CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu günlerdir partileri, kurumları, etkili kişi ve kesimleri ziyaret ediyordu. Her ziyaretin ardından vurgulayarak, MHP’yi de kapsayacak ortak bir adaydan söz ediyordu. Turlarda öne çıkan yaklaşım, daha çok MHP’nin kabulleneceği bir aday üzerinde ortaklaşma çabasıydı. Son bir kez daha MHP liderini ziyaret ettikten sonra anladık ki bu turlar aslında MHP’nin adayını diğer kesimlere kabul ettirme çabasıymış.
Ekmeleddin İhsanoğlu, tam da MHP’nin öne sürdüğü ölçütlere uyan biri.
Milliyetçi, mukaddesatçı, dindar ama aynı zamanda Atatürkçü ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan...
Bu kriterleri CHP’ye endekslerken belki adayın mukaddesatçı ve dindar yönünü düşünecek CHP’liler var ama diğer özellikler konusunda CHP’nin büyük çoğunluğunun zerre sıkıntı yaşamayacağını da biliyoruz.
Kabul etmek gerekir ki böyle bir adayı MHP önermiş olsaydı, CHP kitlesinin ortaklaşması zor olabilirdi. CHP’de Ekmeleddin İhsanoğlu ismine karşı çıkacaklar var ve nihayetinde kendi adayları olarak önerilmiş olmasına rağmen bu karşıtlığı utangaçça da olsa gösteriyorlar.
CHP’liler, belki de CHP’ye akıl verenler iyi hesaplanmış bir girişimle, MHP’nin adayını CHP üzerinden öne çıkararak işin sarpa sarmasını önlediler.
Ha bu arada yeri gelmişken hatırlatalım: CHP’ye bu aklı verenin Süleyman Demirel olduğuna dair bir söylenti de ortada dolaşıyor. Allah var, gidişat ve yöntem Demirel’in aklına çok benziyor...
Tekrar konumuza dönersek, işin sarpa sarmasını önlediler diyorum, çünkü daha şimdiden CHP ve periferindeki isimler ‘zımnen kabul’ üzerinden İhsanoğlu’nun ‘meziyetlerini’ sıralamaya başladılar.
Yani CHP ilk badireyi nispeten kazasız belasız atlattı...
Tabii asıl merak edilen CHP’liler ile Recep Tayip Erdoğan karşıtlığı üzerinden CHP’ye yamananlardaki midenin sindirim kabiliyeti...
Bunlarda ne mide varmış, yakın zamanda daha net öğreneceğiz...
Eski midelerinin sindirimi iyiydi. Mustafa Sarıgül’e dört elle sarıldılar, Mansur Yavaş’ın ‘devrimciliğini’ yere göğe sığdıramadılar, üstelik bu da yetmez, HDP’yi ‘bir bölen’ ilan edip yerden yere vurdular...
***
Pek merak edilmiyor ama bu çarpık siyasetin esasına da biraz girmek gerekiyor.
Merak edilmiyor dediğim, CHP’nin, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi MHP tandanslarına uyan birini aday olarak önermesi.
Şunu biliyoruz: CHP, MHP, bilumum bu periferde siyaset yapanların tek derdi var; Recep Tayip Erdoğan...
Bu akıllara göre Recep Tayip Erdoğan cumhurbaşkanı seçilmez, önümüzdeki dönem de iktidardan gider ise Türkiye kurtulur...
Yani Türkiye’nin kurtuluşu 90 yıllık Cumhuriyet’in köhnemiş mantalitesini söküp atmakla değil, Recep Tayip Erdoğan’ın tekçi diktatoryal eğilimini iktidar dışı bırakmakla mümkünmüş.
Bunlara göre siyaset hem 90 yıllık mantaliteye, hem de Recep Tayip Erdoğan’ın tekçi, baskıcı, otoriter eğilimine karşı çıkamazmış; ya birinden, ya diğerinden olman şartmış.
Başka bir çapsızlıkları da var.
Bu baylara göre Recep Tayip Erdoğan’ı iktidara getiren ve orada tutan da Kürtlermiş.
Artık bunların bu yersiz, dipsiz ve zaman zaman da hakarete varan suçlamalarının hiçbirini önemsemek gerekmiyor.
On yıllardır binlerce insanın katlinden sorumlu olan bir mantalitenin takipçilerine, statükoculara, “milliyetçi, mukaddesatçı, dindar, Atatürkçü ve Cumhuriyet değerlerinin savunucularına” sizin mantaliteniz köhnemiştir, sizi de, dipsiz suçlamalarınızı da önemsemiyoruz, demenin zamanıdır.
Bu da net bir politika ile mümkün.
“Birinci turda kendi adayımız ile çıkıyoruz, hedefimiz adayımızı ikinci tura taşımaktır. Bunu başaramazsak da ikinci turda sizin çözümden uzak, baskıcı, statükocu kör dövüşünüzün tarafı olmayacağız. Alın seçiminizi başınıza çalın” diyebilmeliyiz...
Bunca sözden sonra halkların ve inançların özgürlüğünü savunanların ilk tur adayına dönük gönlümden geçeni de yazıp bitireyim: Tabii ki Selahattin Demirtaş...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.