Gençliğimde yeni bir eve taşınmıştım, mutfak fayansları çiğ bir maviydi, çok çirkin gözüküyordu.
Evde eşya yok, cepte para yok ama aklım bu mavi fayanslara takıldı, onlara bir çözüm bulmak istiyorum ama parasız bir çözüm bulamıyorum.
Sonunda “ben bunları mantarla” kaplayayım dedim, hem fayansları gizler, hem ucuz.
Bir iç mimar arkadaşım vardı.
Ona sordum, “Ben mutfaktaki çirkin fayanslara bir çözüm buldum, mantarla kaplatacağım, ne dersin?”.
“Çok mantar bir çözüm” dedi.
Vazgeçtim.
AKP’liler, “her şeyi çözecek sihirli formül” olarak bu başkanlık sistemini önerdikçe, aklıma mimar arkadaşımın söyledikleri geliyor.
“Çok mantar bir çözüm.”
Türkiye’deki sistemin düzeltilmesi gerekiyor mu, gerekiyor.
Başkanlık bir çözüm olabilir mi, olabilir.
Ama sen 12 Eylül’den kalma Anayasa’yı değiştirmeden, Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirmeden, Seçim Yasası’nı değiştirmeden, Yerel Yönetimler Yasası’nı değiştirmeden, sadece “cumhurbaşkanlığını” değiştirirsen, bu “çok mantar bir çözüm” olur.
Her şeyi iyice birbirine karıştırmaktan başka işe yaramaz.
12 Eylül rejiminin içine başka hiçbir şeyi değiştirmeden “başkanlığı” yerleştirdin mi çiçek gibi bir “diktatör” yaratırsın.
AKP’li yöneticiler akıllarını Anayasa’ya takmıyorlar, Siyasi Partiler Yasası’na takmıyorlar, adalet sistemine takmıyorlar, varsa yoksa “başkanlığa” takıyorlar.
Niye bizim böyle bir derdimiz varsa...
Toplumun böyle bir derdi yok.
Bu dert Erdoğan’la yakın çevresinin derdi.
Sistemi demokratikleştirmeye çalışmıyorlar, bir “Putin rejimi” oluşturmak istiyorlar.
Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “zavallı Obama” diye bağırıyor, Amerikan Başkanı’nın yetkilerinin bizim başbakanın yetkileri yanında çok yetersiz kaldığını söylüyor.
Başbakan Erdoğan’ın bizim sistemimize göre büyük yetkileri var mı?
Var.
Çoğunluğun yönetimi onda olduğu için parlamento emrinde mi?
Emrinde.
İstediği yasayı geçirebiliyor mu?
Geçiriyor.
Demek bizim bugün bir “yetki” sorunumuz yok.
Bütün bu yetkilerine, milletvekillerine, iktidarına, gücüne rağmen Erdoğan niye sorunları çözemiyor peki?
Bu yetkilerle çözemediği hangi sorunu, Burhan Kuzu’nun “yetkileri daha da azalacak” dediği rejimde çözecek?
Mesele ülkenin sorunlarını çözmekse, bütün yetkiler sizde niye çözemiyorsunuz?
Mesele, sorunları çözmek değil elbette.
Mesele, “tek adam rejimini” başkanlık sistemine bağlayıp meşrulaştırmak ve her türlü denetimden azade kılmak.
Bu fazlasıyla samimiyetsiz ve kandırmaya yönelik bir yaklaşım, neredeyse bütün ülkeyi ahmak yerine koyuyorlar.
İktidarın yetkileriyle ilgili bir sorun yok bugün Türkiye’de.
Sorun, sistemin tümüyle “askerî darbe rejiminin” üstüne oturmuş olması, vatandaşlarının eşitliğini kabul etmemesi, yüksek seçim barajlarıyla temsil gücünü zayıflatması.
Bunların tümünü değiştirmeden neden sadece “başkanlık” getirmeye uğraşıyorsunuz?
Başkanlık “çok kuvvetli” bir iktidar odağı oluşturduğu için bu sistemle yönetilen “demokratik” ülkeler, bu iktidarı paylaştıracak bir düzen kurmuşlar.
Amerika’da bir başkan var ama bilmem kaç tane eyalet ve her eyaletin seçimle gelmiş bir valisi var.
Her eyaletin kendi parlamentosu var.
AKP yönetimi başkanlık sistemine geçerken “eyalet sistemine” geçmeyi de düşünüyor mu, iktidarı paylaştıracak mı?
Hayır.
Onlar iktidarı tek elde toplamayı amaçlıyorlar.
Askerî darbe anayasası olan ve Kenan Evren’in iktidarda kalacağı varsayımıyla biçimlendirilen bir anayasayı tümden atıp yenisini yapmadan başkanlık sistemine geçmek bu ülkeye demokrasi ve özgürlük getirebilir mi?
Başkanlık sistemi dediğinizde bir tek başkanlık sistemi yok ki, Amerika’da da başkanlık sistemi var Rusya’da da ama ikisinin işleyişi birbirinden çok farklı.
AKP hangisini istiyor?
Başkanlık sistemiyle birlikte Amerika’daki demokratik sistemi mi alacaklar yoksa Rusya’daki “tek adam” sistemini mi?
Demokratik altyapıyı kurmadan, demokratik bir anayasa yapmadan, bütün sistemi baştan aşağı yenilemeden “başkanlık”, diktatörlükten başka ne işe yarayacak?
Hiçbir ciddi sorunu çözemiyorlar ama “başkanlık” sistemi kurmak için çırpınıyorlar.
Bu “darbe rejiminin” üstünü “başkanlıkla” kaplayıp daha da beter edecekler.
Türkiye’nin ciddi sorunlarını çözmek mi istiyorsunuz?
Bu yapıyı olduğu gibi değiştirin, bir zamanlar bunun için söz vermiştiniz zaten, eski sözlerinizi hatırlayın, onlara uyun, Avrupa Birliği standartlarını getirin, ondan sonra da istiyorsanız başkanlığı bu ülke tartışsın.
Onları değiştirmeden “başkanlık” sistemini getirmek, çirkin fayansların üstünü mantarla kaplamak olur.
Çok çabuk rutubetlenip küflenir.
Bırakın bu “mantar” çözümleri de gerçekten sorunları çözmeye niyetiniz varsa asıl meseleleri konuşalım.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.