Eylül sonlarında bir gün Güneydoğu’nun ıssız mezralarından birinden Taraf’a bir telefon gelmişti.
On iki yaşlarında bir kız çocuğu, annesine “bana makarna yapsana” dedikten sonra evin önünde oynamaya çıkmıştı.
Evin karşı tepesinde yerleşmiş olan askerî birlikten atılan bir havan topuyla küçük kız paramparça olmuştu.
Ne yapacağını bilemeyen ailesi bize haber veriyordu.
Bölgedeki arkadaşlarımızdan birini olay yerine göndermiş ve bu korkunç olayı manşetten haber yapmıştık.
Bir gazetenin “ilk görevinin” sesi duyulamayan insanların sesini duyurmak, sahipsiz insanların derdine sahip çıkmak olduğuna inanan bir gazetenin yapması gereken de buydu.
Ertesi gün “Türk” medyasında tek satır yer almadı bu olayla ilgili.
İkinci gün gene manşetten haberi sürdürdük.
“Türk” medyasından gene ses çıkmadı.
On iki yaşındaki bir çocuk bir havan mermisiyle parça parça ediliyor ama çocuk Kürt, vuran da Türk askeri olduğu için Türk medyası olayı tamamen görmezden geliyordu.
Üstelik çocuğun ölümü karşısında mafyanın sessizlik kuralı “omerta”ya uyanlar, değişik görüşten gazetelerdi.
Bugün birbirine düşman gözüken gazetelerin ve gazetecilerin hepsi o gün sessizliklerini koruyordu.
Sessizlerdi.
Tek satır haber koymuyorlardı.
Sanki bir çocuk öldürülmemişti.
Havan topuyla paramparça edilmemişti.
Öfkeden deliye dönmüştüm.
Bir mezrada yoksul bir Kürt çocuğunu öldürdükleri yetmiyormuş gibi bir de çocuğu ve ailesini sessizliğe gömmeye uğraşıyorlardı.
Gazetecilik kurallarına falan boşverip üçüncü gün haberi yeniden manşetten verdik.
Zavallı Ceylan’ın annesi, “çocuğumun etlerini toplayıp eteklerime doldurdum” diyordu.
Ancak üçüncü günkü haberden sonra Türk medyasının “omertasını” kırabildik, işin peşini bırakmayacağımızı anladıklarından haberi vermeye mecbur kalmışlardı.
Bu korkunç olay, medyanın yapısını da olduğu gibi gösteriyordu.
Öldüren devletse, öldürülen de yoksulsa, Kürtse, sahipsizse, “devletin yanına geçip, sessizlikleriyle suçun ortağı oluyorlardı.
Bu, gazetecilik açısından işlenebilecek suçların en büyüklerinden biriydi.
Bugün de bu aşağılık “omerta”larını sürdürüyorlar.
Güneydoğu’da korkunç trajediler yaşanıyor, bebekler, çocuklar, hamile kadınlar, yaşlı dedeler sokaklarda vuruluyor, cenazeleri evlerin mahzenlerinde defnedilmeyi bekliyor, sokağa çıkanı vurduklarından insanlar cenazelerini bile kaldıramıyorlar.
Neler olduğunu ancak “sosyal medyadan”, internet sitelerinden, twitterdan, facebook’tan öğrenebiliyorsunuz.
“Büyük gazeteler” ve televizyonlar bu haberleri ya hiç vermiyorlar ya da bir iki paragrafla geçiştiriyorlar.
Haberi verdiklerinde de bu insanların kimler tarafından vurlduğunu belirtmemeye özel itina gösteriyorlar.
Devlet güçleri, kuşattıkları mahallelerde, ilçelerde bir kıyım yapıyor, “silahlı, silahsız” ayrımına hiç aldırmadan insanları vuruyor.
Evinde otururken öldürülen adamın, ensesinden vurulan beş aylık bebeğin silahla ne işi olacak zaten?
Bu haberleri vermeyerek, saklayarak, küçülterek, faillerini belirsizleştirerek, işlenecek yeni cinayetlerin yolunu açıyor medya.
Öldürülen insanlara sahip çıksalar, öldürülenlerin kim olduklarını, nasıl öldürüldüklerini anlatsalar, kimin öldürdüğünü söyleseler, her gördüğüne ateş açan “keskin nişancılar” böyle fütursuzca adam vuramaz.
