Şengal için komisyonların kurulması uzun süreli bir dayanışma için zorunludur. Ciddi bir merkezi koordinasyon ile birlikte güçlü yerel duyarlılık, bir nebze olsun yarayı sarmayı kolaylaştıracaktır. Hem konu ile ilgili toplumsal vicdanın uyanması, farkındalığın, bilincin artması hem doğrudan acil insani ihtiyaçların karşılanması bu çalışmalarla mümkün olabilir.
Gün, geçmişin günahlarına kefaret olacak iyilik seferberliği ile kurtarılamasa da en azından vicdani sorumluluğun gereğini bir nebze olsun yerine getirme imkanı bulunacaktır.