• BIST 9275.5
  • Altın 3763.142
  • Dolar 38.0078
  • Euro 41.9631
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 22 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 12 °C
  • Berlin 14 °C

Mücadele çok iyi gidiyor

Roni Margulies

Umarım Başbakan dünkü Güneş gazetesini okumuştur.

Okumuşsa, çok beğenmiştir.

Geçenlerde “bir kısım medyadan” şikâyet etmiş.

“Bir kısım medya onlara hâlen destek vermeye devam ediyor. Yurtiçi ve yurtdışında da var ve bu desteği vermeye devam ediyorlar. Zaten terör örgütünün en çok aradığı şey propagandasını yaptırabilmektir.”

Daha önce medya yöneticileriyle “terör örgütünün” propagandasına karşı görüşmeler yaptıklarını, ama bu görüşmelerden olumlu sonuçlar çıkmadığını söyledikten sonra Başbakan, “Bilerek veya bilmeyerek maalesef onların tezgâhına veya onların ocağına odun taşıyanlar var. Bunları nereye kadar kabulleneceğiz? Bir defa insanımızın moral değerlerini altüst ettikleri gibi psikolojik üstünlüğü sağlamada da terör örgütüne belli destekleri vermiş oluyorlar. Bunları görmemezlikten gelemeyiz. Bunları gayet iyi görüyoruz. Tabii bunların değerlendirmesini de kendi aramızda ona göre yapıyoruz” demiş.

Medya yöneticileriyle “terör örgütünün” propagandasına karşı görüşmeler yaptıklarını öğrenmek çok güzel. Yüreğime su serpildi vallahi.

Televizyon ve gazetelerin sürekli PKK propagandası yapması, PKK’nin tezgâhına ve ocağına odun taşıması beni de çok kaygılandırıyordu doğrusu. Başlıca medya gruplarının gazetelerindeki “Bağımsız Kürdistan” ve “Bıjî Serok Apo” manşetleri gerçekten endişe vericiydi.

Medenî memleketlerde medya böyle yapmaz. Tam tersine, gazetecilik ve iletişim fakültelerinde medyanın görevi “hükümete psikolojik üstünlüğü sağlamak” olarak okutulur.

Objektif habercilik yapmanın terör örgütlerine fayda sağlayabileceği, gerçek durumu yansıtma çabasının zararlı ve tehlikeli olduğu anlatılır.

Bunu anlayamayan öğrenciler psikoloji bölümünden ek ders almak zorunda kalır.

Dünkü Güneş gazetesi Başbakan’ın kaygılarını umarım bir nebze de olsa hafifletmiştir. “Bir kısım” medyanın hükümetle yapılan görüşmelerden gerekli dersleri çıkardığını, “psikolojik üstünlüğü sağlamada” hiçbir şekilde “terör örgütüne” destek vermediğini kanıtlamıştır.

Gazetenin manşeti şöyleydi:

“Leşlerini kaçırdılar.”

Manşetin altında da şu cümle vardı:

“Bölücü hainlerin, öldürülen 10 teröristin cesedini, gaspettikleri bir minibüsle kaçırdıkları ortaya çıktı.”

Bunun da altında ölen askerlerden birinin cenazesi hakkında bir haber vardı.

Şöyle:

“Annenin sözleri bölücü hainlerin nasıl boşa kürek salladığının kanıtı gibiydi: ‘Bizi öldürmedikten sonra bu vatanın evladı kurumaz. Köklerini kazımak için bin tane daha doğuracağım. Evladımı yetiştirip oraya yollayacağım.’

Oğlunu kaybeden bir annenin söyledikleri hakkında diyeceğim bir şey yok. Her şeyi söyleyebilir.

Ama “bölücü hainlerin boşa kürek salladığı” ifadesi gazeteye ait.

Niye boşa kürek sallıyorlar? Çünkü bu vatanın evladı kurumaz, daha binlerce evladımızı ölmeye göndereceğiz.