Çekinirler.
Medyanın temel işlevi de zaten yapılan hataları, işlenen suçları ortaya çıkararak bunların tekrarını önlemek, suçluların cezalandırmasını sağlamaktır.
Medya bu görevini yapmadığı için insanlar böylesine rahat öldürülüyor bu ülkede.
Devlet görevlileri insanları öldürmek konusunda kendilerini özgür hissediyorlar.
İktidarın değişmesi hiç fark etmiyor, cinayetler kesintisiz sürüyor.
Medya da suç ortaklığından vazgeçmiyor.
Hatta orada da kalmıyor bazıları, “öldürenleri” haklı göstermek için utanmazca çabalıyor.
Öldürülenler Kürt nasıl olsa, öldürülenler yoksul, öldürülenler sahipsiz, ensesinden vurulan bebeği bir de siz sessizliğinizle vurup öldürebilirsiniz.
Bu cinayetleri haklı göstermek için bin dereden su getirebilirsiniz.
Daha önce de birkaç defa yazmıştım, bu ülkede kötülüğe ve suça açılan kapının “menteşeleri” bu ülkenin medyasıdır.
O menteşeler öyle işlemese, o kapılar kötülüğe bu kadar rahatça açılmaz.
Suçlar bu kadar rahatça işlenmez.
Ceylan öldürüleli altı yıldan fazla oldu, suçlular hiç bulunmadı.
Ondan sonra öldürülen çocukların sayısını kimse bilmiyor.
Çocuklar öldürülüyor, medya susuyor.
“Omerta” sürüyor.
Bu sefil düzene karşı çıkmak isteyen, çocukların ölümüne engel olmak isteyen herkes, “medyanın” bu cinayetlerdeki “sessiz” suç ortaklığını ortaya çıkarıp, “menteşelerin” işlevini ortaya koymalıdır bence.
Her cinayette, o cinayeti haberleştirmeyen gazeteleri “sosyal medyada” afişe edin.
Bunu yaptığınızda bu cinayet düzeni apaçık ortaya çıkacaktır.
Medyayı düzeltmeden bu ülkedeki rezilliği önleyemezsiniz.
Menteşeleri sökün önce.
Kötülüğe açılan kapı kendiliğinden kapanacaktır.
Bu yazı, Bağımsız Gazetecilik Platformu P24'te yayımlanmıştır.
- BIST 9379.83
- Altın 3707.979
- Dolar 37.8409
- Euro 41.3004
- İstanbul 13 °C
- Diyarbakır 17 °C
- Ankara 13 °C
- İzmir 16 °C
- Berlin 11 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Medyanın “omerta”sı

Ahmet Altan- / Yazar
- Yorumlar 1
- Facebook Yorumları
- Ali Özdemir04 Ocak 2016 15:43
Keşke bu zalim ve katil ülkede,senin gibi yiğit,korkusuz, onurlu bir kaç gazeteci olsaydı. inan bu ülkede bu insanlıktan çıkmış,kan emici vampirler bu denli vahşeti yapma cesareti gösteremezlerdi. Bu nedenle ölen her bir bebeğin her bir annenin her bir babanın her bir dedenin ölümünden, birinci derecede bu onursuz medyadır. asıl eli kanlı bu alçak korkak ve ırkçı medyadır.Beş kuruş için onurunu hiçe sayan bu köhnemiş zavallılar insanlığa karşı en ağır suç işlemektedirler.
Yanıtla (26) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
- Böyle olmaz05 Eylül 2016 Pazartesi 01:22
- Tiyatro28 Ağustos 2016 Pazar 23:15
- Yüz yıllık gün21 Ağustos 2016 Pazar 22:58
- Ne oluyor?14 Ağustos 2016 Pazar 22:56
- Canavarlar bahçesi ve Taraf07 Ağustos 2016 Pazar 21:37
- Bir hikâye kalır01 Ağustos 2016 Pazartesi 00:28
- Goril ve Robespierre20 Temmuz 2016 Çarşamba 02:10
- “FETÖ'cü denilip geçilecek bir iş değil bu"18 Temmuz 2016 Pazartesi 07:10
- Enverleşmek12 Temmuz 2016 Salı 22:57
- Montezuma11 Temmuz 2016 Pazartesi 01:07
- Le Tour…05 Temmuz 2016 Salı 18:11
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.