Önce 24 Ağustos’ta yapılması öngörülen, ardından da 15 Eylül tarihine ertelenen Kürt Ulusal Kongresi’nin ikinci kez ertelenmesi Kürt kamuoyunda ve ilgili çevrelerde haklı olarak tartışma konusu oluyor.
Kongre Hazırlık Komisyonu, Kürt Ulusal Kongresi’nin ikinci kez ertelenmesine gerekçe olarak Kürdistan Bölgesi’nde 21 Eylül’de yapılacak parlamento seçimlerini gösterdi. Evet, seçim atmosferinde Ulusal Kongre’nin toplanması arzu edilecek bir şey değil. Ancak Kürdistan’da yapılacak seçimlerin Kongre’nin ertelenmesini gerektiren tek ve esas neden olmadığını süreci yakından izleyen herkesin farkında olduğu bir durum.
Esas nedenler daha farklı
Daha önce konuyla ilgili bir değerlendirmemde Kürt Ulusal Kongresi’nin esas enerjisini Türkiye’de başlayan çözüm sürecinden aldığını yazmış ve bu konunun gündeme girmesinin Türkiye’deki son gelişmelerle olan bağının altını çizmiştim. Kürt Ulusal Kongre’sinin toplanması halinde onun çözüm sürecinde yol açacağı sinerjiden söz etmiştim.
‘Kürt Ulusal Kongresi’nin esas olarak enerjisini Türkiye’de başlayan çözüm sürecinden aldığına kuşku yok. Bu yılın başından itibaren silahların susması ve ardından da PKK’nin sınır dışına çekilme kararı ile devam eden süreç, Kürt sorununun barışçıl ve siyasal yöntemlerle çözümü yönündeki umudu artırdı. Ve Kürt Ulusal Kongresi’nin toplanması için uygun bir zemin hazırladı.’ (İlkehaber.com 25.07.2013)
Öte yandan son bir iki aydan bu yana çözüm sürecinde bir sıkışmanın yaşanmakta olduğu sır değil. Hükümet, silahların susmasının ve PKK’nin geri çekilmesinin yol açtığı elverişli ortamı Kürt sorununun kalıcı çözümü yönünde dönüştürmek için kayda değer bir çaba içinde görünmezken, PKK cenahı ise hükümetin söz konusu tutumuna her keresinde savaşı yeniden başlatma tehdidi ile karşılık vererek gerilim politikasını tırmandırdı.
Sürecin tekleyerek ortamın giderek gerildiği böyle bir ortamda Ulusal Kongre sürecini besleyen motivasyonun zayıflaması kaçınılmazdı. İlk dönemde Kürt Ulusal Kongresi’ne hayırhah yaklaşıyor görünümü veren Türkiye’nin, çözüm sürecinin seyrine ve yaşadığı sıkışmaya bağlı olarak tutum değiştirmesi sürpriz olmadı. Bundan çıkartılacak sonuç, Ulusal Kongre’nin Türkiye’nin bir projesi olarak ortaya çıktığı gibi uçuk bir saptama değildir elbette. Ancak verili koşullarda Türkiye’ye rağmen bir Ulusal Kongre toplamanın güçlüklerini tahmin etmek zor değildir. Türkiye’nin tutumu kadar tayin edici olmasa bile İran’ın ve öteki bölge devletlerinin etkisi de yabana atılacak türden değil.
Peki tek erteleme nedeni bu mu?
Erken bir hegemonya mücadelesi
Start aldığı ilk günden itibaren Kürt Ulusal Kongresi sürecinin bazı Kürt çevreleri bakımından bir iktidar ve hegemonya kurma alanına dönüştüğü sır değil.
