• BIST 10025.47
  • Altın 2976.723
  • Dolar 35.1352
  • Euro 36.6264
  • İstanbul 5 °C
  • Diyarbakır 6 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 8 °C
  • Berlin 2 °C

Kürtlerin yumuşak gücü: Diasporasız barış eksik kalır

Amberin Zaman

Geçtiğimiz hafta Murat Karayılan’ın Kandil’den yaptığı açıklamalar gündeme bomba gibi düştü. PKK’ye yakın Fırat Haber Ajansı’na konuşan Karayılan Gezi protestolarına destek verirken “Devlet süreci sabote etmek için elinden ne geliyorsa yapıyor. Savaşa hazırlanıyor” yorumunda bulundu. Karayılan’ın bu sözlerinin akabinde bugün İmralı’da Öcalan ile görüşecek heyette yer alan BDP Eşbaşkanı Selahattin DemirtaşÇözüm sürecinin ikinci aşamasının ilk resmî müzakeresini hükümetle gerçekleştirdik. Hükümet hazırlıklar olduğunu söylüyor”, diyerek yeni bir reform paketine işaret etti. Gözler İmralı, Kandil ve Ankara’ya odaklanmışken bizler de Brüksel’de Kürdistan Halk Kongresi (Kongra-Gel) Başkanı Remzi Kartal ile biraraya geldik. İmralı süreci ve Gezi Parkı olaylarını konuşmak istedik. Her iki konuda “Karayılan’ın kapsamlı açıklamaları var zaten” diyerek cevaplarını kısa tutan Kartal daha ziyade Avrupa’daki durum hakkında bilgi verdi.

46132

Brüksel’in en şık semtlerinden Louise’de bulunan 19. yüzyıl yapımı görkemli bir binada 1991 yılında DEP milletvekili olarak parlamentoya giren ve 1994 yılında DEP davasında mahkûm edildikten sonra Avrupa’ya sığınan Kartal ile biraraya geldik.

Van’ın önde gelen ailelerinden olan ve 19 yıldır sürgün hayatı yaşayan Kartal barış sürecinin tamama ermesini dört gözle bekliyor. “Van’da göl kenarında kahvaltı etmeye hasret kaldık”, diye yakınan Kartal “AKP süreci sağlıklı yürütmüyor. Bütün adımlar Kürt tarafından atıldı. Ancak iktidar henüz herhangi somut adım atmış değil. Halkımızda ciddi kaygılar var. Bu kaygılarımızı zaten Murat Karayılan etraflıca dillendirdi”, diyor.

Oysa Oslo görüşmelerinde Kürt heyetinde yer alan Kartal nisanda Radikal gazetesinden Ezgi Başaran’a verdiği röportajda İmralı sürecine ilişkin son derece iyimser bir tablo çizmişti. “Bu kez farklı. O yüzden barışın geleceğine inancım yüzde 99 değil, yüzde yüz”, demişti. Kartal’ın karamsarlığı hükümetin Türkiye’de atmadığı adımlardan ziyade Avrupa’da bulunan sürgündeki Kürtlerle ilgili.

Konu pek gündeme gelmiyor ama barış sürecinin sağlıklı yürümesi için devletin Avrupa’daki Kürtlere, tüm Diaspora Kürtlerine bakış açısının değişmesi gerekiyor”, diyor Kartal. Tam olarak neyi kastediyorsunuz diye sorduğumda Kartal içini dökmeye başlıyor.

Biz neden buraya geldik? Türkiye’de barışçıl yollarla, Meclis’te, halkın seçtiği milletvekili olarak Kürt halkının haklarını aramamız izin verilmediği için geldik.

Ama bakıyoruz burada da devlet peşimizi bırakmadı. Burada legal çerçevede faaliyet gösteren biz olalım diğer arkadaşlarımız olsun hepimizi ‘terörist’ ilan eden Türkiye bizleri İnterpol’ün kırmızı bültenine aldırdı. Sürekli tutuklanıp Türkiye’ye iade edilmemiz talep ediliyor. Aynı devlet bizimle Oslo’da masaya oturdu. Bu nasıl bir tezattır. Bu bakışın değişmemiş olması anlaşılır gibi değil. Barış ruhuna aykırı zira Diaspora’da yüzbinlerce Kürt yaşıyor ve biz de onların temsilcileriyiz...

