Her seferinde aynı şey oluyor, “kimdi bu insanlar” diye soruyorum, “kimdi bu ölümlerine üzüldüğümüz, ağladığımız, acılarını kutsal bir ayin gibi paylaştığımız insanlar?”
Kimdi bu günahsızlar?
Kimdi bu başkalarının günahlarını, ömürlerini korkunç bir patlamanın sesini duyup, alevler arasında bitirerek ödeyenler?
Kimdi bu insanlar?
İsimleri birkaç gün sonra listeler halinde yayınlanıp, yakınlarından başka hiç kimsenin hafızasında yer bırakmadan hayatımızdan geçip gidecek bu insanlar kimdi?
Kim olduklarını bilmiyorum ama herkes gibi ben de tahmin edebiliyorum, çoğu kıt bir bütçeyle yapılmış bir pazar gezmesinden dönen insanlardı, aralarında “çaylak” olduğu için “pazar nöbetine” bırakılmış genç işçilerle, memurlar da vardı herhalde.
Büyük bir ihtimalle yorgundular.
Otobüste bir yer buldukları için sevinmiş, pazar gezmesinde kendilerine bakan bir genç kızın ya da bir delikanlının hayaliyle başlarını cama dayayıp uyumaya hazırlanmışlardı.
Öyle yorgun öldüler.
Tek suçları, günahlarla, yolsuzluklarla, sefil ihtiraslarla dolu bir ülkenin başkentinde yaşamaktı.
Başka bir ülkede yaşıyor olsalardı, şimdi sevdikleri bir televizyon programının karşısında, yarınla ilgili planlar kurarak soydukları bir portakalı yiyor olacaklardı.
Niye öldü bu insanlar?
Niye öldü?
“Bu ülkenin başkentinde altı ayda patlayan üçüncü bombanın kurbanları” olarak hayattan ayrılan bu insanlar niye öldü?
Neden bu ülkede doğmuş olmanın bedelini insanlar, Güneydoğu’da bodrumlarda yanarak, Ankara’da alevlerle tutuşarak ödüyorlar?
Şimdi gazetelerde, televizyonlarda epeyce laf dinleyeceksiniz ve çok azı size gerçeği söyleyecek.
Gerçek öylesine yalın, öylesine basit ve öylesine öfkelendirici ki size söylemekten korkacaklar.
Sizin gerçeği görmenizden korkacaklar.
Bütün bu insanlar, bir adam “anayasaya uymadığı, uymak istemediği, anayasayı paramparça ettiği ve ömrünün geri kalanını yasaların üstünde kalarak geçirmek” istediği için öldüler.
Ve daha ölecekler.
“Anayasaya uymayacağını” açıkça söyleyen ve yargıya da “anayasaya uymaması” için talimat veren Tayyip Erdoğan bu “anayasa dışı” iktidarını sürdürdüğü sürece bu ülkede acı ve ölüm bitmeyecek.
AKP iktidarının bu “yasadışı” iktidar biçimine olanak sağlamasıyla bütün devlet ve siyaset “yasadışına” kaydı.
Polis, istihbarat, yargı, bir adamın “yasadışı” iktidarını koruyabilmek için şekillendirildi, Erdoğan’ın “kişisel öfkelerini” ve “kişisel düşmanlıklarını” tatmin etmekle öyle meşguller ki ülkenin başkentinde altı ayda üç bomba patlamasını önleyecek bir güçleri ve enerjileri kalmadı.
Sadece gazetecileri ve “paralel” dedikleri cemaatçileri takip edip onları hapse atmakla meşguller.
Devlet kadroları, “yasalara uyacak”, mesleğini hakkıyla yapacak, işinin ehli insanlarla değil, tek bir adamın “yasadışı” iktidarını koruyacak “yandaşlarla” dolduruldu.
Devletin değil Erdoğan’ın adamları o görevlilerin çoğu.
Erdoğan “anayasaya uymadığında” adamları da anayasaya ve yasalara uymuyor, yasadışı bir devlet yapısı çıkıyor ortaya.
Bütün siyaset, Erdoğan’ın “anayasa dışı” bir iktidarı ömrü boyunca sürdürmesini sağlayacak bir rejim kurabilmesi amacıyla oluşturuluyor.
Erdoğan geçici bir süreliğine cumhurbaşkanı seçilmiş bir adam, bu süre bittiğinde başbakanlığı sırasındaki birçok olaydan ve cumhurbaşkanlığında “anayasayı çiğnemesinden” dolayı yargının önüne çıkması gerekecek ve Erdoğan için bu büyük bir kâbus.
Asla muhalefete düşmeyeceği, hep iktidarda kalacağı bir düzen kurmaya çabalıyor o da.
7 Haziran’a kadar sakin olan ülkede neden 7 Haziran’dan AKP oy kaybettikten sonra birden Kürt savaşı başladı?
Neden Kürt kasabalarında “iç savaş” yaşanıyor, neden insanlar öldürülüyor, mahalleler yıkılıyor?
