Kürt meselesinde barış yolu her geçen gün sağlamlaşıyor. Tüm yol aksaklıklarına rağmen Türkiye'nin umutla dolmasının önünde herhangi engel yok.
Kabul etmek gerekir ki, toplumsal ve siyasal bağışıklık düzeyimiz çok gelişti. Tutunaklar, Paris cinayetleri, Cilvegözü, Gaziantep patlamaları gibi olaylar siyasi engeller siyasi istikrarı bozmuyor, çözüm istikametindeki kararlılığı değiştirmiyor, etkilemiyor.
Bunu önce hükümet açısından vurgulamak gerekir.
Başbakan'ın son bir ay içinde yaptığı konuşmaların, çıkışların büyük bir kısmı, bu mesele etrafında dönüyor. Kamuoyunun çözüm meselesine, bu çerçevede atılacak adımlara hazırlanması mantığı üzerine oturuyor.
Kürt tarafında da kararlılık üst düzeyde görünüyor.
Tutanakların yayınlanmasından, diğer ifadeyle parçalı Kürt siyasi alanındaki 'siyasi gaz'ın bu yolla alınmasından sonra, bu alandan gelebilecek 'barış bozucu hamleler ihtimali' de iyice düştü. Tutanaklar en azından Kürtler açısından görece bir şeffaflık etrafında yeniden yapılanmaya yönelik bir etki yaptı.
Yol açık…
Nitekim bu sıralar PKK'nın elindeki tutsakların bırakılması bekleniyor. Bu, barış istikametinde atılan ilk somut adım olacak ve Öcalan'ın belirlediği bir hamleyi Kandil yerine getirmiş bulunacak.
Bu yolda ilerlerken unutulmaması gereken şudur:
Barış süreci sadece 'ne yapılacak' sorusunu ve bunun yanıtını barındıran bir 'içerik havuzu'ndan oluşmuyor. Aynı zamanda son derece kuvvetli bir 'nasıl' sorusunu kapsayan bir 'süreç' olarak karşımıza çıkıyor.
Birkaç kez değindik, kelimenin gerçek anlamıyla bir süreç söz konusuysa önemli olan 'hem taraflar arası ilişkiler'dir, 'hem her bir tarafın kendi içindeki dokusu, siyaseti, uzlaşısı'dır.
Parçalı ve iç dokusu güvensiz Kürt siyasi hareketinin ortak yeni bir bünye oluşturması kadar, barış fikrini coşkuyla karşılayan ancak atılacak adımlarla ilgili kimi kuşkuları barındıran Türk kamu ve siyasi aktörlerinin hareket halinde nasıl bir biçim alacağı da önemli meseleler arasındadır.
Önemli meselelerdir, zira barış projesine yönelik engelleyici, bozucu etkiler ancak bu iç siyasi alanlardan gelebilir.
Önemli meselelerdir, zira kalıcı bir barış ancak kitleleri arası bir mutabakat üzerinden inşa edilebilir.
Önemli meselelerdir, zira başarıya ulaşılırsa, sadece Kürt meselesi çözüm yoluna girmeyecektir, buna paralel olarak Türk siyaseti ve Kürt hareketi yeniden yapılanacaktır.
Türk ve Kürt kamuoyu çözüm projesi açısından belirleyici, en azından kritik bir konumdaysa, bu projenin yürütülmesi de kamuoyu faktörünü dikkate almak zorundadır.
O zaman çözüm süreci bu çerçevede görüşmelerin gerektiği kadar kapalı, ancak kamuoyu bilgilendirme gerektiği kadar şeffaf olabilmelidir.
Bu gözle bakıldığında İmralı tutanaklarının yayınlanması, bunu kimin basına sızdırdığı tartışmaları pek fazla anlam taşımaz.
PKK'nın elindeki rehinlerin bırakılması ve onu takip edecek 3. İmralı heyetiyle yeni bir aşamaya gelinecek.
Bu aşama Öcalan-Kandil-BDP-Avrupa arasında çözüme ilişkin yol haritasıyla ilgili bir mutabakatın sağlanması ve bunun kamuoyuna duyurulması aşaması olacak.
Nevruz törenleri sorunsuz atlatılırsa, örneğin 'Öcalan'a özgürlük' gösterilerine dönmezse, yolumuz açıktır.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.