Bilindiği gibi Sayın Mesut Barzani, Kürt Ulusal Kongresi için bir Hazırlık Komisyonu oluşturmak üzere dört parçadan Kürt siyasi parti temsilcilerini 22 Temmuz tarihinde Selahaddin’de toplantıya çağırdı. BDP-PKK çevresi ise bu toplantıya KESK’ten Baro’ya, İHD’den MEYA-DER’e kadar Kürdistani kimlikten uzak ama kendisine yakın bir çok kurum temsilcisini taşıdı. Niçin? Seçilecek Hazırlık Komisyonu ile ilgili olarak elini güçlendirmek için. Peki buna gerek var mıydı? Kürtlerin yüz yıllık beklentisi olan bir projeye bu kadar sığ ve hizipçi bir yaklaşım kime ve nasıl izah edilebilir? Ardından aynı çizgi, Hazırlık Komisyonu’nun Kuzey Kürdistan ayağının oluşumunda 40-50 yıllık geçmişi olan Kürdistani siyasi partileri dışlayarak kendi taraftarlarıyla doldurdu. Böylece Kürt Ulusal Kongresi ruhu daha işin başında çiğnenerek hegemonya hesaplarına feda edildiğinin işaretleri verildi.
Delege hesabı üzerinden Ulusal Kongre’ye nüfuz etme çabaları, 600 delegenin Kürdistan parçalarına dağılım tartışmalarına da yansıdı ne yazık ki. Hazırlık Komisyonu’nun geçen dönem içinde delegenin parçalara dağılımında uzlaşamadığı için bir sonuca varmaması, Kürtlerin birliğinin cisimleşmiş hali olarak düşünülen Kürt Ulusal Kongresi bakımından düşündürücü değil mi?
Ya Suriye Kürdistanı üzerinden yürütülen soğuk savaş yöntemlerine ne demeli?
Kürtlerin Ulusal Kongre’den beklentilerinden biri de aralarındaki sorunların çözümüne katkıda bulunmak, giderek onları ulusal hedefler konusunda yakınlaştırmaktı(r). Ne var ki son dönemde yandaş basının Suriye Kürt Bölgesi üzerinden PDK’ye ve Kürdistan Bölgesi Başkanı Sayın Mesut Barzani’ye karşı yürüttüğü karalama kampanyası Ulusal Kongre zeminini dinamitleyici nitelikte. Bu tabloya bakan Kürtler haklı olarak şu soruyu soruyor: Kürt siyasi hareketleri Ulusal Kongre ile yakınlaşıyor mu yoksa Ulusal Kongre, Kürtler arası ayrılıkları derinleştiren ve yeni sorunlara yol açan bir çatışma alanına mı dönüşüyor? Böyle bir ortamda toplanacak bir Ulusal Kongre’den Kürt halkının beklentileri doğrultusunda sonuçlara ulaşmanın güçlüğünü tahmin etmek zor olmasa gerekir.
Son olarak Suriye’ye yapılacak olası bir dış müdahalenin de Ulusal Kongre bakımından arzulanan zemini riske sokması ihtimal dahilinde.
Yapılacak şey ne olmalı?
İç ve dış aktörlerin olumsuz etkisinden bağımsız olarak Ulusal Kongre sürecini zora sokan etkenlerden birisi de Ulusal Kongre projesinin doğasından kaynaklanmış olamaz mı? Kürdistan’ın bölünmüş parçaları bakımından birlik ve yakınlaşmanın Ulusal Kongre dışında bir modeli bulunamaz mı?
Öte yandan başka seçenekleri tüketmeden Kürtlerin, oldukça karmaşık Ulusal Kongre gibi bir modele odaklanmaları da pek gerçekçi gibi görünmüyor. Sadece farklı koşullara sahip Kürdistan’ın dört parçasındaki mücadeleyi bir çatı altında koordine etmek gibi bu işin karmaşıklığından değil, aynı zamanda dört parça açısından erken bir iktidar ve hegemonya mücadelesinin zeminine dönüştüğü için de Ulusal Kongre modeli gerçekçi ve uygulanabilir olmayabilir.
Bunun yerine yapılması gereken şey, geçmişte çokça konuşulduğu gibi dört parça açısından bir Kürt Ulusal Konferansı toplamaktır. Ulusal Konferans hem daha mütevazi, hem gerçekleştirilmesi daha mümkün, hem de erken iktidar savaşını gerektirmediği için tercih edilmelidir. Ayrıca bir ya da birkaç Ulusal Konferans serisi bize Ulusal Kongre modelinin uygulanabilirliği bakımından da güçlü işaretler verebilir.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.