HDP’nin ve MHP’nin baraj altında kalacağı bir seçim sonucuyla “rejimi değiştirebilmek”, “ömür boyu başkanlığı” getirebilmek ve Erdoğan’ın yaptıklarının hesabını yargıya vermesini önlemek için.
“Anayasaya uymayan” ve uymak istemeyen tek bir adamın siyaseti yüzünden ülke cehenneme döndü.
Defalarca söyledim, daha da imkânım oldukça söyleyeceğim, “Erdoğan’ın yasadışı tek adam iktidarı” sürdüğü sürece bu ülke tek bir gün bile huzur ve istikrar görmeyecek.
Devlet kadroları, “anayasa dışına” kaymış ve bu suçun bedelini ödemekten delicesine korkan insanlarla dolu olan bir ülkede huzur ve istikrar olamaz.
Düşmanlık, şiddet, adaletsizlik, yolsuzluk, ölüm, bu iktidar önlenemediği sürece devam edecek.
Parlamentonun bu “anayasa dışı” gidişatı durdurmak için adım atması gerekiyor ama Erdoğan’a bağlı olanlar buna izin vermiyor.
Hiç olmazsa muhalefetin bu adımı atması gerekiyor.
Bu “anayasa dışı” gidişatı durdurma imkânı varken durdurmayanlar, bu ölümlerin sorumluluğunu da paylaşıyorlar.
Tabii bir de “suç ortağı” medya var.
Onlara medya demek de tuhaf, “yasadışı” bir rejimin propaganda birlikleri onlar.
Hep Erdoğan ve AKP dışında birilerini suçlayarak, iktidarın bütün suçlarını ve hatalarını saklayarak, halkın gerçeği görmesine engel olmak görevleri.
Gerçekleri yazsalar, toplum harekete geçerek siyaset adamlarını bu “yasadışı” rejimi durdurmaya zorlayacak, onun için gerçekleri saklıyorlar.
Gerçekleri söylemek için değil, gerçekleri saklamak için gazeteler çıkartıp, televizyonlar kuruyorlar.
Gerçeği saklayan medya, bu ölümlerin sorumluları arasında.
Bir de medyanın korkakları, iktidara yaranarak televizyon programları yapıp, gazetelerde köşe yazarak varlıklarını sürdürmeye çalışanlar var tabii her zaman olduğu gibi.
Gazete köşelerinde yağ izleri bırakan zavallı sürüngenler.
Bu sefil medyanın para merakı yüzünden insanlar gerçekleri öğrenemeden ölüyor bu ülkede.
Daha çok öleceğiz.
Ölüm ve acı, bu rejim bitmeden bitmeyecek.
Göreceksiniz.
Aslında görüyorsunuz da… Yanan Kürt kasabalarıyla, vurulan bebeklerle, başkentte altı ayda patlayan üç bombayla, Anadolu’nun her köşesinden kalkan “bayraklara sarılı” tabutlarla görüyorsunuz.
Ama gördüğünüzün, gördüğünüzden başka bir “şey” olduğunu anlatıyorlar size.
Gördüğünüzün, gördüğünüz “şey” olduğunu size anlatacak bir medya yok… Bunu bir gün kendiniz anlamak zorunda kalacaksınız.
Siz anlayana kadar, piknikten dönen yorgun genç kızlar, işten çıkmış yorgun memurlar, beş aylık bebekler, Kürt gençleri, Anadolu’nun delikanlıları ölüp duracak.
İnsanlar, sevdiklerinin yaşayıp yaşamadığını twitterda attıkları endişeli mesajlarla öğrenmeye çalışacak.
Bir adam “anayasaya uymayacak” diye biz “esfel-i safilin”de yaşayıp, alevlerle dolu patlamalarla insanlarımızı ölüme teslim edip duracağız. (P24)
- BIST 9379.83
- Altın 3707.979
- Dolar 37.8409
- Euro 41.3004
- İstanbul 12 °C
- Diyarbakır 15 °C
- Ankara 11 °C
- İzmir 16 °C
- Berlin 10 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Medya ve ölüm

Ahmet Altan- / Yazar
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Böyle olmaz05 Eylül 2016 Pazartesi 01:22
- Tiyatro28 Ağustos 2016 Pazar 23:15
- Yüz yıllık gün21 Ağustos 2016 Pazar 22:58
- Ne oluyor?14 Ağustos 2016 Pazar 22:56
- Canavarlar bahçesi ve Taraf07 Ağustos 2016 Pazar 21:37
- Bir hikâye kalır01 Ağustos 2016 Pazartesi 00:28
- Goril ve Robespierre20 Temmuz 2016 Çarşamba 02:10
- “FETÖ'cü denilip geçilecek bir iş değil bu"18 Temmuz 2016 Pazartesi 07:10
- Enverleşmek12 Temmuz 2016 Salı 22:57
- Montezuma11 Temmuz 2016 Pazartesi 01:07
- Le Tour…05 Temmuz 2016 Salı 18:11
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.