• BIST 9134.69
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 19 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 3 °C

Milleti ayaklarına çağıranlar

Ferhat Kentel

Yeni bir şeyler söylemeye çalışanlara tahammül edemeyen ama zerre kadar yeni bir şey de söyleyemeyen, ruhları kararmış, beslendikleri ideoloji kurumuş ihtiyar tornacılar, rejim muhafazakârları “Türk milletini çağırmışlar”... “Gelin size bir şey diyecez” demişler ve de “uyarmışlar”! “O yapılamaz, bu yapılamaz!” diyerek efelenmişler...

Farkında değiller; Türk milleti kolektif kimliğini yeniden inşa ediyor; o kimlik “hareket hâlinde” ve fiiliyatta “Türkiye kimliği”ne dönüşüyor... Anayasa’dan “Türk” lafı çıkarılsa ne olur, çıkarılmasa ne olur... Toplumsal hayat, şimdiye kadar sadece hayallerde varolan ama her seferinde baltalayanlar yüzünden bir türlü inanamadığımız bir sonucu doğuruyor. Yakında ya da uzakta silah sesleriyle doğmuş, silah sesleriyle büyümüş, ölümlerle sosyalize olmuş nesiller ilk defa “başka bir hayatı” görecekler.

Toplumu korkutmak

Milleti kendi ayaklarına çağıran bu Ergenekon ruhlu ihtiyarlar farkında değiller: kullandıkları jargonun, laf salatasının, beylik lafların “dokunulmaz” olduğunu zannediyorlar. Bu laf yığınının, tehditler eşliğinde bu toplumu korkutacağını zannediyorlar.

Asık suratlı Bahçeli efendinin ve MHP cemaatinin yaptığı gibi... Vur de vuralım, öl de ölelim” diyerek bize geçmişte neler yaptıklarını hatırlatarak, şimdi neler yapabileceklerini göstererek tehdit ediyorlar. Yani “vurmayı, öldürmeyi iyi biliriz” demek istiyorlar.

Bu efendiler farkında değiller... Ya da çok iyi farkındalar; 40 binden fazla insanın öldüğü bu memlekette hâlâ insanların ölmesini istiyorlar...

Ancak bu millet artık “efendilerin” ayağına pek gidebilir gibi görünmüyor...

Artık başka bir hayat sözkonusu; bu hayatın inşasında Kürtler en önemli rolü oynadı; ama gene bu memleketin olgunlaşan insanları, Müslümanları, Kürtlerle barışın temelini attı. Ve bu iş sadece Müslüman Türkler ve Kürtler arasında kalmayacak. Hayat değişirken, Çerkes’i, Boşnak’ı, Ermeni’si de bu yeni hayatın içine girmeye başladı bile. O yüzden bu hayat başka bir hayat; bu toplum başka bir toplum...

Bütün bu olup bitenlerden sonra, ortalık barışın tadını çıkarırken, hiç geri dönmek mümkün mü?

Şimdi artık başka bir zamandayız...

Soğuk günlerin kanunları

Geçenlerde Gülçin Avşar’ın Taraf’ın “Hertaraf” köşesinde yazdığı gibi artık yumuşayan “bahar” havasındayız; Newroz’dayız... Ama geride kalan soğuk günlerin, yılların kanunları hâlâ eteklerimizi çekiştirip duruyor.

Başta Anayasa olmak üzere, milleti ayaklarına çağıran, buz gibi suratlı ihtiyarların yaptıkları yasaları değiştirmek, onlara rağmen değiştirmek gibi bir derdimiz var.

Mesela er Sevag’ın sırf Ermeni olduğu için öldürüldüğünü uçan kuş bile bilirken, onun katili duruşma aralarında ortalıkta sırıtarak dolaşırken, ihtiyarların kanunları ve anayasaları da kalmamalı... Bu arada bu katile taksirle adam öldürmek” suçundan 4,5 yıl ceza veren savcılar ve yargıçlar Sevag’ın annesinin şu sözlerine biraz kulak vermeli: Bu karardan sonra sizlerle ilgili tek dileğim; çocuklarınıza sarılırken Sevag’ın, annenize sarılırken benim gözlerim aklınızdan çıkmasın.”

Tabii bu arada, anayasadan “Türk kelimesi çıkarılamaz” diye feryat edenler, farkında değiller ama bizim yasalarımıza dayanarak mesela pres makinesine sıkışarak ölen 13 yaşındaki Ahmet Yıldız’la ilgili davada, patrona “taksirle adam öldürmek” suçundan sadece iki ile altı yıl arasında hapis cezası istendi.

Aynı ihtiyarlar farkında değiller ama bu arada mesela Denizli’de 15 yaşındaki kıza üç kez tecavüz eden akrabayı değerli mahkemelerimiz serbest bıraktılar. Çünkü “tecavüz üç kere olduysa rıza vardır” dediler. Ne tecavüzün korkunçluğunu, ne de 15 yaşındaki kızın kâbusunu zerre kadar bile olsun hissedebildiler...

Sevag’ın, Ahmet’in katlini, 15 yaşındaki kıza tecavüzü kanunlar bir türlü göremedi.

Bu yüzden, gerçekten ve nihayet adalet gelebilmesi için, bu yeni Türkiye’de, “Türkiyelilerin Türkiyesi”nde yeni bir anayasa yapılacak.

Geçenlerde babam CHP ve benzeri irili ufaklı “efendi” kılıklı partilere yönelik olarak “BDP Türkiye’nin doğusunda ve batısında bir Türkiye partisi olabilir; fakat MHP Türkiye partisi herhalde olamaz... Siz de bir Türkiye partisi olamazsınız” diye yazmış.

Bu anayasayı Türkiyeli olabilen, Türkiyelilerin ayağına gidenler yapacak...

*

Not:
Hıristiyan vatandaşlarımızın Paskalya bayramını kutluyorum...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89