Belçika tarafında siyasi sığınma hakkı tanınan Remzi Kartal defalarca gözaltına alındı ancak her seferinde serbest bırakıldı. Kongra-Gel ve KCK bağlantılarından ötürü Türkiye tarafından “terör örgütü üyesi” olmakla suçlanan Kartal ve arkadaşlarına bir darbe de ABD tarafından vurulmuştu. Nisan 2011’de ABD Hazine Bakanlığı bünyesindeki Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (Office of Foreign Assets Control) tarafından yapılan açıklamada, “Yabancı Narkotik Çeteler Belirleme Yasası” çerçevesinde “Avrupa’daki uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetleri nedeniyleRemzi Kartal ve yine Oslo müzakerelerinde yer alan Sabri Ok ve Zübeyir Aydar’ı da “Özel olarak belirlenmiş uyuşturucu kaçakçısı” olarak ilan etmişti. Türk Dışişleri Bakanlığı ise bu gelişmeyi “memnuniyetle” karşıladığını beyan etmişti.

Bizim narkotik kaçakçılığıyla ne ilgimiz olabilir, bunların tümü iftira” diyor Kartal ve soruyor: “Uyuşturucu kaçakçılığı yaptığımıza dair bir tek kanıt ortaya koyabilmişler mi?

Öcalan’ın Nevruz vesilesiyle yaptığı açıklamayla birlikte silahların sustuğu, Kürtlerin mücadelelerini siyasal legal zeminde sürdürme kararını aldıkları “yepyeni” bir sayfanın açıldığının altını çizen Kartal Diaspora Kürtlerine bu bağlamda büyük görev düştüğüne dikkat çekiyor.Yıllarca Avrupa’daki faaliyetlerimiz Kürtlerin maruz kaldığı baskıları, işkenceleri, devlet tarafından yok sayılmalarını anlatmakla geçti. Ekseriyetle Avrupa’daki Sol ve Yeşil partiler bizleri muhatap aldı destek verdi”, diyen Kartal lobi faaliyetlerini şöyle tarif ediyor: “Bizim örgütlememiz halk eksenli. Tepeden inme siyaset yapmıyoruz. Avrupa’da Kürtleri biraraya getiren, seslerini duyuran yüzlerce dernek var. Bunların içinde İran, Irak ve Suriyeli Kürtler de var. Bu dernekleri biraraya getiren federasyonlar ve Brüksel’de çatı görevi yapan Avrupa Kürt Dernekleri Federasyonu KON-KURD var.

Kürtlerin Avrupa’daki lobi faaliyetlerini izleyen biri olarak başarılı olduklarını teslim etmem gerekiyor. Kartal bunun en çarpıcı örneklerinden biri olarak Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı projesine yönelik yürütülen kampanyayı hatırlatıyor. Avrupa’daki Yeşiller’i, çevre örgütlerini harekete geçiren Kürt dernekleri en nihayetinde barajın yapımını üstlenen Avusturyalı, İsviçreli ve Alman firmalardan kendi hükümetlerinin projeye verdiği finansal desteğin çekilmesini sağlamışlardı. Güneydoğu’daki çatışmaların en yoğun yaşandığı 90’lı yıllarda TSK’nın yoğun hak ihlallerini sürekli gündemde tutarak Türkiye’ye bir dizi askerî malzemenin satışını engellemişlerdi.

Buna mukabil Türkiye de PKK’nın Avrupa Birliği ve Amerika tarafından “terör örgütü” olarak ilan edilmesini sağladı. “Bunların hepsi bir oyunun parçası” iddiasında bulunan Kartal çeşitli Avrupa ülkelerinde PKK’ya yönelik yapılan operasyonların da daha ziyade “göz boyama amaçlı” olduğunu savundu. “Esas dertleri ticari çıkarları, Türkiye’den alacakları ihaleler, diye sözlerin sürdüren Kartal son süreçle birlikte PKK’nın ABD ve AB’nin terör listesinden çıkartılması gerektiğini vurguladı. “Bunun için lobi faaliyeti başlattık bile” diyen Kartal “terör listesinden çıkartılan bir PKK silah alır mı tekrar eline” diye soruyor.

Kartal Avrupa’daki Kürtlerin de artık farklı bir mecraya doğru evrilmekte olduklarını ifade ederken önemli bir noktaya dikkat çekiyor: “Kürtler artık Avrupa’da aktif politikaya soyunmaya başladılar. Geçmişte Türkiye’de ve Kürdistan’ın diğer parçalarında yaşayan Kürtlerin sorunları için bulundukları ülkelerin politikacıları üzerinde baskı kuran Kürtler artık belediyelerde olsun, meclislerde olsun Kürtlerin sorunlarıyla bizzat kendileri ilgileniyor. Ama aynı zamanda Kürtlerin Avrupa’da yaşadıkları sorunlarla da ilgileniyorlar. Eğitim olsun konut sorunları olsun Kürtlerin sorunlarıyla Kürtler ilgileniyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89