Güneş
gazetesi kaçırmış, ama başka gazetelerden okuduğuma göre, Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, terörle mücadelede zerre kadar taviz vermeyeceklerini söyleyerek, “Hem hükümetimiz, hem Silahlı Kuvvetlerimiz, hem de Emniyet güçlerimiz tarihinde olmadığı kadar güçbirliği ve diyalog içinde. Bu güçbirliği ve diyalogla terör örgütleri 30 yıldır vermediği kayıpları vermiştir. Mücadele çok iyi gidiyor” demiş.

Anlayabildiğim kadarıyla, geçtiğimiz iki ayda 60 asker ve 115 gerilla ölmüş.

Bu kadar kişinin öldüğü yerde, bunun birkaç katı insan yaralanmıştır.

Bir dizi köy boşaltılmış.

Yaşanan travmalar, yıkılan evler, yanan tarlalar hakkında bilgi sahibi değiliz.

Bütün bunlardan ne sonuç çıkarmak gerekir?

Mücadele çok iyi gidiyor.”

Harika!

Ben de, “terör örgütüne psikolojik üstünlüğü sağlamamak” amacıyla, kendi görüşlerimi belirteyim:

Savunma Bakanı çok haklı, mücadele çok iyi gidiyor. Habur girişlerinden ve Oslo görüşmelerinden sonra hükümet barış sürecini iyi ki baltalamış. Ne mutlu Türk’üm diyene.

  • Yorumlar 4
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • mustafa tütüncü08 Ağustos 2012 Çarşamba 04:19Türkiye'nin dostları...

      Sayın Roni Bey, başbakanımız 'Taraf' gazetesi ve taraftarları için 'Türkiye'nin düşmanları' tanımını yapmış... Oysa ben sizin yukarıdaki yazınızı okuyunca sizlerin 'Türkiye'nin dostları' olduğunuz kanaatine vardım... Suriye'nin dostları=Esed'in düşmanları ise Türkiye'nin dostları= Başbakan'in düşmanları olması gerekir, diye düşünüyorum... Haksız mıyım?...

      Yanıtla (0) (0)
    • mutlu08 Ağustos 2012 Çarşamba 09:20amasyalı

      yazınızı "Savunma Bakanı çok haklı, mücadele çok iyi gidiyor. Habur girişlerinden ve Oslo görüşmelerinden sonra hükümet barış sürecini iyi ki baltalamış. Ne mutlu Türk’üm diyene." diye bitirmeniz ve pkknın değilde başbakanın oslo ve habur sürecini baltaladığını söylemiş olmanızı sizin kafanızdaki ideal gazetecilik ahlakınıza bağlıyorum. sizin gazetecilik ahlakınızda böyleymiş demekki

      Yanıtla (0) (0)
    • ramadan08 Ağustos 2012 Çarşamba 11:35barışı pkk baltaladı

      sadece AHMET ALTAN'ın bugünkü yazısının başını okursanız Barışı kimin baltaladığını görürsünüz. Her haksızlığa uğrayan silahla hak aramaya kalkar ve yine o silahla konu ile hiç alakası olmayan 20 yaşındaki masum mehmetleri öldürerek, yani haksız yere masumları katlderek katil olarak hak arar ise bu kendisine yapılan haksızlığın İLAHİ adalet olduğunu gösterir

      Yanıtla (0) (0)
    • roni amed08 Ağustos 2012 Çarşamba 18:15cehalet

      Sayğıdeğer adaşım.
      Yazınıza gelen ''youmlardan'' 'bir bir cahille tartışıyorsa,iki cahil tartışıyor demektir' sözünü anımsattı. Yazık çok yazık böyle düşünenler yüzunden bunca acı yaşanıyor. Ezber ve kalıplar...Sürü psikolojisi ne denirse densin hiç biri gerçeği tam olarak ifade etmiyor...

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89