Bir tarafta iki büyükler AKP ve CHP.
Öte yanda iki “küçük” parti.
13 yıldır iktidar olan AKP karşısında “iktidarın 7 Haziran’dan sonra değişip değişmeyeceğini”, iki küçüğün “zemini ve arkasındaki güçler” belirliyor. Aslında bu bir demokrasi ve demokratikleşme kavgası değil.
Onun yanında “Ortadoğu’daki yeniden yapılanma ve küresel güçlerin yeni sınırlar çizme girişimlerinin” Türkiye’ye ve bölgeye yansımalarıdır.
CHP Batı’ya, Batılı değerlerine sosyal demokrasi çizgisinde yaklaşmaya çalışıyor.
AKP, Batı ile ilişkilere karşı değil ancak “derin İslamlaşma ve Ortadoğululaşmayı” temsil ediyor ve uyguluyor.
HDP ve geçmişindeki oluşumlar (örgütler), “Kürtlerin özyönetime etkili katılımları noktasından bağımsız Kürdistan’a kadar” geniş bir açı içinde oynuyor.
Üstelik giderek ilerliyorlar ve Batılı küresel güçleri arkalarına alıp meşrulaşarak. Demokrasiyi tramvay gibi, en iyi kullanan onlar.
MHP, Türkiye’deki açılımlar konjonktüründe kendisine, “karşı koyma zemini yakalamış” bir çizgide ilerliyor.
Son nokta
Gelinen noktada “Erdoğan faktörüne” rağmen işin gidişatını “iki küçük” belirliyor.
HDP Ortadoğu’daki yeniden yapılanma ve sınırların değiştirilmesinin odak noktasında yer alıyor; arkasında Batılı küresel güçlerin desteği var.
MHP ise sanki, “bu gidişe karşı duruşun temsilcisi rolüne soyunmuş bir konumda”; özünde, CHP’nin yürütmesi gereken misyonu rol çalarak üslenmiş.
CHP ise, Avrupalı gibi olmakla Batı’ya yanaşmak arasında sıkışmış durumda. Oysa CHP’nin, “Avrupa ve ABD ile karşılıklı çıkarlarımızı her alanda dengeleyecek, tek yanlılıktan kurtaracak bir yapı ve duruş içinde olması gerekir.”
Geçen dönemlerde çok başarılı olmuş milletvekillerinin bazılarının CHP’den uzaklaşmak zorunda kalmaları bu zikzakların göstergesidir.
“AKP eşittir Erdoğan” politika ve uygulamalarının sonucu, son 6-7 yılda parti 7 Haziran’la yüzleşme noktasına geldi.
AKP, bu yüzleşme sıkıntılarını yaşamaktadır. AKP de ciddi bir değişime uğramak zorundadır. Ne koalisyon ne de erken seçim AKP’yi bu değişimden kurtarabilir.
Sonuç AKP’de mi?
Yarın ne olacağını AKP’nin tutumu belirleyecektir.
Koalisyon olsa da olmasa da AKP “açılım sürecini” sürdürmekte kararlı mıdır, değil midir?
Ancak MHP ile koalisyon kurulursa bu olasılık ortadan kalkar.
Açılım sürecini kararlı bir biçimde sürdürürse en büyük destekçisi HDP olacaktır.
Ortada oynanan büyük oyun demokrasi ile ilgili değildir. Sonuna kadar mı? Kısmi bir açılım mı?
AKP açılımı tercih ediyorsa CHP ve HDP ile işbirliği yapacaktır.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.